Ergenekon (ETÖ) yoktur, iktidarın uydurmasıdır!
Aylardır, Türkiye’nin gündemini meşgul eden ETÖ çeşitli yorum ve spekülasyonları da beraberinde getirdi.
Birileri, mevcut iktidara karşı, yerli! Ulusalcı! bir yapıdan ve organizasyondan bahsederken. Birileri de demokrasiyi askıya almak isteyen, darbeci, jakoben bir çete ile karşı karşıya olduğumuzu söylüyor.
ETÖ, heterojen bir yapı. Gardırop usulü bir organizasyon. Sağcı, solcu, dindar, mason, asker, sivil, üniversite hocası, iş adamı velhasıl toplumun tüm katmanlarından insanı bünyesinde toplamış.
“Yukarıda filler dövüşür aşağıda çimenler ezilir .” sözü tam da bu fotoğrafa uyuyor.
Velev ki –aman bu kelimeyi kullanmamalıyım,367 Sabih’in gadrine uğrayabiliriz- Diyelim ki, ETÖ, ABD, AB ve NATO’ya karşı olan bir örgüt. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, fikir, inanç ve teşebbüs hürriyetinden yana.
Diyelim ki, darbe planlamıyorlardı.
Diyelim ki, çete değiller.
Diyelim ki, ABD, AB, NATO ekseninin Türkiye’yi sömürgeleştirdiğini, sömürdüğünü düşünüyor ve bu kontekste Rusya, İran, Çin, Türkiye eksenli bir pakt içinde yer almanın, ülkemizin geleceği için daha hayırlı olacağına inanıyor.
Diyelim ki, AK Parti iktidarı topraklarımızı eğemen güçlere, aç gözlü, vampirlere,, hiçbir etik kural tanımayan küresel sermayeye peşkeş çekiyor!
Diyelim ki,85 yıllık Cumhuriyetin, Devlet ve milletimizin maddi birikimleri olan kurumlarımızın haraç mezada satılması karşısında, ETÖ ulusal duyarlılık sergiliyor!
Diyelim ki, Laiklik elden gidiyor,”Şeriat” geliyor! ETÖ engin tecrübe ve birikime sahip üyeleriyle, bu tehlikeye karşı insanımızı uyarmak ve uyandırmak görevini yapıyor.
Diyelim ki, yakalanan silah, mermi, bomba ve krokiler ETÖ’ ye ait değil. ABD’nin Türkiye’dek uzantısı olduğunu iddia ettikleri İktidarın komplosu!
Diyelim ki,27 Mayıs 1960 darbesi olmadı. Başbakan ve Bakanlar asılmadı. Milletvekilleri cezaevlerine konulmadı.1962–1963 darbe girişimleri hiç yaşanmadı! Talat Aydemir, Fethi Gürcan idam edilmedi.12 Mart 1971 Muhtırası verilmedi!
Diyelim ki, ABD başkanı, 12 Eylül 1980 darbesi sonrası bizim çocuklar darbe yapmışlar demedi!
Diyelim ki, 12 Eylül 1980 Darbesi olmadı,50 kişi asılmadı, bir milyon kişi emniyetlerde, cezaevlerinde işkenceden geçirilmedi. Tüm Hükümlü ve tutuklulara insanca muamele edildi, askeri mahkemelerde emir komuta zinciri içinde yargılanmalar yapılmadı.
Diyelim ki, 28 Şubat 1997 Post modern darbesi yapılmadı! Milletin oyları ile iktidara gelenler yine milletin oyları ile iktidardan uzaklaştırıldı.Sincan da tanklar yürümedi,yatak hikayelerinden şeriat tehlikesi devşirilmedi!Yargıya askeri brifingler verilmedi,siyasetçiler tehdit edilmedi.Başbakan‘a emrinde memur olarak çalışan bir General “P……k” demedi,,hakaret etmedi.
Diyelim ki, 28 Şubatta siyaset kurumu baskı altına alınmadı, siyasetin üzerindeki askeri vesayet dayanılmaz noktalara çıkmadı.!”Türkiye’yi İran yapmak isteyenler var, müsaade etmeyeceğiz” diyenler, UFO’larla dünyamızı ziyaret eden uzaylılardı!
Diyelim ki, “Dün dündür, Bugün bugündür” sözü mucibince,28 Şubatta İran tehlikesinden bahsedenler, bugün İran’la iş birliği yapalım diyenler değildi.
Diyelim ki, ABD, AB, İsrail, PKK, gibi el ele verip, ülkemizi bölmek isteyenlere karşı, bölünmemek, parçalanmamak için ETÖ’yü kurdular. Demokrasiyi askıya almak, milli ve manevi değerlerle çatışmak gibi bir niyet ve düşünceleri yoktu! “Kendimiz için bir şey istiyorsak namerdiz” düşüncesiyle hareket ettiler.
Diyelim ki, PKK ile mücadelede hukuk dışına çıkmadılar, faili meçhuller ve kaçakçılığın yanından kenarından geçmediler. Bunların her çeşidi dış güçlerin ajanları tarafından yapıldı!
Diyelim ki, Genel Kurmay Başkanları, cumhuriyeti koruma ve kollama görevini hakkıyla yerine getiremedikleri için, ETÖ “siz yoksanız”, “Biz varız” diyerek durumdan vazife çıkardı!
Diyelim ki, tüm bu “diyelim kilerin” hepsi doğru.
Gözaltına alınan kişilerin iddianamede ki iddialarla hiçbir alakası yok. “Beratı zimmet asıl” olduğuna göre zaten şu an tutuklu olanlar sadece zanlı.
İyi de kimi gözaltına alınan, kimi tutuklanan zanlıların bilgisayarlarında, evlerinde ele geçen, şu meşum resimleri, gizli kayıtları, fişlemeleri uygunsuz görüntüleri kim ya da kimler düzenledi.?
Diyelim ki, ETÖ’nün her eylem ve faaliyeti legal, hukuk ve ahlaka uygun. Peki, siyasetçilerin, bürokratların, iş adamlarının uygunsuz resimleri niçin kaydedildi? Bu çalışma hangi gayeye matuftur ve ne içindir? Hatırlayanlar olacaktır, geçmişte Cem Uzan’ın çiftliğinde yapılan aramalarda da Siyasetçi, bürokrat, asker ve iş adamlarının uygunsuz kasetleri ele geçirilmişti.-Sakın Uzanların şimdiye kadar yakalanamayış sırları bu kasetler olmasın-Bu uygunsuz kasetler kişisel rant elde etmek için mi? Yoksa iç ve dış müstevlilerin kirli emellerine hizmet için mi çekildi?
“Vallahi ben hayatımda böyle deli saçması, böyle rezalet, böyle kepazelik, böyle hokkabazlık görmedim”.Hulasa ETÖ iktidarın uydurmasıdır!!!
Anlayana sivrisinek saz,
Anlamayana davul zurna az!