Vahideddin de gelsin mi?
Nazım Hikmet’in kabrinin nakledilmesi konuşulduğu günlerde alttan alta bir fikir daha dile geliyordu. “Vahideddin de Şam’dan getirilse...” Vahideddin daha “Sultan Vahideddin” değildi. Hâlâ haindi. Hâlâ vatanı satmıştı. Onun için teklif aleni konuşulmuyordu. Şimdi bu yalanların ipliği pazara çıktı. Ama bugün kimse “kabri getirilsin” demiyor. Herhalde insanların ufku zenginleşti. Şam da bir Osmanlı şehri. Padişah, kendi şehrinde yatmakta. Nakli, eziyetten başka bir şey olmaz. Ailesinin de razı olacağını sanmıyoruz.
Enver Paşa için ailesinin kerhen muvafakat verdiğini biliyoruz. Nazım Hikmet için ailesinin evet diyeceği uzak ihtimal. Nakledilse dahi hiçbiri için tarih ve olaylar zinciri değişmeyecek. Üçü de mecburiyetten yurt dışına çıktılar. Son Şeyhülislam, Mustafa Sabri Efendi, Çerkez Ethem gibi daha çok dışarı çıkmışlar, daha çok konuşulacaklar, asılmışlar var.
Manzaraya bakınız.
Bir zamanlar sınırda bekleyip, içeri kabul edilmek için hasret çeken Enver Paşa devlet töreniyle yurda getirildi. Kundaktaki bebeğe varıncaya kadar hudut harici edilen Osmanoğulları vatana tekrar kabul edildiler. Adnan Menderes’e iadeyi itibar edilerek kabri İmralı’dan Topkapı’ya nakledildi. Nazım’a vatandaşlık verildi. Necip Fazıl, henüz beraat etmemiş olsa da adına okullar, parklar açıldı.
Biz...
Evet biz.
Milletçe...
Devletçe...
Son iki asırdır çok büyük, çok ağır hatalar işledik. Önce hatalar işlendi sonra özür dilendi. Önce astık, sonra özür diledik. Önce kovduk sonra bağrımıza bastık. Soğuk savaş dönemi ezber dönemiydi. Üniversal yalanlarla gözler boyandı, zihinler karıştırıldı. Ergenekon, batıya taşeronluk yaptı. Milliyetçiler, Moskova’nın çok günahını aldı. Fakat bunları 5 bin öyle 60 bin böyle ölü verdikten sonra anlıyoruz. Bizim, kavgaya değil oturup birbirimizi dinlemeye, birbirimizi anlamaya ihtiyacımız var. Küfredilen, hakaret edilen yıllar, soğuk savaş yılları, kayıp yıllarımızdır. Bu ülkenin çocuklarını kullandılar. Demirperde orada yıkıldı. Burada ise görünmez bir şekilde devam ediyor.
Son söz...
Biz...
Şiir yazanı da, şiir okuyanı da zindana atmış bir sisteme sahibiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.