Orgeneral Mustafa Muğlalı ve İlhan Selçuk!
Yazının başlığına bakıp ne alaka diyebilirsiniz.
Hiçte öyle değil.
Orgeneral Mustafa Muğlalı, soyadından da anlaşılacağı üzere Muğla’lı…
Gazeteci –yazar Nazlı Ilıcak, “Asker Muğlalı paşa Kompleksini yeniyor. Türk Silahlı Kuvvetleri, suç işlediği ileri sürülen mensuplarının gözaltına alınmasını içine sindiriyor” diye yazmış.
Nazlı Ilıcak yanılıyor. Asker, Muğlalı Paşa Kompleksini yeniyor olsaydı, 28 Şubat 1997 de yaptığı Post-modern darbe de Muğlalı Paşayı aklama cesaretini gösteremezdi.
Nasıl akladığını yazayım, belki günümüzle ilgili dersler çıkaranlar olur.
1943 yılının Temmuz ayında idari makamlar tarafından Polis vazife ve salahiyetler kanununa göre gözaltına alınan 33 kişi daha sonra askeri makamlara teslim edilmişlerdir. Bilahare içlerinden bir kadın serbest bırakılmış ve geriye kalan 32 kişi Türk–İran hududundaki Çilli Gediği mıntıkasına götürülerek Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın talimatıyla üzerlerine Piyade Tüfekleri ve hafif makineli silahlarla ateş edilmek suretiyle kuşuna dizilmişlerdir.
Bu olaydan sonra iktidardaki CHP olayı örtbas etmiştir. Bugünkü hukuk ihlallerine bigâne tavırlarının arkasında dünden tevarüs eden bu zihniyet vardır! Bu olay, ilk kez 1948 de DP tarafından gündeme getirilmiş, 1949’da soruşturma açılmıştır. Yargılama sonucu idama mahkûm edilen Muğlalı’nın cezası, yaş haddi dolayısıyla 20 yıla indirilmiş, Muğlalı 1951 yılında cezaevinde vefat etmiştir.
28 Şubat Post-modern darbesini yapanlar, “siyasetin ve yargının üzerindeyiz” mesajı vermek için, Muğlalı’nın, itibarını iade etmiş, Büstünü, Genelkurmay Başkanlığı’nın bahçesine dikmiştir.
6 Mayıs 2004 tarihinde ise Van’ın Özalp İlçesinde ki, “Jandarma Hudut Taburu” olan Birliğin adı, “Orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası” olarak değiştirilmiştir.
Bu değişikliklerle adeta yöre halkına, 1943 yılında meydana gelen olayı unutmayın” mesajı verilmek istenmektedir… Birkaç yıl önce buna benzer bir mesajı Tunceli Valiliğinin Web sayfasında da çıkmıştı.
Sabiha Gökçen ismini bilmeyen yoktur.
37–38 Dersim olaylarında bölgeyi bombalayan pilotlardan biri de Sabiha Gökçen’di.
Tunceli Valiliğinin Web sitesine bu ismin konulması boşuna değildir. Bölge halkının unutmaya çalıştığı bir olay, Sabiha Gökçen ismi siteye konularak yeniden hatırlatılmış, bölge halkının acıları tazelenmiştir. Bu tür hatırlatmaların neye vesile olduğunu söylemeye gerek var mı?
Bu tür tasarrufların ülkeye ne katkısı olabilir?
Bu hatırlatmaların bölgede sevgi ve bağlılık duygularını harekete geçirdiğini kim iddia edebilir? Maalesef, biz kardeşiz, Kurtuluş savaşını birlikte verdik” dedikçe “birileri de hayır, ayrışın, acılarınızı unutmayın, kin güdün” mesajı veriyor!
Diyeceksiniz ki Orgeneral Mustafa Muğlalı ile İlhan Selçuk’un ne ilişkisi olabilir? İşte meselenin bam teli de burası zaten.
Muğla ilinde Belediyeye ait bir iş hanının adı; “Orgeneral Mustafa Muğlalı İş Hanı.” Yıllar önce Muğlalı bazı demokrat yazar ve duyarlı siyasetçiler, CHP’li belediyeye yerel gazetelerde çağrıda bulunarak bu ismin değiştirilmesini teklif etmişler ama belediyeye kabul ettirememişlerdi.
Şimdi tam burada eski ve tekaüde ayrılmış Kemal Gürüz’ü ti’ye alarak “Amerikancı!” olduğunu söyleyen İlhan Selçuk’a sorularımız olacak.
1- Yıllar önce Muğla’da demokrat bir gazeteci olan dostunuzu gece saat 02.00 sularında telefonla aradınız mı?
2- “Orgeneral Mustafa Muğlalının isminin değiştirilmesi için, yazılar kaleme alan idealist gazeteci ve siyasetçiye bazı uyarılarda bulundunuz mu?
3- “Orgeneral Mustafa Muğlalı “ismini değiştirmeye çalışan kişiye bu konuyu fazla kurcalamamasını telkin ve tavsiye ettiniz mi?
4-Arkadaşınız size “Bu isim sabıkalı, demokrat bir şehre bu isim yakışmıyor” dedi mi?
5-Arkadaşınız size, “Mustafa Muğlalı 33 kişiyi yargısız infaz etmekten, yargılanıp, hüküm giymiş, ceza evinde ölmüştür. Biz insan haklarından, hukukun üstünlüğünden yana olmalıyız. Siz de bize bu ölçülerle hayata, insanlara ve fikirlere bakmamızı salık verirdiniz, şimdi niye Mustafa Muğlalı isminde ısrar ediyorsunuz” dedi mi?
6- Siz de, arkadaşınıza “Evet, ama Genelkurmay senin bu çalışmandan rahatsız” dediniz mi?
7- Arkadaşınızın, “Orgeneral Mustafa Muğlalı” isminin değiştirilmesi gayretlerine karşı Genelkurmayın talimatını arkadaşınıza aynı fikirde olduğunuz için mi, yoksa mecbur kaldığınız için mi ilettiniz?
Bu sorular, meydanlar da her daim fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller isteyenlerin, gerçekte ne istediklerini ortaya koyuyor.
Hani, vesayet altında basın mensubu olunmazdı?
Bu olayı açıkladığında, İlhan Selçuk ve gazetesinin, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü mü, yoksa darbe ve darbecilerin kuracağı otoriter ve totaliter bir yapı mı savunduğunu gözler önüne serecektir.
Selçuk, askerle kurduğu bu mesai arkadaşlığının sebebini izah etmelidir. Yoksa Selçuk askerin kuryeliğini mi yapıyordu?
Selçuk, Askerin mesajını asker Prestij kaybetmesin düşüncesiyle mi, yoksa Mustafa Muğlalıyı yargı kararına rağmen bir kahraman gibi gördüğü için mi savunmuştu bilemeyiz.
Ama açıklarsa bizde, kamuoyu da cehaletini gidermiş olur.
Bu cumhuriyet mücahidinin aslında neye inandığını anlamış oluruz.