Vatana millete hayırlı olsun, bir sözlük hazırlamak için kolları sıvadım... Bu işe kalkışan her insan evladı, önce A harfinden başlar. Bendeniz aksilik olsun diye V'den başladım.

İşte hazırladığım sözlükten minik bir bölüm:

Van canavarı: Efsane. Henüz kendisini gören yok fakat bir dönem arayanı çoktu.

Van Dam: Aksiyon filmlerinin ünlü aktörü. Brüksel doğumludur, karatede kara kuşak sahibidir. Canı sıkıldıkça evlenip boşandığı bilinir.

Van Erciş: Askerlik yaptığım yer.

Van kedisi: İki gözünün farklı renkte oluşuyla bütün dünyada ün kazanmış sevimli kedi.

Van minıt: Bugünlerin en popüler sözü. "One minute" yazılır fakat öyle okunmaz. Bilhassa uluslar arası ilişkilerde etkisi yüksektir. Ününü Başbakan Erdoğan'a borçludur.


* * *
Görüyorsunuz, sözlükten başlıyoruz sonunda söz yine Erdoğan'a geliyor.

Bu sıra böyle, ne yapalım!


* * *
Trafikte hatalı sollama yapıp anîden önüme bir araç çıktı.

Aa neden fırlayıp çıktın, akışı tehlikeye soktun diye sormak gerekir ya...

Tam korna çalıp kısa yoldan meramımı anlatacaktım ki baktım arka camda bir yazı:

"Ben Gazze'liyim."

Ve bir bayrak... Filistin bayrağı. Kırmızı kısmı içindeyse, fazladan ay-yıldız.


* * *
Elim havada kaldı.

Filisten'e hassasiyet gösteren bir taksiciye ben de hassasiyet gösteririm. Kardeşim sayarım.

Fakat yine de öyle çıkışlar yapmak doğru değil.

Trafiği tehlikeye sokmak olmaz. Hata yapanın uyarılması şart.


* * *
Başbakan Erdoğan'ın Davos zirvesindeki çıkışı da hata yapanın uyarılması bağlamındaydı.

Bütün dünyada yankı buldu.

Doğu'da, Ortadoğu'da, Afrika'da, Güney Amerika'da, Avrupa'da...

Yurt içinde destekleyenlerin oranı yüzde 80.

Kalan yüzde 20'yi de hoş karşılamak zorundayız.

Basınımızda o çıkışı eleştiren, yanlış olduğunu söyleyenler de temelde 'hoş' arkadaşlar.


* * *
O arkadaşların, millî takım galip geldiğinde bile doğru dürüst sevinebildiklerini sanmıyorum.

Ya rakip takımı tutarlar yahut hakemden yana olurlar.

Onlara göre, zalime zulüm yaptığını söylemek bile ayıp!

Yağmur, kar yağdığında "Eyvah barajlar doluyor" diye üzülen cins bunlar.

O yüzden haysiyetli bir tavrı 'kabadayılık' olarak görürler.

Yanlış derler, olmamalıydı derler, zararımıza olarak değerlendirirler, fatura ödemekten bahsederler.

"Bu hareketin faturası ağır olacaktır" türünden açıklama İsrail'den bile gelmezken, bizim elemanlar fahri olarak İsrail'in sözcülüğünü yapar.


* * *
İnsan merak ediyor... Davos'taki masada Atatürk olsaydı ve böyle bir çıkış yapsaydı, öldürülen bebeklerden bahsetseydi, mümtaz basınımızın değerli kalemleri ne derlerdi?

Erdoğan'ı seven sevmeyen, oy vermiş olan vermemiş olan, büyük çoğunluk bu hareketi olumlu bulurken, aksini savunanların düzelmeleri için bir yol, bir yöntem, bir ilaç yok mudur?

Türkiye'nin onurunu koruyanı eleştirmemeleri için çare nedir biliyor musunuz?

Hemen söyleyelim: Katır sütü içsinler, üç günde düzelirler.