Devamlı muhalefette kalmanın sırrı
Şifreli mesajları çözmek ustalık gerektirir. Anahtarı bilmezseniz, 'Ayşe tatile çıksın' cümlesinin de bir anlamı olmaz, taşa sarılı kâğıdı pencereden içeri atan 'Bir dost'un yazdıklarının da.
Ne var ki bazen şifresiz mesajlar da 'kapalı' olabiliyor.
Örnek verirsem, daha net anlaşılacak.
'Sevdiğin üç atlı, bu akşam bizim kanalda' mesajı yüzünden birkaç kanal dolaştım.
Bir nevi istihbarat zaafıydı yaşadığım.
* * *
Sonunda Mehtap tv ekranındaki (teve okumalısınız, tivi değil) üç atlı karşımdaydı.
Hakikaten çok sevdiğim üç değerli kalem erbabı...
Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan ve Hüseyin Gülerce.
Alfabetik değil, oturma sırasına göre.
* * *
Baştan sona keyifle takip ettim ve elbette pek çok şey öğrendim.
Bir ara Ahmet Turan Alkan 'Ben size 50 puanlık bir soru sorayım' dedi ve uzmanlık sorusunu patlattı:
'MHP iktidar olmak istiyor mu gerçekten?'
Hüseyin Gülerce ideal olanı söyledi:
'Elbette ister. Her parti iktidar olmak için kurulur. Devamlı figüran olmak için siyaset yapılmaz ki...'
Ali Bulaç itiraz etti:
'Bence MHP de CHP de iktidar olmak istemiyor. Devamlı muhalefette kalmak daha avantajlı...'
KİM APTAL, KİM UYANIK
Bu tespit, klasikler arasında yer aldığını düşündüğüm bir fıkrayı hatırlattı.
Berber koltuğuna tıraş olmak için oturan müşteri ile berber arasında sohbet gelişir.
'Eğitim şart' aşaması geçildikten sonra, 'akıllı olmak, zeki olmak, aptal olmak' gibi tali yollara sıra gelince, berber 'Bakınız sayın abim, bir örnek göstereyim' deyip dükkânın önünde oynayan çocuklardan birini çağırır.
'Gel bakayım buraya.'
Çocuk gelir.
Berber cebinden iki tane para çıkarır ve sorar:
'Bunlardan hangisini istersin?'
Ufaklık, berberin elindeki paralara bakar ve küçük olan parayı tercih eder.
Berber gayet bilgiç bir edayla müşterisine açıklamada bulunur:
'Görüyor musun sayın abim... Bu çocuk hangi paranın büyük olduğunu bilmiyor daha. Buna okulda ne öğretecekler, nasıl eğitecekler? Yarın büyüdüğünde bu çocuk memlekete nasıl bir katkıda bulunacak? Değil mi ama?'
Müşteri 'he hı' ile geçiştirir.
Dışarı çıktığında az ileride çocuğu yakalar.
'Sen hiç de aptal birine benzemiyorsun. Niye ufak parayı tercih ettin?'
Gofretini bitirmek üzere olan çocuk der ki:
'Eğer büyük parayı alacak olursam, berber amca bir daha hiç çağırmaz beni. Ufak parayı tercih ederek daha çok kazanıyorum.'
CHP'LİLERİN RÜYASI
Bir tarihte CHP'nin üst kademelerinde bulunan biri anlatmıştı.
'Biz CHP'liler, her gece başımızı yastığa koyarken, iktidar hayali kurarız... Çoğu gece de rüyamızda seçimi kazanıp iktidar olduğumuzu görürüz. Biri bakan olmuş, öteki başbakan yardımcısı... Genel başkanımız başbakan koltuğuna oturmuş... Tam kadro memleketi yönetiyoruz. Sabah olunca uyanırız ve derin bir oh çekeriz. Çok şükür rüya imiş diye seviniriz.'
SÜVARİ KİŞNER Mİ USTA?
Ekran karşısında çay içerken kaliteli bir program seyretmek gibisi yok.
Bundan iyisi, televizyon yöneticilerinin odasında olduğu şekilde, sekiz on ekranı birden takip etmek olabilir ki o durumda da görüntü tamam ama ses konusu kafa karıştıracaktır.
Kimin neyi doğru, neyi yanlış söylediğini duymak imkânsız hale gelir.
Bazen dil sürçer, 'At binicisine göre kişner' diyecek yerde, 'Süvari binicisine göre kişner' diyebilir konuşanlardan biri.
Nitekim o programda da böyle bir yanlış cümle sarf edildi ama söyleyenin doğrusunu bildiğine emin olduğumu kaydetmek isterim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.