Bekri Mustafa'nın Ayasofya'ya imam olmasıyla, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adnan Menderes'in kabrini ziyaret etmesi arasındaki fark ne kadardır?

Kâğıt kalem alıp bir hesap edin.

Cetvel gönye ile ölçün biçin.

Sonuç kaç gıdım çıkarsa, bir zahmet bana da bildirin.

* * *

Eldeki verileri şu şekilde sıralayabiliriz...

N: 1960 darbesinden bugüne kadar geçen zaman

K1: Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın kabirleri

C1: Darbe döneminde Menderes, Zorlu ve Polatkan'a uygulanan cebir ve şiddet miktarı (Bildiğiniz işkence, düzünden.)

B: Bekri

A: Ayasofya

KK: Kemal Kılıçdaroğlu'nun çapı

GB: CHP'nin önceki genel başkanlarının yarı çapı

M: Parti genel merkezinin ziyaret noktasına olan mesafesi

D: Demokrasinin bedeli

E: Bozulan ezberin maliyeti

İ: İmam olmanın dayanılmaz ağırlığı

Z: Kabir ziyaret etmenin dayanılabilir hafifliği

* * *

Bu durumda...

Formüle uygularsak acaba ne çıkar?

[(K1 + C1 + + D) / (KK + GB + M)] Z . E = [(B + A) İ] . 2

Tabii bu formülü çözebilmek için, rakam değerlerini bilecek tecrübeye sahip olmak gerekiyor.

GÜLÜMSEMENİN VEKÂLETİ OLUR MU?

Her hafta başı, listesinde bulunanlara şirin mesajlar gönderen iletişimci Yade Demirel, bu hafta şöyle söyledi:

'Gülümseyin. Çünkü bunu sizin yerinize yapabilecek kimse yok!'

Neka güzel.

* * *

Mesajın ekinde bir de yabancı bir klip var.

Şarkı söyleyen kadın, büyük bir binanın asansöründen indikten sonra, yemyeşil tabiatın ortasına çıkıyor.

Bir anda ağaçların, çimenlerin, çiçeklerin ve çok güzel bir akarsuyun yanında buluyor kendini.

Hayatın güzelliklerini unutanlara şık bir hatırlatma.

PALAMUT BOL

Balıkçının önünde her zamankinden fazla kalabalık birikmiş.

Palamut bol, fiyatlar düşmüş...

Peynir ekmek gibi satılıyor desem, tam olarak anlatmış sayılmam.

Ramazan günü fırında pide kuyruğu olur ya, aynen öyle.

Boy boy dizmiş balıkçı.

Dört, beş, altı, yedi liraya palamutlar.

İkişer üçer alıyor gelen.

* * *

Benden öncekilerden biri 'İki tane şunlardan' deyip dört liralık palamutları gösterdi.

Balıkçı beşlikleri işaret etti, 'Bunlar daha iyi' dedi.

Müşteri kararını değiştirmedi.

'Yok' dedi, 'dörtlükten olsun.'

* * *

Balıkların en ucuzundan istemesi üzerine 'Herkesin bütçesi kendine göre' diye düşündüm.

Az öncesindeyse balıklara bakarak, 'Bunlar dün suda yüzüyordu' diye düşünüyordum.

Balıklar ayıklanırken, adam cebinden on lira çıkardı, balıkçıya uzattı.

Onun verdiği iki lirayı almadı 'Üstünü, balık ayıklayan delikanlıya ver' dedi.