Davos'taki zirvede, yeni bir güreş türü icat etmişçesine, Başbakan Erdoğan'la serbest stilde el güreşine tutuşan oturum yöneticisi için çok söz sarfedildi.

Sarfedilen sözler içinde en fazla Ahmet Kekeç'in "Gazeteciden bozma 'moderatör' kılıklı İsrail ajanı" ifadesini sevdim.

Açık ve net... "Doğan görünümlü şahin"den daha güzel bir benzetme.

***

Bugünlerde herkes o yöneticiyi benzetiyor zaten. Hem de bazıları fena benzetiyor.

En sade konuşmak zorunda kalanlar bile "Erdoğan'a haksızlık yapıldığını" vurgulamak zorunda hissediyor kendini.

"Zaman yetmemiş"miş!

Zaman yetmediyse Vakit verelim!

***

Yahu zaman dediğin, senin elinde... On dakika daha uzatırsın!

Kim karşı çıkar, kim tutar? Kim engeller?

Bırak adam rahatça konuşsun!

Öbür yanda "ağır konuşmuş" bir cumhurbaşkanı var.

"Arap liderler bile bu kadar sert değil. Sana ne oluyor?" diye hesap soran, parmak sallayan, yüzünü dönüp konuşan, suçlayan...

Ve beri yanda o suçlamaları not almış, cevaplamaya çalışan bir Başbakan.

Ver süreyi gitsin, ne var yani? Sayıyla mı verdiler sana zamanı?

***

Ayrıca Gazze'de öldürülen masum çocuklar, kurşunlanan bebekler, bombalara hedef olan kadınlar, kurşunlanan gençler, yaşlılar...

Ne bombasıydı o, fosfor mu?

Yasak silahlar denendi Filistin'deki ölçüsüz, orantısız, ahlâksız saldırılarda.

O silahlarla dünyanın gözü önünde katliam yapıldı. Dünyanın gözü kameralardı.

Gecenin karanlığında, havai fişek gösterisi yapılıyormuş gibi görünen o sahnelerin çoğu kayda alındı.

İnsanlar can veriyordu atılan bombalarla.

İsrail parlamentosunda ise Avigdor Lieberman gibi adamlar, o kadarını yeterli görmüyor, atom bombası atılmasını teklif ediyorlardı.

***

"Gazeteciden bozma 'moderatör' kılıklı İsrail ajanı" bütün bunları umursamadan, bacak bacak üstüne atmış, eliyle Başbakan Erdoğan'a dokunuyor, elinden kolundan tutuyor, omzuna vuruyor.

Dolmuşta giderken, şoföre para uzatması için önünde oturan yolcuyu dürtüklüyor sanki!

Üç gün sonra da olsa, Baykal bile Erdoğan'a haksızlık yapıldığını söyledi yahu!

Daha ne olsun?

***

Dolmuşta arkada oturan yaşlı kadın, önündeki uzun saçlı delikanlının omzunu dürtmüş:

"Şu parayı uzatır mısın hanım kızım."

Delikanlı hemen tepki göstermiş: "Ben kız değilim."

Teyzemiz gayet sakin... "Nereden bileyim sen kız mısın, dul musun?"

***

Şimdi dolmuş falan bir tarafa...

Yapılan yorumlara bakıyoruz da kimin kız, kimin dul, kimin İsrail yanlısı olduğu hemen anlaşılıyor.

Ne uzun saç, ne küpe, ne pantolon, ne manikür, ne etek hiç biri yanıltmıyor, aldatmıyor.