C4'ü otomobil mi sandın canımın içi?
Toprak verimliyse, bir avuç tohum atarsın, hasat zamanı bir çuval buğday alırsın... Acaba diyorum, yer altından son zamanlarda silah ve cephane fışkırmasında, topraklarımızın verimliliği de bir rol oynamış olabilir mi?
Ankara, İstanbul başta olmak üzere birçok yerde silah bulunuyor, bomba bulunuyor.
***
Orman arazisi, boş arsa gibi yerlerden başka, bir de yol kenarlarından, çöp kutularından poşetler içinde mermiler, patlayıcılar çıkmaya başladı.
Tarlalar, metruk evler, kuyular, mezarlıklar, parklar, bahçeler, bağlar cephanelik olmuş.
Belediyelerin Park ve Bahçeler Müdürlüğü, isim değiştirse yeridir.
Silah ve Mühimmat Müdürlüğü demek daha çok yakışacak gibi görünüyor.
***
Sadece Ankara'da kazı yapılan noktalar bile uzun bir liste halini aldı.
Gölbaşı, Atatürk Orman Çiftliği, Mamak, Balâ, Beştepe, Saklıbahçe, Yenikent...
Saklıbahçe'de herhangi bir şey bulunamaması, dinleme yahut kayıt hatasından kaynaklanabilir.
Biri silahlar ve cephaneler için "Bahçede saklı" anlamında "Saklı, bahçede" demiştir, öteki "Saklıbahçe'de" anlamıştır, neden olmasın?
***
Mermi, tabanca, tüfek, lav silahı, el bombası vs. yanında bir de plastik patlayıcıların bulunması, işin boyutunu göstermek için yeterli.
Bazı arkadaşlar "İki tane av tüfeğiyle mi darbe yapılacakmış?" dalgasındaydılar ama epeydir bu türden lafları etmez oldular.
Ne kadar komik duruma düştüklerini nihayet farkettiler herhalde.
Dursun ile karşılaşsalar, ne diyeceğini tahmin edersiniz...
"Ne oldi? Rengin soldi..."
***
O hafifletme tire sulandırma modundaki arkadaşlar, C4 deyince herhalde Citroen'in C4 modelini anlıyorlardı.
A4 denilence de Audi'nin A4 modelini.
Sözü edilenler plastik patlayıcıdır efendiler.
Plastikten kasıt, kafadaki bidonun cinsinden değil, patlayan cinsten.
Havaya uçuranı.
***
Öyle bir uçurur ki uçandan geriye bir parmak bulabilirsen ne âlâ!
Son ele geçen plastik patlayıcıların, HSBC'dekinden daha büyük bir patlamaya yol açacak çapta oldukları açıklandı.
Bunun bir anlamı olsa gerektir.
***
Bakınız, yazı boyunca hiç Ergenekon'dan bahsetmedik.
Buraya kadar Terör Örgütü kelimelerini de kullanmadık.
Küçükten büyüğe, ortancadan karanfile sanıklardan, tanıklardan hiç birinin adını da anmadık.
"Bu konuda hassasum" diyenlerin gönlü kırılmasın diye özellikle dikkat ettik bugün.
İyi de ne değişti?
***
Böyle yapınca, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler'den bahsettiğimiz mi sanıldı dersiniz?
Yoksa Kırmızı Şapkalı Keloğlan'dan mı?
Öyle bir masal yok sanmayın; var.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.