Dede hikaye anlatıyor..
Önce Fenerbahçe’yi 2-0 gibi net bir skorla yenen İstanbul Büyükşehir Belediyespor’u tebrik ederek yazıma başlayayım..
Akıllı ve sakin bir oyun oynadılar.. Gerçi attıkları 2 golde de ofsayt kokusu vardı, ama hakem öyle takdir ettikten sonra ne söylesek boş!....
Fenerbahçe’nin son yıllardaki en kötü oyunlarından birine şahit oldum.. Aslında Fener için konuşmayı gerektiren hiçbir şey yok..
Fenerli futbolcuların girdiği bir iki gol pozisyonlarından başka akılda kalan başka hareket de yok..
Kısacası Fenerbahçeli futbolcuların tamamına yakını bu maça kafa olarak hazır değildiler..
3 gün önce Bursaspor’u kupa maçında Bursa’da sürklase eden takım gitmiş, üzerine uyuşukluk külü serpilmiş futbolcular mangası gelmiş.. Enteresan olan bu..
Tabii bu durum teknik direktör Aragones’ten de kaynaklanıyor.. Bir teknik adam oyuna bu kadar lakayt kalamaz..
Bir teknik adam 1-0 mağlup duruma düştükten sonra ve de rakip on kişi kalmışken, üstüne üstlük gol için forvette çoğalması gerekirken, “Güiza’yla Alex’i”, “Kazım ve Semih’le” değiştiriyorsa, o teknik adamın diploması tartışılır..
Acemi deseniz acemi değil.. Saçını başını futbol yolunda ağartmış bir adam!.. Gelin görün ki yaptığı hataları çocuk bile yapmaz!..
Müsabaka sonrası ağzına uzatılan mikrofanlara tek kelimeyle hikaye anlatıyor.. Alakasız ilgisiz şeylerden bahsediyor!.. Problem nerede, diye soran spikere, “Problem zaten futbol oyununun kendisinde” diye anlaşılmaz laflar ediyor..
Fener yöneticileri gerçekten takımlarına yazık ettiler..
Zico gibi beyefendi birisini yolladılar, Aragones gibi, aksi, sabit fikirli ihtiyarlarla da zaman kaybına sebep oldular..
Maçı evden seyretme moduna girmişken aile boyu Fenerbahçeli olan MÜSİAD Kurumsal İlişkiler Komisyonu Başkanı ve iş adamı Sadık Saruhan kardeşim, “Sami abi, ailece 0limpiyat Stadyumu’na gidiyoruz.. Seni de aramızda görmek isteriz” deyince bu samimi davete icabet ettim..
Ve yukarıda da belirttiğim gibi yağmurlu, soğuk bir Şubat gecesinde ve de son derece kötü bir oyun neticesinde Fenerbahçe’nin Büyükşehirspor’a 2-0 yenilmesine de böylece şahit oldum..
Sadık Bey’in 0limpiyat Stadyumu’nda locası var.. Kardeşleri Ali, Fevzi ve Necati beylerle birlikte maçı locadan seyrettik..
Devre arası yanımıza İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un Başkanı değerli hemşerim Göksel Gümüşdağ geldi ve ayaküstü muhabbet ettik..
Göksel Bey’e; “Başkanım, bir zahmet söyleyiverin futbolcularınıza da bu ayakta duramayan Fener’e fazla pres bindirmesinler, yoksa yerlerde sürünecek Aragones’in yıldızlar karması” diye espri de yaptık.. Göksel Gümüşdağ gerçekten beyefendi bir spor adamı.. Gülümsedi ve “Hayırlısı Sami abi” demekle yetindi..
Emre Belözoğlu için mutlaka birşeyler söylemem gerekir.. Emre her maçta gerek hakeme gerekse de rakip futbolculara hareket çekmeyi, bozuk atmayı, küfür etmeyi, kısacası Fenerbahçe’ye uymayan nezaket dışı hareketlerde bulunmayı, adeta alışkanlık haline getirdi..
Emre’nin küfürbazlığı Fener’e yakışmıyor.. Son yılları incelediğinizde Fenerbahçe’de Emre tipinde hakemle, rakiple uğraşan bir başka misal de yok.. Belki “Lugano var” diyenler çıkabilir ama onda bile Emre’nin hareketleri yok..
Evet Emre’nin kendisine çekidüzen vermesi lazım.. Ve de Fener’li yöneticilerin Emre’ye birşeyler hatırlatmaları gerekir..
Netice-i kelam; daha oynanacak 15 maçın olduğu bir ligde elbette köprülerin altından çok sular akar..
Ancak Fenerbahçe bu tarz kaotik oyunlara imza attığı takdirde şampiyonluğu bir başka bahara bırakır..
Hele de Aragones’le devam edileceği ihtimali göz önüne alınırsa, “Allah yardımcısı olsun Fener’in” demekten başka bir şey de yok!..
¥
NOT: 88.4 frekansından yayın yapan Lalegül FM’de hazırlayıp sunduğumuz “AK AKÇE” programının bugünkü misafiri MÜSİAD’ın Kurumsal İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve ülkemizin önemli iş adamlarından biri olan Ali Rıza Arslan..
Ali Rıza Bey’le Türkiye ekonomisini ve global krizin dünya üzerindeki etkisini konuşacağız..
Saat: 17.05-18.30 www.lalegulfm.com