Bugün ilginç bir deney yapacağız. Önce gerekli malzemeleri sayalım... Aktif durumda 8 adet cep telefonu, bir masa, bir çorba kaşığı cin mısırı, bir grup insan.

Cep telefonlarının dört tanesi, masa üzerine konulur.

Masaya rastgele bırakılmaz, belli bir düzene göre dizilmesi gerekir.


* * *
Bu düzen için iki şart var:

1. Numaraları yukarıya bakacak

2. Her biri pusula üzerindeki doğu, batı, kuzey, güney yönlerini gösterir şekilde dizilecek.

Dolayısıyla telefonlar ortadaki bir noktaya dönük olacak.

Telefonlar arasındaki mesafenin beş-on santim olması yeterli.

Orta noktaya patlamaya elverişli bir kaşık cin mısırı bırakılacak.


* * *
Deneyin son aşamasında ise masadaki telefonların, diğer dört telefonla aynı anda aranması yer alıyor.

Masadaki telefonlar çalarken, birkaç saniye içinde ortadaki mısırların nasıl patlayıp etrafa saçıldıklarını göreceğiz.


* * *
Uygulayıcı ve seyirci olarak katılan insanların, mısırların patladığı sırada, bağırıp çağırarak çığlık atması, el çırpması deneyin son bölümünü teşkil ediyor.

İsteyen patlayan mısırları ağzına atabilir...

İsteyen deneyi tekrarlama yoluna gidebilir...

Keyfe keder.


* * *
Bu deneyden çıkarılması gereken sonuç:

"Sinemaya giderken, patlamış mısır almak yerine, kendi imkânlarımızı kullanarak cep telefonlarıyla mısır patlatmak daha ekonomik olacaktır."

Böyle bir sonuca varan okurlarımızın, okudukları metni yanlış anlamaya elverişli yapıda olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.


* * *
Daha bilimsel düşünmeye meraklı olanların ise, bu deneyin sonucuna bakarak, "Vay canına" demeleri beklenir.

Sonra da lafın gerisini şöyle getirmeleri kaçınılmazdır:

"Demek cep telefonu denen şu meretler bu kadar etkili!"


* * *
"Şu kadar kontör alana bu kadar kontör hediye..." türünden kampanyalar düzenleniyor.

Bu kampanyalarla insanları neredeyse günün 24 saatini telefonda konuşarak geçirmeye teşvik eden firmalar, bu mısır patlatma deneyinden pek hoşlanmayacaktır.

Ne yapalım ki telefon şirketleri daha fazla para kazanacak diye, okurlarımızı ciddi bir konuda uyarmaktan cayacak değiliz.


* * *
Ocak yok, tüpgaz yok, doğalgaz yok...

Mum bile yok.

Ortada hiçbir ateş yokken, dört minik telefonun, mısırları neyle ve nasıl patlatabildiklerini düşenelim yeter.

Ve uzun süre telefon görüşmesi yapanların, beyinlerinde ne gibi hasarlar oluşabileceğini.

"Şu kadar saat bedava" kampanyalarını bir de sağlık açısından ölçüp biçelim.