Günah İşlemek Haram mı?
Hayal gücünü çalıştıranlar, isteseler de hayal gücünün stop düğmesine basamazlar… Olmadık bir zamanda olmadık bir yerde akla hayale gelmez denilen şeyler bir film şeridi gibi gözler önüne gelir… Çok kısa bir zaman diliminde en az 80-100 sayfalık bir kitabın giriş-gelişme ve sonuç yazıları iskelet halinde aklın en işlek yerine gelir ve örülmeyi bekler.
Hazırlığınızı yapar ve iskeleti yazılarınızla giydirir adam edersiniz. Çok kısa bir zamanda kitap hazırlanmış olur. Bu gerçekten de zor değil… Önemli olan iskeletin can alıcı bir malzemeden olması… Gerisi çorap söküğü…
Bunu neden yazdım?
Yıllar önce bir konuşma esnasında yazımızın başlığı aklıma geldi ve tebessüm ederek arkadaşlarımla paylaştım. Onlara bir bilmeceymiş gibi sordum… Gerçekten de çok ilginç bir soruydu… Bu başlıkla kitap yapılabilirdi… O tarihte düşünmüyordum ama şimdi ciddi ciddi düşünüyorum… Neden düşündüğümü anlatayım;
Geçenlerde bayan bir okuyucum çok ilginç bir mail attı. Mail şuydu;
‘Feyzullah abi, bir arkadaşım bir kadınla zina etmek istiyor…Bu günah mı yoksa haram mı?‘
Haram falan değil, sadece günah demiş olsam, o haramı basite alıp zina edecek… SubhanAllah! Dedim ve gereken açıklamayı yapmaya çalıştım.
‘Bunu yapmak-Şunu demek- şunu yapmamak günahtır ‘dendiğinde akla,sanki affı çok daha kolaymış, ya da ilk yapıldığında sol deftere işlenen bir suç olarak yazılmayacakmış gibi mi geliyor acaba?
Haram dendiğinde de;
İşlenecek bir günah için;‘Affı mümkün değil’ olarak mı zannediliyor acaba?
…
Şimdi isterseniz haram ve günah terimlerinin anlamına bakalım sonra da başlığımıza cevaplar bulmaya çalışalım.
Haram, Arapça bir kelime olup;
‘İslam dininde yapılması kesin olarak yasaklanan şey’ anlamına gelir.(şamil İslam Ansiklopedisi)
Günah ise farsça bir kelimedir. Haramla aynı anlama gelmekle birlikte daha çok haram bir fiilin işlendiğinde kullanılır. Yani ‘Allah’ın şu yasağını dinlemedim ve işledim. Yani ben günah kazandım. ‘ gibi…
Arap dünyasında haram kelimesi pek kullanılmaz. Daha çok günah anlamını içeren; ism, zenb, isyan ve cürm olarak kullanılır. Şimdi konumuza dönelim;
Peki, günah işlemek haram mı?
Elbette ki haram ama bu haram affedilmez anlamına gelmemeli… İnsan olduğumuz sürece haramın her türlüsünü işlemeye adayız… Eğer günah işlemeyen bir topluluk olsaydık bizleri katına alıp günah işleyen bir topluluk yaratırdı… Burada akla şöyle bir soru gelebilir; Allah günah işlememizi mi ister?
Allah’ın isim ve sıfatlarına bakarak bu sorumuza cevap bulabiliriz… ‘Et-Tevvab’ olan Allah’ın, -yani günahları bağışlayan- bu sıfatının varlığı gereği iradeli bir varlığın hata yapması ve Allahtan özür dilemesi lazım ki bu sıfat yürürlükte olsun. Aksi halde kullanım alanı olmayan bir sıfat olurdu ki bu da noksan sıfatlardan münezzeh olmasına gölge düşürürdü…
Allah, çizmiş olduğu sınırlara insanların yaklaşmasını elbette ki istemez;
‘Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.’(Nisa-31)
Olgun bir imana sahip olan bir müslüman kolay kolay büyük günah işlemez… ‘’ Ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve edepsizliklerden kaçınanlara gelince, bil ki rabbin affı bol olandır.’’(Necm-32)
İşleyeceği her bir günahın hemen arkasından Allah’tan özür dilemesini bilir. Çünkü yapacağı bir özürle Allah’ın sevgisini kazanacağının farkındadır. Okuyalım;
‘’…Allah tövbe edenleri sever…’’ (bakara-222)
Subhanallah! Allah tövbe edenleri sever çünkü,
Ellerini açıp işlediği bir günahtan dolayı tövbe eden bir insan şu iddialarda bulunur;
- Allah’ım şüphesiz ki sen Es- Semi’ sin… Yani her şeyi işitensin… Şu an sen beni işitiyorsun. Ben senin her şeyi işiten olduğuna iman ediyorum.
- Allah’ım! Şüphesiz ki sen El-Basar’sın… Yani her şeyi görensin. Şu an beni gördüğüne iman ediyorum.
- Allah’ım şüphesiz ki sadece sen bağışlarsın… Ne herhangi bir cemaat lideri ne de başka bir ölü ya da diri beni bağışlar. Ben buna da iman ediyorum.
- Eğer bağışlamazsan bana Cehennem var. Ben ahirete de iman ediyorum.
- ‘Senden nasıl özür dilenir’i Peygamberimden öğrendim. Peygamberden öğrendiğim gibi tövbe ediyorum. Ben peygamberine iman etmeseydim onu örnek almazdım.
- Ben acizim ve sana muhtacım. Oysaki sen es-Samed ‘sin. Bu acizliğimle senin es-Samed sıfatına iman ettiğimi ispat ediyorum Allah’ım…
Böyle bir iddia sahibi sevilmez mi?
Hülasa şu büyük söze kulak verip başka bir sayıda görüşmek üzere vedalaşalım;
‘ İşleyeceğin günahın küçüklüğüne değil, isyan ettiğin zatın büyüklüğüne bak.’ Adını hatırlayamadığım bir İslam aliminden…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.