Bazı kamuoyu tahminleri, Davos toplantısında, Başbakan'ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'le yaptığı tartışmanın, AKP lehine doping etkisi yaptığını ileri sürüyorlar.Ama Sayın Tarhan Erdem bu görüşe katılmıyor.

Doping nedir? Hepimiz biliyoruz. Spor müsabakalarında bir yarışmacının sporcunun organizmasını olağanüstü etkileyen ilaçlar alarak hileli yollardan öne geçmesine yol açan bir yöntemdir.

Bendeniz bir defasında ameliyat olacaktım. Hemşire hanım geldi koluma bir iğne yaptı. Bu neyin nesi diye sordum. Ameliyattan önce korkuya kapılmasın, cesareti artsın diye her hastaya yaptığımız bir şırıngadır, dedi. Hemen ben espriyi yapıştırdım. Aman hemşire hanım şu ampulün ismini bana söyleyin. TBMM'de çok işimize yarayacak, zira bazı milletvekilleri, çok haklı bir önergeye oy vereceği zaman, genel başkan onun gözüne sert bakıp kaşını çatınca, vicdanî kanaatinden vazgeçebiliyor. Böylelerine oylamadan önce bir iğne yaparız, oyunu alırız, dedim.

Neyse biz yine konumuza dönelim. Dilin kemiği yoktur. Bazı politikacılar, Peres-Erdoğan tartışmasının, AKP lehine sonuç versin diye bir şike, yani bir danışıklı döğüş olduğunu bile söylüyorlar.

Şike olmasa bile bu tartışmanın, geçici bir öfke olduğuna dair deliller var.

Bakınız Millî Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin Çelik bir genelge yayınlamış. İsrail mallarına karşı boykot uygulanmasına karşı çıkmış.

Buna ilaveten ayrı ayrı beyanat veren Sayın Dışişleri Bakanı ve Sayın Cemil Çiçek, bu Davos krizi geçici bir olaydır, İsrail ile bizim dostluğumuz uzun vadede devam edecektir mealinde sözler ettiler.

Öte yandan hükümet; milletimizin algıladığı şekilde İsrail'e karşı, hiçbir ciddi ve kalıcı reaksiyon göstermiyor. Meselâ:

- Ne büyükelçimiz geri çekildi;

- Ne İsrail'e verilen ve verilme aşamasında olan, kârlı ihaleler feshedildi.

- Ne İsrail uçaklarının eğitim maksadıyla Konyamızın temiz havasını kirletmesine hayır denildi;

- Ne de Saadet Partisi muhterem GenelBaşkanı Numan Kurtulmuş Beyin öne sürdüğü diğer önlemler alındı.

Demek ki neymiş? Bu bir nevi seçim dopingi imiş. Seçim sonrası, kesinlikle İsrail ile ilişkilerimiz, eski hamam eski tas, kaldığı yerden devam ettirilecektir.

Görülüyor ki, seçimlerde, memleketin hayatî meselesi ve o meselelerin çözümleri tartışılacak yerde, milletin hissiyatı tahrik edilerek çeşitli aldatmaca dopingler uygulanıyor. Böylece miadı dolmuş, inişe geçmiş, takatten düşmüş bazı partilere geçici olarak biraz güç kazandırılmak isteniyor.

Meselâ öfkeye dayalı AKP-CHP tartışmaları bir seçim dopingidir.

Meselâ sakın haa oyunuzu bölmeyin, bölerseniz maazallah falanca parti gelir, ensenizde boza pişirir gibi korku istismarı yapmak bir dopingtir.

Ciddi olmayan, kabak çiçeği açılır gibi açılımlar yapmak birer seçim dopingidir

Kitabına uydurarak, seçim sathı mailine rast getirilerek, yapılan yardım kampanyaları birer seçim dopingidir.

Bizim partimize oy vermez iseniz, projeleriniz hükümetçe kabul edilmez şeklindeki beyanatlar birer dopingtir.

Say saya bildiğin kadar...

Amma bunlar, bu çabalar boşunadır. Bu ve buna benzer metodlarla Sayın Demirel de çabaladı, Adalet Partisi'nin düşüşünü önleyemedi.

Buna benzer propagandalarla Özal, ANAP'ın düşüşünü önleyemedi.

Buna benzer metodlar DYP'ye bir fayda sağlamadı.

Bilindiği gibi Saadet Partisi şu aşamada, ciddi bir gelişme süreci yakalamıştır. Eğer aziz milletimiz şimdiye kadar olduğu gibi, önümüzdeki günlerde de ilgisini sürdürmeye devam ederse, bütün dopingler sahiplerine asla bir fayda sağlamayacaktır. Kısa vadeli iniş çıkışların önemi yoktur. Uzun vadede samimiyet ve ciddiyet erbabı kazanacaktır. Çünkü iki nokta arasındaki en kısa yol hattı müstakimdir. Doğru yoldur.