Kur’anı Kerim ahlâkı 1
Bakara, İsrâ ve En'am sûrelerindeki bu âyet-i kerimeler, ahlâkî faziletlere teşvik ve bedene, mala, ırza, akla ve dîne zararı olan her türlü kötülüklerden meneden âyetlerin en büyüklerinden ve en kapsamlılarındandır. Hatta bu âyet-i kerimeleri rehber edinenler, hiç şüphe yok ki, dünyâ ve âhirette saadet ve selâmete erişeceklerdir. Nasıl ki, Allâh Teâlâ şu âyet-i kerîmede bunu va'd buyurmuşlardır:"Ey mü'minler! Allâh'dan korkarsanız O, size hayır ve şerri, faydalı ve zararlı şeyleri ayırt eden bir nur verir, kötülüklerinizi de örter, sizi de bağışlar, muhakkak ki, ALLAH Teâlâ büyük bir inayet sahibidir."(Enfal sûresi:29)
Bu âyet-i kerime, takva ile olan emirlerin en şümullüsüdür. Çünkü mühim esasları bulunduran bir asıldır. Buradaki Furkan kelimesi, takvâ kelimesi gibi pek geniş ma'nâları ihtiva eden bir kelimedir. Âyet-i kerimenin manâsı şu demektir: "Ey mü'minler! Eğer siz, ALLAH Teâlâ'nın koymuş olduğu din ve şeriatın, kâinatta var olan ilahi kanunların gereğine göre sakınılması vâcib olan şeylerin hepsinde ALLAH Teâlâ'dan korunur ve takva üzerinde bulunursanız, nefsinize ve kendi cinsiniz olan insanlara zararı olan şeylerden sakınır, kemal mertebesine yükselmenize, dünya ve ahiret saadetine mani olan her türlü sebeplerden çekinir, küçük-büyük bütün günahlardan sakınır ve gücünüzün yettiği kadar ibadet ve taatla meşgul olursanız, bu takvanız ve bu korunmanız ile ALLAH Teâlâ sizde ilim ve hikmetten oluşan bir nur, bir meleke yaratır; siz o nurun aydınlığı ile hakkı batıldan, zararlı olanı faydalı olandan, nuru zulmetten ayırt edersiniz. Böylelikle dâima haktan ayrılmazsınız; ALLAH Teâlâ da yapmış olduğunuz kötülükleri siler, o nurun tesiriyle böyle kötülük yapmak sevdası gelemez, yaptıklarınızdan ötürü de ALLAH Teâlâ size azap etmeyip fazl u keremiyle onları örter." Demek oluyor ki, insan sahih ve sağlam bir itikatla dini ve ahlâkî vazifelerini devamlı bir surette yaptıkça rûhen yükselecek, ALLAH Teâlâ'nın inayeti ile onun kalbi parlayacak ve bu parlak kalb ki, vicdan dediğimiz işte asıl budur, mıknatısî bir ibre gibi ona dâima doğruyu gösterecek ve böylelikle bu insan haktan ayrılmayacaktır. İşte bu son âyet de bize bu yüksek hakikati göstermiş bulunuyor
Bu ve Kur'an-ı Kerîm'in diğer ayet-i kerimelerinden öğrendiğimize göre hakikî ve Kur'an-ı Kerim ahlâkı ile tam ahlâklanmış bir Müslümanın başlıca vasıfları şunlardır:
1- ALLAH Teâlâ'nın birliğine ve O'ndan başka ilah olmadığına, ALLAH Teâlâ'nın Meleklerine, Peygamberlerine, Hz. Muhammed (S.A.V.) Efendimizin ALLAH Teâlâ'nın kulu ve Peygamberi olduğuna, peygamberlere kitap gönderildiğine, Âhiret gününe, öldükten sonra tekrar dirilmeye, hayır ve şerrin ALLAH Teâlâ'nın yaratması ile olduğuna şüphesiz surette inanır, kalbi ile tasdik ve dili ile de bunları ikrar eder.
2- ALLAH Teâlâ'nın emrettiği ve Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin gösterdiği şekilde namazını kılar, orucunu tutar, malının zekâtını verir, bundan başka olarak yetimlere, yoksullara, muhtaçlara, hısım ve akrabalarına, yolda kalmışlara mal ile seve seve yardımda bulunur.
3- Mühim ve tehlikeli vaziyetlerde asla sarsılmaz, gevşeklik göstermez. ALLAH Teâlâ'ya tevekkül eder.
4- Felâketleri metanetle karşılar, bunları muvaffakiyetle atlatabilmek için bütün kudretini sarf eder ve nihayet çaresizliğe karşı sabır ve tahammül gösterir. ALLAH Teâlâ'dan ümidini kesmez.
5- Ana ve babaya itaat eder, onların kalplerini kıracak en ufak sözlerde ve işlerde bulunmaz.
6- Sözünde durur, ahdinde sadık kalır.
7- Her ne suretle olursa olsun emanete hıyanet etmez,
8- Üzerine aldığı her türlü vazifelerini en iyi bir surette yapmaya çalışır.
9- Üstünü, başını, oturup yattığı yeri, kabını-kacağını kirden-pastan, kafasını kötü fikirlerden, kalbini fena huylardan, dilini çirkin ve kaba sözlerden temizler. Cismen ve rûhen temizliğiyle herkese örnek olmaya çalışır.
10- ALLAH Teâlâ'nın ve Resûlullah (S.A.V.) Efendimizin emirlerine itaat eder ve ahlâkî vazifelerini eksiksiz olarak yapar.
11- İnsanlar arasında fitne-fesat çıkarmaz, insanları birbirine düşürecek sözlerden ve işlerden sakınır.
12- Kimsenin ayıplarını, gizli hallerini araştırmaz ve ortaya dökmez.
13- Kumarcı, içkici, düzenci, oyuncu, atlatıcı, dalkavuk ve hilekâr değildir.
14- Bilmediği bir şey hakkında hüküm vermez.
15- Başkalarına karşı kibirlenmez, büyüklük satmaz.
16- Kötülüğün, hayâsızlığın her türlüsünden, gizlisinden ve açığından, büyüğünden, küçüğünden sakınır. Halkın iyiliğine çalışır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.