Mehmet Talu

Mehmet Talu

Helal kazanç - 1

Helal kazanç - 1

Soru: Helal kazancın önemi nedir?

Cevab: Bismillahirrahmanirrahim.

Dinimiz, âhirete öncelik verilmesini esas almış ise de, müntesiplerinden dünyayı ihmal etmemelerini de talep eder. Dünyanın ihmal edilmeme-si; maişetimiz için maddî kazanca, dünyevî kazanca yer verilmesi demek-tir. Dilimizde: “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi âhiret için çalış!” şeklinde çok yaygın ve meşhur olan bir hadis-i şerif vardır ki, bu hadis-i şerifin aslı şöyledir: Abdullah b. Amr b. As (R.A.)den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz:

“Hiç şüphe yok ki bu din; pek sağlam, tahammül edilemeyecek kadar çetindir. Onda rıfk ile zorlama olmaksızın yürü. Rabbine olan ibadeti, kendine buğzettirme. Çünkü yolculukta bineğini takatsiz hale getiren kimse; yol da kat edemez, sağlam bir sırt da bırakamaz. O halde, ebediyen ölmeyeceğini zanneden kimsenin ameli gibi amel et, dünya için çalış! Yarın ölmekten korkan kimse gibi de sakınmakla sakın, dünyaya bağlanmaktan kaçın!” buyurmuşlardır.

Bu hadis-i şerifin baş tarafında Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimiz, bize, amel ve ibadetlerimizde itidal üzere olmayı, ifrattan kaçınmayı tembih etmektedir. Çünkü güç yetmeyecek, aşırı bir derecede ibadetlere girişmek, neticede acze düşmeğe ve o ibadetleri terk etmeğe sebep olur. Nitekim Abdullah b. Ömer (R.A.), oruç konusunda Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin kendisine olan tavsiyelerini az bulup, daha fazla yapmaya gayret gösteriyordu. Fakat ihtiyarlayınca bu ibadetleri ifa etmede güçlük çekmeğe başladı. O zaman Resûlullah (S.A.V.) efendimizin tavsiyelerini hatırlar ve:

- Ah! Keşke Hz. Peygamber (S.A.V.) efendimizin ruhsatını tutmuş olsaydım, diye hayıflanırdı.

Bu hadis-i şerifte: Müslümanın hayatında dünya ile âhiret denkleşiyor. Her iki âlemde de mutluluğa erişmek için dünya ile âhiretin gereklerine uyulması emrediliyor. Ne dünyadan el-etek çekmek ve ne de dünya nimetlerine taparcasına bağlılık, gerçek mutluluğun yolu olarak gösterilmiyor. Enes b. Mâlik R.A.)den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:

“Keder yönüyle insanların çoğu olan: Dünyasının işine de âhiretinin işine de önem veren olgun mü'mindir.”

Bu hadis-i şerif, kâmil Mü'minin, dünyasına da âhiretine de önem vermesi nedeni ile diğer insanlardan fazla keder sahibi olduğunu bildiriyor. Çünkü yalnız dünya kederi veya yalnız âhiret kaygısı bir insan için yeterlidir. Kâmil mü'min için bu iki keder birleştiğinden dolayı kendisi diğer insanlardan fazla üzüntü duymak durumundadır.

Çünkü kâmil mü'min dünyalığını dikkate almadan âhiretine çalışsa dünyasına zarar vermiş olur, âhiretine bakmadan dünyasına çalışsa âhiretine zarar vermiş olur. Bu itibarla, dünyası için çalışırken âhiret mutluluğunun zedelenmemesinin göz önünde bulundurulması güç bir sorundur. Herkes bunu başaramaz. Ancak ALLAH Teâlâ'nın muvaffak kıldığı mü'minler için güç değildir.

Bu hadis-i şerifteki önemli ikazlardan biri şöyle: Eğer insan ebedî yaşayacağını bilirse dünyaya hırsı azalır ve bilir ki, arzu ettiği dünyalık, onu talepteki hırs ve koşuşturmayı bir kenara bıraksa bile elinden kaçıcı değildir. Şöyle düşünür: Dünyalığımı bugün kaçırsam bile yarın elde ederim, nasıl olsa ben ebedî yaşayacağım. Bu sebeple Resûlullah (S.A.V.) efendimiz bir nevi: “Dünyalık hususunda ebedî yaşayacağını zanneden kimsenin ameliyle amel et, dünya işleri için hırslı olma” buyurmuş oluyor. Buna göre hadis-i şerif, hoş bir metod ve tatlı bir lafızla dünyalık talebinde teenni ve hafifliğe teşvik etmiş olmaktadır. Hadis-i şerif, diğer taraftan âhiret ameliyle ilgili olarak da: “Yarın öleceğini zanneden kimsenin gayretiyle gayret göster!” irşadında bulunmuş olmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi