CHP ve değişim

CHP ve değişim

Başörtüsü etrafında meydana gelen tartışmalar, Türkiye’nin problemlerinin niçin çözülemediğini gösteriyor.CHP’nin başörtüsünü önce siyasal simge, sonra da yabancı üniforma olarak ilan etmesi,toplumdan çatlaklar oluşturacak bir düşmanlık siyaseti izlemesi bunun en bariz göstergesidir.

Toplumun büyük bir kesimini düşman ilan ederek üzerine çullanmak sadece CHP’nin hastalığı değil, bütün bir sol’un hastalığıdır. Türk solu küçük bir istisna dışında varlık sebebini bir düşmana bağlayarak hareket etmiş, cepheleşmelerin, kutuplaşmaların en önemli kaynağı olmuştur.

12 Eylül’den önce muhayyel bir faşizm canavarı ihdas edilerek Türkiye kamplaştırılmış, şimdi de sanal bir irtica tehdidi ile aynı çürütme politikası devam etmektedir.Baykal’ın bir gün simge, bir başka gün yabancı üniforma benzetmesi aslında söylediği şeye kendisinin de inanmadığını ortaya koyuyor. Ama bu neyi değiştirir ki?

Birilerinin kalbinde derin yaralar açtıktan sonra, sözün tutarlı olup, olmamasının hiçbir önemi yoktur. Baykal’da zaten bunu yapıyor, yara açmak,acıtmak, incitmek için çırpınıp duruyor.Onu seyredenler uslubünde, tavrında bir şeyi korumak,veya bir problemi çözme gayesinden ziyade, kavga çıkarmak, vurmak, ezmek gibi ürpertici gayelerin varlığını görüyorlar..

Siyaset ve siyasetçinin vazifesi öfke biriktirmek, kin ve nefret tohumları ekmek olmamalıdır. 12 Eylül’de ekilen nefret tohumları terör olarak dönüp hepimizi vurdu.Sokaklar kan gölüne döndü, binlerce insan hayatını kaybetti.

Şimdi aynı yolda yürümenin kime ne faydası var?

Bir zamanlar Türkiye de siyaset dilinin en sihirli kelimesi, değişimdi.Değişim aynı zamanda bir noktada donup kalmamayı, muhasebe yapmayı, hatalardan ders çıkarıp yeni pratikler geliştirmeyi ifade ediyordu.Türkiye’de son otuz yılda her şey ve herkes değişti, bir tek Türk solu değişmedi.Eski alışkanlıklarını yeni isim ve sıfatlar altında devam ettirdi.Faşizm’in yerini irtica’nın, kurtarılmış bölgelerin yerini kamusal alanın alması aynı mantık kurgusunun bir neticesidir.

Bu kadar acıdan, bu kadar sıkıntıdan sonra Türk solunun da artık nerede hata yaptık diye düşünmesi gerekmez mi? Türkiye’yi kavgaya götüren kavgacı bir politik dil yerine, daha barışçı, daha teskin edici daha rasyonel bir dil, başta CHP olmak üzere, herkesin yararına olur.

Dünya değişirken hep aynı noktada kalamazsınız.Toplumu okuyamayan bir siyaset zamanla toplumun dışına düşerek marjinalleşir.Baykal, çatık kaşları, sıkılmış yumruklarıyla tam da bunu yapıyor.Keşke Baykal’da akan bir suda iki defa yıkanılamayacağını anlayabilseydi….

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi