Irak ziyareti ve ABD
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül, Irak’ı resmen ziyaret ediyor. Geçen hafta Talabani’nin Türkiye’ye gelmesinin yıldırım hızı ile iadesidir. İlk ve son defa Fahri Korutürk 1976’da, Türkiye cumhurbaşkanı olarak Irak’a gitmişti. Saddam Hüseyn’le görüştü.
Başbakan Ecevit’in askerî diktatör Saddam Hüseyn ile görüşmesini de unutmuyoruz. Ecevit, kendisini iki defa iktidardan alaşağı eden Amerika’ya karşı çok kuşkulu idi. Saddam’a gerçekten dostça davrandı, terbiyesizliklerine aldırmadı. Bağdad ziyareti sonuçsuz kaldı.
Kanlı diktatör, Baas öğretisinin tutsağı idi. Yani Arap nasyonal sosyalisti... Bu öğreti, Türk’e husumet üzerine kurulmuştur.
Sayın Cumhurbaşkanımız şimdi, çok amaçlı bir ziyaret gerçekleştiriyor. Kürt sorununun çözülmesi, hiç değilse yumuşatılması mümkün mü, bunu da anlayacak. Tabiatiyle Amerika’nın muvafakati olmaksızın, Amerika’ya rağmen Irak’la Türkiye arasında geçerli bir anlaşma olamaz.
NATO başkomutanlığına ilk defa bir denizci, büyükbabası 1922 sonunda İzmir’den kaçan bir Rum’un torunu Amerikalı bir oramiral getirildi. NATO genel sekreterliğine de eski Danimarka başbakanı taliptir ki (Türkiye AB üyesi olamaz) diyen adamdır.
Böylesine atmosferde Türkiye, ideolojilerden sıyrılmış, tam bir realpolitik (gerçekçi dış siyaset) izlemek durumundadır. ABD projelerine karşı çıkmak gibi fanteziler, Türkiye’ye zarar verir. Maharet, Washington’ın emelleri ile bizim yüksek menfaatlerimizi paralelleştirebilmektir. Bu beceriyi gösteren Türkiye, rahatça pek çok müşkülünü çözümleyebilir. Başbakan Erdoğan’ın Londra, Ankara, İstanbul’da Başkan Barack Obama ile görüşmeleri, Cumhurbaşkanı Gül’ün Bağdad’da Irak’ın Kürt cumhurbaşkanı ve Şîî başbakanı ile konuşmasının sonuçlarını bekleyeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.