Haber geldi, Muhsin Başkan ve arkadaşlarını taşıyan hekikopter düşmüş. Yüreğimiz yerinden fırladı. Üzüntüden ayakta durmakta zorlandık. Çabucak bulunmaları için dua ettik.

Sağ salim olduklarına dair haber gelmesi için dua ettik.

Arama çalışmaları hemen başlatılmıştı.

***

Sabırsızlandık, hava kararmadan hayırlı bir haber ulaşması için dua ettik.

Saatler geçiyordu, karanlık çöküyordu. Gelen bilgiler çelişkiliydi.

"Saat dört yoksun

Saat beş, yok

Altı, yedi, ertesi gün..."

Yok, bu mısralar duruma tam uymuyordu.

İşte ertesi güne geldik. Neredeyse 24 saat geçti kazanın üstünden. Ve hâlâ haber yok.

***

Hava soğuk, kar tipi fırtına... Anladık. Bölge dağlık, tamam... Hepsine eyvallah!

On dakika içinde ulaşılmasını beklemiyoruz.

İyi de hani teknoloji çağındaydık?

En olmadık adamların, en gizli köşelerde, en mahrem konuşmaları habersizce dinlenebiliyor, kayda alınabiliyor da, elektronik cihazlarla donatılmış iki buçuk tonluk koca helikopter niye bulunamıyor?

İçinde altı kişi var. Hepsinin en az birer tane cep telefonu.

İçlerinden biri 112 Acil Servis'i aramış üstelik. Uzun süre konuşmuş, durumu anlatmış.

Buna rağmen yer tespitinin ve aramaların uzun sürmesi kafa karıştırıcı.

***

Bütün millet dua ederken, adaklar adarken, devlet bütün imkânlarını seferber etti.

Askeriyle, siviliyle ve her felakete anında koşan Akut ekipleriyle binlerce kişi aramaya koyuldu. Havadan helikopterler, uçaklar, karadan her türlü araçlarla arama yapılıyor.

Hiç kimsenin en ufak bir ihmali olduğunu söyleyemeyiz. Arayanların ellerinden geleni yaptığını düşünüyoruz.

Kafa karıştıran ilk husus, helikopterin neden düştüğü... Bir kasıt olup olmadığı açıklığa kavuşacaktır. Ve bu kazadan çıkan üzücü sonuç, teknolojik bakımdan sanıldığı ölçüde gelişmiş olmadığımızdır.

***

Muhsin Yazıcıoğlu, bu toprakların yetiştirdiği en yiğit, en dürüst insanlardan biri.

Siyasî rakiplerinin bile takdirle andığı, her zaman hakkını teslim ettiği bir gönül eri.

Suçsuz yere yıllarca cezaevinde yattı. Çekmediği eziyet kalmadı. Her zaman alnı açık, başı dik oldu. Hiçbir kirliliğe, yolsuzluğa, karanlık ilişkilere bulaşmadı.

Tek başına bile olsa doğru bildiğini söyledi, söyledikleri gibi davrandı.

***

Yüzde hesabıyla bakılınca, partisi çok düşük oy almasına rağmen, ondan katbekat fazla oy alan partilerden daha etkiliydi.

İşte hep beraber gördük, bütün parti liderleri her türlü programlarını iptal ettiler. Kriz masaları etrafındalar, geçmiş olsun ziyaretindeler, iyi dileklerini bildirmek için açıklamalar yapıyorlar.

Şimdi yurt içinde ve dışında her tarafta sevenleri onun için dua ediyor.

Elimi çay bardağına uzatırken mahcubiyet duyuyorum. Aklıma Muhsin Başkan geliyor. O şu anda karlı dağlarda ulaşılmasını bekleyen helikopter enkazında üşüyor diye düşünüyorum. Tıpkı yıllar önce şiirinde yazdığı gibi.

Sağlık haberlerinin gelmesi için gözyaşı döküp Yüce Mevlâ'ya yalvarıyor insanlarımız.

Belki içlerinden birinin olsun duası kabul edilir de sevgili Muhsin Abimize kavuşuruz.