Referandum gibi

2009 yerel seçimleri, tarihimize, referanduma benzemesi ile geçecektir. Başbakan ve Adalet ve Kalkınma Partisi lideri Sayın Tayyip Erdoğan için referandum...
İl genel meclisi için verilen oylar, AK Parti, daha doğrusu Erdoğan ve diğer partilerle bunların genel başkanları için verilmiş sayılacaktır. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana belediye başkanları seçimi de çok önemlidir ama, emin olunuz, ikinci derecede kalır. Zira Türkiye’nin önümüzdeki zaman diliminde geleceği, Tayyip Bey’in alacağı oyla doğru orantılıdır.
Öbürsü gün, Pazar günü, seçim yapılacak ve ilk sonuçlar Pazar gecesi alınabilecektir. Pazartesi günü kesinlik kazanacak seçimler, ancak Salı’dan itibaren köşe yazarlarının ve politikacıların tahliline konu olacaktır. Başta Amerika Birleşik Devletleri, dış ülkelerde de çeşitli tahminler gerçekleşecektir.
Seçim ve oy tahminleri yapmak istemiyorum. Ancak seçimin 3 parti arasında geçeceği söylenebilir: AK Parti, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi. Bunların dışında kürtçü Demokratik Toplum Partisi ile Millî Görüş denen Erbakan öğretisini savunan Saadet Partisi’nin de potansiyelleri görülüyor.
2011 genel seçiminde küçük partiler, 2009 yerel seçiminde il genel meclisi için aldıkları oy oranları ile, büyük partilerle ittifak yapabileceklerdir. 2011 seçimine, dünyanın demokratik ve antidemokratik hiç bir ülkesinde bulunmayan yüzde 10 barajının düşürülerek girileceğini sanıyorum.
Önümüzdeki haftalarda Sayın Başbakan, Anayasa’nın bazı maddelerini değiştirmek teşebbüsünde bulunup bulunmayacağına karar verecek. CHP’nin katılmadığı her tadilin CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne taşınacağı açıktır. Her hal-ü kârda bu yerel seçimdeki anormal tansiyonun ve karşılıklı amansız ithamların sona ermesi gerekiyor. Türkiye’nin ele almak mecburiyetinde olduğu öylesine âcil ve önemli konular var ki...