Bugün hepimiz Muhsin Yazıcıoğlu’yuz
Bugün Türk siyasetinin gülen yüzü Muhsin Yazıcıoğlu’nu ebedi istirahatgahına uğurlayacağız. Hayat gibi ölümde gerçek. Ecel randevu alarak gelmiyor. Ansızın karşınıza çıkıveriyor böyle.
Muhsin Yazıcıoğlu ile MHP den ayrıldığı günden,2007 yılının sonlarına kadar beraber olduk. Türk siyasetinin beyefendisi idi. Hiç bir zaman kavgacı, kışkırtıcı politik bir dil kullanmadı. Eleştirilerini, tenkitlerini hep terbiye sınırları içinde yaptı. Belki mücadelesi ile mütenasip bir oy alamadı ama her zaman derin bir saygının muhatabı oldu. Siyasi muarızları bile ona güven telkin eden kişiliği yüzünden saygı duydular.
Bazı insanların ölünce değeri anlaşılır, ne kadar büyük bir boşluğu doldurduğu ortaya çıkar. Yazıcıoğlunun öldüğü gün ne kadar önemli bir lider olduğu anlaşıldı. Her lider peşinden binlerce insanı dağlara çıkaramaz. Hiçbir lider arkasından bu kadar gözyaşı döktüremez. Her partinin, her liderin mensupları vardır. Arkasından kendi camiasından bol miktarda ağlayanı da çıkar. Ama Yazıcıoğlu gibi partili, partisiz her vatandaşımızı derin acılar içinde bırakanı azdır. Ona sadece BBP’liler ağlamadı, herkes ağladı.
Hep söylüyorum. Beraber haşr olmayı isteyeceğiniz insanlarla beraber olacaksınız. Dünyada kiminle iseniz,ahrette onunla olacaksınız.Yazıcıoğlu dünyada da ahrette de beraber olunacak insanlardandı.Bu kadar kulun razı olduğu bir insandan Allah’ın da razı olacağı umulur.
Evet, başta da söyledim ölümde hayat kadar gerçek. Dostlarımızın ölümü bizi peşinden alıp götürmemeli. Bir insanı sevmek onun etinin, kemiğinin meftunu olmak demek değildir. Onun bağlı olduğu iman mihrakına bağlanmak, onun davasını, mücadelesini sürdürmektir.
Yazıcıoğlu, Allahın birliği, Peygamberin Risaleti dışında hiçbir şey tartışılmaz değil diyordu. Ben ancak, milletime ve onun değerlerine hizmet ederim diyordu.
İki günlük dünya için fırıldak gibi dönmeye gerek yok diyordu.
Allah’ın iradesi dışında milli iradenin üzerinde hiçbir güç ve kudret tanımıyorum diyordu.
Darbecilere, Ergenekonculara, milli irade düşmanlarına karşı sonuna kadar gidilmesi gerektiğini söylüyordu.
Milli, sivil, demokratik siyaset diyordu.
Yazıcıoğlu’nu sevenlere düşen onun gittiği yoldan gitmektir. Sevginin gerçekliği de ancak onun çizgisini yaşatmada gösterilen dirayete bağlıdır.
Bugün içimiz kan ağlayacak ama hepimiz Allah’tan geldik, tekrar ona döneceğiz. Başka bir dönüş mahalli yoktur.
Ne mutlu ona dönecek yüzü olanlara.
Ne mutlu hayatını ulvi bir gayenin emrine verenlere.
O görevini yaptı, şimdi sıra bizde.