Ergenekon tutuklularının oy kullandığı sandıkta CHP birinci, DTP az farkla ikinci parti çıktı..Bu tablo ETÖ’nün zihin dünyasını anlamamız için önemli bir veri’dir.Operasyonlar başladığı günden beri bazı çevreler ısrarla ETÖ’yü PKK terörüne karşı oluşmuş, milli bir organizasyon gibi sunmaya çalışıyor.

Uzun yıllar teröre karşı mücadele etmiş Paşalar, ifadesiyle başlayan yazılarla bu kanun dışı yapılanma müdafaa ediliyor.

29 Mart yerel seçimlerinde ETÖ sandığında çıkan oylar, bütün bu savunma ve meşrulaştırma gayretlerini çürütmüştür. Karşımızda üyelerinin yarısı PKK uzantısı bir partiye oy veren bir örgüt var. Kimse, hem DTP’ye oy kullanıp, hem de PKK karşıtlığından dem vuramaz. DTP, PKK’nın yıllardır savunduğu bölücü düşünceleri siyaset arenasına taşıyan bir parti. Bunu açık, açık dile getirmekten de imtina etmiyor. Kendine PKK’nın siyasi kanadı rolünü biçen bir partiye oy kullananların hangi amaç için oy kullandıkları bellidir. Bunu uzun, uzun izaha hacet yok.

Bu seçimde özellikle alevi oylar bir bütün olarak CHP’de toplandı. CHP, mezhep oyları ile daha çok, İslam’ın bütün tezahürlerini yok etmeyi amaçlayan çarpık bir laiklik anlayışına sahip olanların oylarını alıyor. İstanbul’da kimi küçük açılım denemelerine rağmen bu gerçek hala değişmedi. İşte ETÖ’cülerin zihin dünyalarını da bu iki partinin–ideolojik önceliklerinden-hareketle değerlendirmek lazım. ETÖ, İslam karşıtı lobi ile bölücüleri aynı çatı altında birleştiren ve milletin bekasını hedef alan bir örgüt. İslami duyarlılıklar DTP’nin siyaset yaptığı coğrafya’da da hala DTP siyasetini tehdit eden tek güç. Kimlik siyasetinin daha geniş alanlara yayılmasına, İslam’ın etnik farklılıkları gevşeten, insanı inanç biçimiyle değerlendiren yönü engel oluyor. DTP onun için yayılma imkânlarını daraltan İslam’a karşı herkesle ittifaka hazır bir parti. Nitekim 28 Şubat’ta bazı Paşa’ların irticaya karşı Avrupa’da PKK’lılarla ittifak imkânı aradığı biliniyor. Anlaşılan bu ittifakın ETÖ çatısı altında gerçekleştirilmiş.

Ergenekon’un PKK ve bölücülüğü hiç dert edinmediği zaten gazetelerde çarşaf, çarşaf yayınlanan günlüklerde ortaya çıkmıştı. Jandarmanın başında bulunan ve dolayısıyla PKK terörü ile birince dereceden muhatap olan Eruygur’un bölücü terörü hiç gündeme almaması, bunu dert etmediğini gösteriyordu. Bütün mesaisini Türkiye’nin otuz yılını, binlerce evladını çalan teröre ayırması gereken birinin, bir anını bile bu işe ayırmamasına ne demeli?

PKK ile adam gibi mücadele edilmediği söylendiğinde bazılarının ağırına gidiyor. Kimsenin Türk silahlı kuvvetleriyle derdi yok. Ama görülüyor ki, Silahlı kuvvetlerimizin gücünü terör mücadelesine teksif etmesine bazı hainler engel olmuş. Yoksa hiçbir gücün bu iman selinin karşısında durmaması gerekirdi.

ETÖ ile ilgili daha hala tereddütleri olanlar bu tabloya iyi bakmalıdırlar. Bu şer ittifakı sadece iktidarı değil milli ve manevi varlığımızı hedef almıştır. ETÖ davasının sonun kadar götürülmesi milli varlığımızın devamı için elzemdir.