Dünya; imtihan dünyası...
Kim ne derse desin, kim neresinden konuşursa konuşsun, seçimlerin en az yara alan siyasi oluşumu AK Parti’dir..
% 23 oy alan CHP mi başarılıdır?..
Ya da % 16’lık MHP mi?..
Geçen yazımda da belirttim, toplayın ikisinin aldığı rey oranını Tayyip Erdoğan’ın partisine yine yanaşamıyorlar..
Evet değerli dostlarım, seçim bitmiştir.. Herkes saçının rengini görmüştür.. 2007 milletvekili genel seçiminde AK Parti’nin almış olduğu % 47’lik oy büyük bir oran olduğundan, bir başka ifadeyle çıta oldukça yükseldiğinden, şimdi alınan % 40’lık oran güdük görünmektedir.. Siyaset arenasının yakın geçmişini incelediğinizde iktidarın ya da iktidarın büyük ortağının % 22’lerde, % 30’larda gezdiklerini görürsünüz.. Ama ne hikmetse şu an % 40’lık oy dilimini elinde tutan parti küçülmüş sayılıyor..
Tabii kıssadan alınacak hisse misali, iktidar partisi de kendisine çeki düzen vermelidir.. Elinde bulundurduğu Türkiye’nin bazı güzide illerini kaybetmenin muhasebesini doğru yapmalıdır.. Hülasa; AK Parti kurmayları CHP zihniyetinin başkent Ankara’da ve megakent İstanbul’da % 30’ları rahat bir biçimde aşmasının altındaki sebebi iyi irdelemelidir..
Başbakan Tayyip Bey, seçim gecesi Antalya’ya özel bir paragraf açmıştı.. Bu vilayete 28 defa gittiğini, bu gidişlerinin turistik değil, hizmet üretmek ve projeleri hayata geçirmek için olduğunu ifade etmişti, ardından da eklemişti: “Demek ki hizmet, sandık için yeterli değilmiş!..”
Doğrudur Tayyip Bey’in söyledikleri.. AK Parti zamanında Antalya inanılmaz biçimde hizmet aldı.. Şehir adeta ultra modern bir kent haline geldi.. Ancak seçmen yeni dönem için geçit vermedi.. Seçmenin verdiği karara herkes saygılı olmalı.. Demokrasinin gereği de budur.. Ve de fazla kafaya takmanın da alemi yok!.. Bir şey daha söyleyeyim; Antalya’ya yapılan yatırım iyi hoş da, Tayyip Bey bu paranın yüzde birini işçinin, emeklinin, memurun cebine aktarsaydı, çok daha fazla dua alırdı.. İşi de daha fazla rast giderdi..
Hem diyelim ki İzmir ya da Antalya sittin sene CHP’li kaldı, bu dünyanın sonu mu?.. İzmir’de yaşayan bir kısım vatandaş, aziz vatanımızın en mutena köşelerinden biri olan İzmir’i “Gavur İzmir” olarak dillendiriyorsa ve de o insanlar CHP zihniyetiyle mutlu oluyorlarsa varsın olsunlar!.. Türkiye, sadece İzmir’den, Antalya’dan müteşekkil değil ya!..
AK Parti’nin umduğunu bulamadığı vilayetlerden birisi de Şanlıurfa..
Bu vilayete 4 ay kadar önce gitmiştim.. O gidişimde henüz adaylar açıklanmamıştı.. Belediye Başkanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba’yla da uzun bir sohbetimiz olmuştu.. AK Parti’den yeniden aday gösterileceğini umuyordu başkan!.. Görüştüğümüz Urfalılar başkanlarını çok seviyorlardı.. Ancak Şanlıurfa milletvekilleriyle arasının hiç de iyi olmadığını öğrendik.. Yani, hikaye oldukça karışık..
Tayyip Bey seçim gecesi Dr. Fakıbaba için “Takım oyununa uymayanlarla işimiz olmaz” dedi ama o Fakıbaba da seçimi “bağımsız” olarak kazandı.. Demek ki; “Takım oyununu Fakıbaba’sız daha iyi oynarız” diye Başbakan’ın aklını çelenlerin siyaset kulvarında boşa kürek çektikleri anlaşılıyor..
Sırası gelmişken şunun altını da çizeyim.. Tayyip Erdoğan, herkes gibi bir insan!.. Süpermen değil.. Her şeyi bilecek diye de bir şey yok!.. Takım oyunu diyor, eyvallah, ama önce yakınındaki aktörler sağlam olmalı.. Takım oyuncuları A kalite kişilerden seçilmeli.. Hatır gönül işin içine hiç girmemeli.
Gelelim İstanbul’a.. Hâlâ daha Anavatan Partisi’nin 90’lı yıllardan kalma kaşalot müteahhitlerini görüyorum.. Dünün ne idüğü belirsiz çulsuzları, dünün solcuları, hayat tarzı “boz bulanık seller gibi” olan kişiler, yine suyun başında!. Bu insanların önemli bir kısmı bugün sahnede AK Parti olduğu için AK Partili görünüyorlar.. CHP gelse CHP’li, MHP gelse MHP’li olur bunlar!..
Bu itibarla Başbakan Tayyip Erdoğan’a ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a seslenmek istiyorum..
“Özellikle İstanbul’u bir sonraki seçimde kaybetmek istemiyorsanız, belediye kadrolarını bu milletin namuslu, ahlaklı evlatlarından seçin!..”
Geçen yazımda da ifade etmiştim, biraz daha açayım; “ahbap çavuş ilişkilerine, bölgesel hemşehriciliğe, akraba tasallutuna” geçit vermeyin!.. İhalelerdeki şeffaflığa mutlaka önem verin!.. Zira en büyük patırtı buralarda çıkıyor.. Ahde vefa elbette güzel bir haslet.. Ancak vefa göstereceğim diye ilgisiz, alakasız insanlara koltuk bağışlamak bana göre su katılmamış kul hakkı..
Hasbi duruşuna ve haramdan sakındığına şahadet edebileceğimiz Kadir Topbaş Başkan’ın yeni dönemde bu kriterlere daha da eğileceğine inanıyorum..
Yazımızı İstanbul’la noktalayalım..
Aziz İstanbul’a idareci olmak inanın ki çok özel bir durum!.. Her kula nasip olacak bir şey değil..
Alemlere rahmet olarak gönderilen o muazzez Peygamber’in(sav) methine mazhar olan bir şehir İstanbul..
Övmüş İstanbul’u Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz!..
İstanbul’u fetheden kumandanı ve askerleri methetmiş!.. Dolayısıyla, inşallah kıyamete kadar müslüman milletimizin elinde bulunacak olan İstanbul’u yöneten kimseler de bu meth-ü senadan nasiplerini almalılar!.. Bu da, yapacakları hayırlı işlerle, milletin yararına olan projelerle olur..
Dünya imtihan dünyası..
Üstad Necip Fazıl’ın söylediği gibi;
Sonunda ne rütbe var, ne de mal..
İşte rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu..
Dün vardı, bugün yok!..
Musallada “er kişi” diyor imam efendi..
Cumhurbaşkanı, başbakan, general, trilyoner, işçi, aşçı, demiyor!..
Gerisi?.. Koskoca bir hiç!..