Rezaletin son perdesi..

Rezaletin son perdesi..

Maç öncesi yazımızda “dünyanın en büyük derbisi” dedik, Galatasaray-Fenerbahçe müsabakası için!..
Hatta, İngiliz GQ dergisinin Fener-Galatasaray kapışmalarını dünyanın en ürkütücü en korkunç derbilerinin başında saymasını da yadırgadığımızı siz kıymetli okuyucularımızla paylaşmıştık..
Meğer yanılmışız!..
Evet, Galatasaray-Fenerbahçe maçında şükürler olsun ki, ölen ya da yaralanan olmadı ama Türk futbolu bana göre büyük yara aldı..
Müsabakanın teknik analizine girmeye gerek yok!.. Zira, hiçbir yazar bu maçın futbol kritiğini yapmaz, kimse de yapmadı zaten!.. Herkesin odaklandığı nokta, maç boyu birbirlerine “ana-baba katili” gibi giren futbolculardı.. Hele de son saniyelerdeki kavga, müsabakayı mahf-ı perişan etti, diyebilirim..
Değerli dostlar; aslında Hakem Fırat Aydınus’un bu maça atandığını duyduğumda ümitlenmiştim..
Zira; Fırat Aydınus, oyunu fazla kesmeden oynatmaya kararlı olan bir hakemdi ve maç boyu da öyle yapmaya gayret etti.. Ama ne yapsa, ne etse başarılı olamadı ve maçı 4 kırmızı, bilmem kaç tane de sarı kartla tamamlayabildi..
Kartların dışındaki pozisyonları süzmede olsun, futbolculara yakın olma pozisyonunda ve maç takibinde olsun bana göre başarılıydı..
Ancak, bazen aşırı iyimserlik hoş olmuyor.. İnsanlara, anlayabilecekleri tarzda hareket etmek işin en doğrusu!..
Meselâ; sezon başından beri her maçta yaptığı agresif hareketlerle taraflı-tarafsız herkesin asabını bozan Galatasaraylı Sabri’ye kart göstermekte çok geç kaldı Fırat Aydınus!..
Baş tahrikçi Sabri, Emre’nin gırtlağına çökmeden çok daha önce maçtan atılmalıydı..
Emre’nin boğazını sıkan Sabri’den birkaç kelimeyle bahsedeyim size.. Henüz genç takımdayken ve de Emre Belözoğlu o vakitler Galatasaray takımının aslarından iken, Emre’nin yanından ayrılmıyordu.. Emre’den harçlık dahil, eşofman, ayakkabı dahil, istemedik şey bırakmıyordu.. Emre de o zamanlar bir nevi velinimet idi Sabri için!.. Ama keser döndü, sap döndü, bir de baktık ki, hesap da döndü.. Ve dünün tıfıl Sabri’si, Emre abisinin boğazını hiç utanıp sıkılmadan, üstelik hatıralara da ihanet etme pahasına sıkabiliyor!..
Aslında bu durum beni şaşırtmadı.. Türkiye’de bu işler normal oldu.. Ahde vefa, mısralarda kalmış bir nostaljik kelime..
Yine Emre Aşık isimli yılların tecrübesi bir kişi var.. Bakmayın maçlarda “dayak yedim” diyerek feryad-ı figân ettiğine!.. Dikkat edin, her pozisyonda sopayı o atar, ama bu işi çaktırmadan yapar.. İyi ustadır Emre Aşık!..
Galatasaray tarafından bu iki futbolcu maalesef maçı çığırından çıkartan isimler oldular.. Benim penceremden fotoğraf böyle..
Bir de Fener cephesine bakalım..
Sarı-Lacivertli cenahta, Lugano denen belayı berza bir adam var!.. Bu Uruguaylı, Fener cephesinden müsabakanın bu tarz bitmesinde rolü olan futbolcuydu.. Sinirli, agresif ve asabi.. Her maçta Fenerbahçe’nin baş derdi.. Geçen sene de bu statta olaylara sebebiyet vermişti.. Bu defa da Emre Aşık’a uydu ve ismini maçın olumsuz kahramanlarının başına yazdırdı..
Fenerbahçe’den kesinlikle gönderilmeli Lugano!.. Böyle hırçın, kavgacı ve ne yapacağı belli olmayan topçuların yeri olmamalı Fenerbahçe’de!..
Hülâsa; son saniyelerde çıkan kavga, aynı kulvarda koşan, ekmek parası için mücadele eden futbolcuların birbirleriyle olan arka plan hazımsızlığının bana göre o ana yansımasıydı..
Bir memleket düşünün ki, Milli Takım hocası reklamlara çıkıyor, futbolcularını “amansız olun” diyerek motive(!) ediyor!..
Daha neyin tartışmasını yapıyoruz?..
Bu tür centilmenliğe uymayan külhani sözlere, günler, hatta aylar boyu muhatap olan futbolculardan kavgadan gürültüden başka ne bekleyebiliriz ki?..
Elbette birbirlerine girecekler..
Elbette birbirine ağıza alınmayacak küfürler edecekler!..
Saha dışında dostmuşlar!..
Bir gün sonra bunların hepsini unuturmuşlar!..
Bıraksınlar palavra hikâyeyi..
Kimse de karnından konuşmasın!..
Baksanıza, yirmi yaşındaki Arda’nın pozlarına!.. Çocuk, konuşmalarıyla, mimikleriyle, adeta “Küçük dağları ben yarattım” diyor!..
İşin ucunda tonla para olacak..
0ndan sonra da, dostluk, kardeşlik beklenecek!..
Güldürmeyin beni..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi