Matrak takım şu Fener!..
Bu Fenerbahçe’ye başka ne diyeyim, bilemiyorum!..
Tabiri caizse okyanusu geç, derede boğul.. Böyle şey olur mu?.. 0lmaz ama futbolda oluyor..
Edu, Lugano, Alex gibi temel direk elemanların sakat veya cezalı.. Üstüne üstlük son haftalarda alınan başarısız neticelerin camianın üzerine ölü toprağı gibi örtüldüğü bir anda, sen kalk Beşiktaş gibi zirveye yapışmış ve de moralli bir takımı, üstelikte evinde, sil süpür!..
Skor çok da ahım şahım değil.. Makul bir netice.. 2-1.. Ancak, Fenerbahçeli futbolcular gol yollarında biraz daha istekli ve becerikli olsalardı maç 4-5 farklı biterdi..
Maçtan önce İnönü Stadyumu’ndaki ambians müthişti.. Atmosfer, Beşiktaş lehine fevkalade görünüyordu.. İşin ilginç yanı Sivas’ın mağlubiyet haberi Beşiktaş tribünlerini dalga dalga heyecanlandırmıştı..
Bu görünümle maç başladı.. Herkes gibi ben de Beşiktaş’ın bu sahada şahlanacağını düşündüm.. Ama yanıldığımı ilk on dakikada anladım.. Fenerbahçe oyuna çok sakin ve telaşsız başladı.. Beşiktaş ise o derece silikti..
İki takımın orta sahalarına baktım, Fenerbahçe özellikle Selçuk, Emre ve Uğur Boral’la rakibine adeta fark atıyordu.. Yerinde paslar, boşa adam kaçırmalar, topsuz oyun başarısı, Fenerbahçe’nin lehineydi.. Ardından da Güiza’nın jeneriklik golü gelince Fenerbahçe daha da rahatladı..
Beşiktaş’ın da saman alevini andıran birkaç atağı olmadı değil.. Ancak Ali Bilgin, Gökhan Gönül, Yasin ve Carlos kuş uçurtmadılar.. Hele de Gökhan Gönül.. Sanki 40 yıllık stoper gibiydi.. Roberto Carlos ise Fener formasını giydiği maçların belki de en iyisini çıkardı..
Kaleci Volkan, Holosko’nun füzesini çıkartamadı ama maçın genelinde iyi bir performans gösterdi.. Forvette Güiza ve Semih en başarılı maçlarından birini oynadılar ve 2 de şık gole imza attılar..
İkinci yarı özellikle 60. dakikadan sonra Beşiktaş’ın ablukası altında geçti.. Ama nafile!.. Fenerbahçe takımı kapandı.. Kapanırken de kontrataklarla Beşiktaş defansına korkulu anlar yaşattı..
Neticede başka gol olmadı ve bu kritik müsabakayı Sarı-Lacivertliler bir kere daha kazanmasını bildi..
Şimdi ligde işler daha da karıştı.. Gaziantepspor önünde dramatik bir yenilgi alan Sivasspor liderliğini korudu, ardından gelen Beşiktaş ve onlara 3-4 puan yaklaşan Trabzonspor!.. Şu tabloda şampiyonluk belli değil.. Kazananın 3 puan aldığı bir ligde kimin mutlu sona ulaşacağı elbette belli olmaz..
Yeniden maça dönecek olursak, Emre Belözoğlu Fener’in başına dert gibi gözüküyor.. Hiç alakası yokken Fener’in en sakinlerinden Devid’le gırtlak gırlağa geldi.. Tabii, seyirciler olayı önce anlamadı.. Herkes sandı ki, Deivid Emre’ye birşeyler yaptı.. Halbuki Emre’nin açıklamasına göre eften püften sebepmiş.. Bu kadar hırs hayra alamet değil.. Kendisini sakinleştirmek isteyen Aragones’in bile ellerini tutuyor Emre!.. Hocasına hareket çekiyor!.. Kendine malik değil sanki.. Birileri bu çocuğu uyarsın yoksa işler vahim!..
Beşiktaş seyircilerini de unutmayalım..
Takımları mağlup oldu.. Az sayıdaki küfürbazın dışında olayı centilmence kabullendiler.. Özellikle de maç boyu yaptıkları akıllı uslu davranışlarla futbolcuları tahrik etmediler.. Zaten böylesine kritik bir müsabakadan 2 tane sarı kart çıktı.. 0 da son derece normal..
Kısacası; nerede Ali Sami Yen Stadı, nerede İnönü Stadyumu?!..
Hakem Yunus Yıldırım için de birkaç kelâm etmek gerekirse; 4x4’lük bir yönetim gösterdi Manisalı Beden Eğitimi öğretmeni Yıldırım!.. Futbolcular kadar koştu.. Futbolculara mümkün mertebe adeletli ve şevkatli davrandı..
Bir başka sıkıntı da şu değerli dostlarım; köşe yazarı, televizyon yorumcusu olarak geçinen, ağız kalabalıklığında uzmanlaşmış kişiler oldukça çoğaldı..
İsterseniz size isim de vereyim.. Mesela, Rıdvan Dilmen!..
Biliyorsunuz Rıdvan Dilmen NTV televizyonunun spor yorumcusu.. Kimilerine göre Türkiye’de anlattığı en çok dinlenen insan!..
Maç öncesi bir yorum yaptı ki, evlere şenlik!..
Bakın ne diyor Rıdvan Dilmen: “Gökhan Gönül’den stoper icad eden bir takımın hangi yorumunu yapayım!..”
Yani, Gökhan’ı stoperden saymıyor.. Aragones’in düşüncesini küçümsüyor vs.. Ve bu adam usta yorumcu(!) diye geçiniyor..
Poliminden de, çalımından da, yanından geçilmiyor..
Gökhan Gönül de, Rıdvan’a inat, sahanın yıldızı olmuyor mu?..
Bir de bakıyorsunuz, aynı Rıdvan Dilmen, bu sefer Gökhan’a da, Fener’e de övgüler düzüyor..
Değerli okuyucularım..
Eğer futbola karşı ilgiliyseniz, spor yorumcularında da ve köşe yazarlarında da lütfen seçici olun!..
Mesainizi boşa harcamayın, zaman çok değerli çünkü..