LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Düzene karşı olana karşı olan muhalif olamaz!

Düzene karşı olana karşı olan muhalif olamaz!

- Lütfü Bey; öncelikle size üç gün önce geçirdiğiniz göz ameliyatı nedeniyle geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyoruz.
- Teşekkür ederim. Artık zalimler, sömürücüler ve onlar gibiler daha da korksunlar benden. Çünkü bugüne kadar zulme, sömürüye, haksızlığa karşı gözlerimi dört açardım; artık gözlerimi dört çarpı dört açacağım!
- Üstadım; o halde müsaadenizle sohbetimize başlayalım... Malumunuz holding medyası, Ergenekoncuların aslında muhaliflerden oluştuğunu, Ergenekon davasının asıl amacının da muhalefeti susturmak olduğunu yazıp söylüyor. Nasıl yorumluyorsunuz bunu?
- Ben de muhalifim; ama onlar hükümetin muhalifi, ben ise düzenin muhalifiyim. Sömürücü, zulümcü vahşi kapitalist düzenin muhalifiyim. Sömürücü, zulümcü bu adi düzenin yerine insanca-hakça bir adil düzenin kurulması için mücadele etmekteyim. Bu yüzden de işkenceye maruz kalmak, hapse atılmak gibi ağır bedeller ödedim. Peki mesela bugün “Ergenekoncu” denilenlerin avukatlığını yapan ve kendilerini de muhalif olarak adlandıran holding medyasının yazarları, yorumcuları böyleler mi? Bunların en önde gelenlerinden, adı en bilinenlerinden hangisi muhalif olduğu için benim gibi ağır bedeller ödedi? Bizim gibi bir ülkede muhalif olup da ağır bedeller ödememek mümkün olabilir mi? Kaldı ki bunlar mevcut düzenin kaymağını yiyenlerden değiller mi? Mevcut düzenin sahipleriyle içli-dışlı olanlardan değiller mi? Peki holding medyasının yazarları, yorumcuları neyin muhalifi? Onlar düzene muhalif olanların muhalifi! Sömürücü, zulümcü bu düzene muhalefet edenlerin muhalifi! Onlar sömürücü, zulümcü bu düzene karşı olana karşı! Zaten düzenin muhalifi olsalar, hiç bu sömürücü, zulümcü düzeni savunabilirler mi? Düzenin sahipleriyle, bekçileriyle içli dışlı olabilirler mi? Düzenin sahiplerine hizmet etmek midir muhaliflik? Düzenin bekçilerine methiyeler düzmek midir muhaliflik? Dünyada yok böyle bir muhaliflik. Bunlarınki olsa olsa muhalifliğe muhaliflik! Muhaliflik düzenin sahiplerine, düzenin bekçilerine kafa tutmak ister. Muhaliflik düzenin sahiplerinden, düzenin bekçilerinden yaptıkları sömürünün, zulmün hesabını sormak ister. Düzenin sahiplerine, düzenin bekçilerine kafa tutmak yerine alkış tutanların neresi muhalif?
AMERİKANCININ LAİKİ DE, İSLAMCISI DA BİRDİR!
- Ergenekoncular önümüzdeki Pazar gününden itibaren Cumhuriyet mitinglerine benzer laiklik mitingleri düzenleyerek laikçi-İslamcı saflaşmayı daha da tetiklemek peşindeler. Ülkemizdeki laikçi-İslamcı saflaşma hakkında ne düşünüyorsunuz?
- “Laikçi” denilenlerin de, “İslamcı” denilenlerin de arasında mesela Amerikancı olanlar var, Amerikancı olmayanlar var. “Laikçi”lerin de, “İslamcı”ların da arasında emperyalizme karşı olanlar var, emperyalizme yandaş olanlar var. Yine mesela “laikçi” patronlar arasında yanında çalıştırdığı kişilerin emeğini, alın terini insafsızca sömürenler de var, “İslamcı” denen patronlar arasında yanında çalıştırdığı kişilerin emeğini, alın terini insafsızca sömürenler de var. Ve yine mesela ülkemizde insanların bir bölümü açlık, bir bölümü de yoksulluk sınırındayken, bunları hiç dikkate almayıp Amerikalı zenginler gibi şatafatlı hayat süren laikler de, İslamcılar da var. Halkın bir bölümü çöplüklerden beslenirken, bunu dikkate almayıp, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” öğüdünü de dikkate almayıp, kendinden başkasını düşünmeyen, evin en pahalısında oturan, arabanın en pahalısına binen, elbisenin en pahalısını giyen laikler de, İslamcılar da var. Şahsi kanaatim odur ki, emperyalizme yandaş olan, “Altta kalanın canı çıksın” şeklindeki Amerikancı felsefeden yana olan, emek ve alın teri sömürücüsü olan, Amerikalı zenginler gibi yaşayan laikler ile İslamcılar aynı saftadır. Bunlar gibi olmayan laikler ile İslamcılar da aynı saftadır. Benim için emperyalizme yandaş olanın, Amerikancı olanın, emek ve alın teri sömürücüsü olanın laiki de, İslamcısı da birdir! Bunların laiki de, İslamcısı da benden değildir. Emperyalizme yandaş olduktan sonra, Amerikancı olduktan sonra, zalimlerden yana olduktan sonra, mazlumların hakkını çaldıktan sonra, emek ve alın teri sömürücüsü olduktan sonra kendine ha “laik” demişsin, ha “İslamcı” demişsin, benim için sen aynı millettensin! Ve benimle aynı safta değilsin. Benim için geçerli olan işte bu saflaşma. Laikçi-İslamcı saflaşması ise suni saflaşma,
ÇEKİLMİŞ KREDİ KARTININ DAVASI OLMAZ!
- Başbakan Erdoğan, “Kredi kartı mağdurlarına af getirilsin” diyenler için “Kredi kartının mağduru olmaz, borçlusu olur” diyor. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
- Soruyu tam da adamına sordunuz! Ben kredi kartı kullanmayan biriyim. Çünkü ben “ayağını yorganına göre uzat” felsefesiyle yetiştirildim. “Eline geçmemiş parayı harcama” felsefesiyle yetiştirildim. Oysa kredi kartının felsefesi bunun tam tersi. Kredi kartı felsefesi eline geçmemiş parayı harcamayı, ayağını yorganına göre uzatmamayı teşvik etmenin ta kendisi. Alışveriş yaptığın yerde kredi kartını verip çektiriyorsun, böylelikle de henüz ele geçmemiş parayı harcıyorsun. “Ya bu para gelmezse ne yaparım” diye düşünmüyorsun. Oysa beklediğin para gelmeyebilir. Mesela işten çıkartılabilirsin, beklediğin gelir gelmeyebilir. İşte bu ve benzeri ihtimalleri hiç düşünmüyorsun. Bu ihtimaller gerçekleşince de sudan çıkmış balığa dönüyorsun. Ve başlıyorsun, “Kredi kartı mağduruyum, bana af getirilsin” demeye. Devlete olan borçlarını, mesela vergi borçlarını zamanında ödemeyip de, bu borçların üzerine bir de gecikme faizi binince “Hükümet bize af getirsin” diyenler gibi başlıyorsun hükümetten bu konuda af beklemeye. Peki ama vergi borçları gibi devlete olan borçlarını zamanında ödeyenler enayi mi? Kredi kartı borçlarını düzenli olarak ödeyenler enayi mi? Vergi afları, kredi kartı afları gibi aflar, borcunu zamanında ödeyenleri cezalandırmak, borçlarını ödemeyenleri ise ödüllendirmek değil mi? Bu da büyük bir haksızlık değil mi? Belli ki kredi kartlı hayat çok rahat. Cebinde beş kuruş olmasa da istediğini alıyorsun, sonra da kredi kartını alışveriş yaptığın yere verip çektiriyorsun, oh ne güzel hayat! Ancak bilinmeli ki, çekilmiş kredi kartının davası olmaz! Dolayısıyla kredi kartının mağduru da olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi