LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Unutma ki delikanlı, ABD’nin de elikanlı!

Unutma ki delikanlı, ABD’nin de elikanlı!

- Lütfü Bey; ağırlık kazanan kanaate göre Suriye diktatörü Beşşar Esed, ülkesindeki iç savaşı Türkiye’ye de taşımak istiyor ve bu nedenle de Hatay-Reyhanlı’da 51 vatandaşımızın ölümüne neden olan bombalı araba patlamaları gibi eylemlere girişiyor. Siz de bu kanaatte misiniz ve genel olarak Türkiye ile Suriye arasında olup bitenleri nasıl değerlendirmektesiniz?

- Benim düşünceme göre, Türkiye’nin Suriye konusunda doğru yaptıkları vardır, yanlış yaptıkları vardır. Türkiye Suriye’deki iç savaştan kaçanlara kapısını açmakla doğru yapmıştır. Bu bir insani tavır olarak ele alınmalıdır. Eğer Türkiye Suriye’deki iç savaştan kaçanlara kapısını açmasaydı Suriye’deki katliamın bilançosu çok daha ağır olacaktı; bu unutulmamalıdır. Türkiye Irak diktatörü Saddam Hüseyin’in katliamlarından kaçan Kürtlere kapısını açmakla da, Suriye diktatörü Beşşar Esad’ın zulmünden kaçan Suriyelilere kapısını açmakla da doğru yapmıştır. Bu bir insani tavırdır. Ama keşke Türkiye sadece insani bir tavır almakla kalsaydı; Suriye’ye karşı askeri bir tavır almasaydı. Kendisini Suriye’deki iç savaşın tarafı yapmasaydı. Suriye’nin iç işlerine bu kadar karışmasaydı. Şöyle düşünelim; başka bir ülke bizim iç işlerimize bu kadar karışsa bu hoş karşılanır mı? Ben de biliyorum; Esad bir katildir. Suriye de eli kanlı bir devlettir. Ancak ABD de dünya halklarının katilidir. ABD de eli kanlı bir devlettir. Eğer Türkiye eli kanlı devletlere karşı çıkacaksa, en başta ABD’ye karşı çıkması gerekir. Başında Esad’ın bulunduğu Suriye devleti kendi halkına zulmediyor, kendi halkını katlediyor da ABD dünya halklarına zulmetmiyor, dünya halklarını katletmiyor mu? Daha dün ABD Irak’ta bebeklere varıncaya kadar yüz binlerce insanı katletmedi mi? Üstelik bu katliamlar Türkiye’den kalkan ABD savaş uçaklarınca gerçekleştirilmedi mi? “Esad’ın halkı katletmesine, bebekleri öldürmesine göz yumamayız ” deyip Suriye’ye karşı delikanlı tavır sergileyenlerin, dünya halklarının katili, bebek katili ABD’ye karşı da delikanlı tavır sergilemesi gerekmez mi? Suriye’ye diklenen delikanlı, unutma ki ABD’nin de elikanlı! Kısacası, Türkiye Suriye’nin iç işlerine bu kadar karışmakla yanlış yapmıştır. Yanlışta ısrarcı olmamalı, uyarıları dikkate almalıdır. Ancak bu konuda hükümeti uyarmak başkadır; bu konuyu siyasi çıkarları için istismar edenlerin yaptığı başkadır. Bunlar yangına su yerine benzin taşımaktadır. Bunlar hükümeti yıkayım derken ülkeyi yakıp yıkacaklardır!

OSMANLI’DA LALE DEVRİ, CUMHURİYET’TE SÜLALE DEVRİ!

- Meclis’te bulunan dört parti tarafından ortaklaşa düzenlenen milletvekillerine bazı ayrıcalıklar tanıyan teklifin halktan tepki görmesi üzerine, AK Parti dışındaki partiler tekliflerinden vazgeçti. Sizin bu teklif hakkındaki görüşünüz nedir?

- Öncelikle şunu belirteyim. Malumunuz ben her çeşit ayrıcalığa karşı biriyim. Bu nedenle milletvekillerinin ayrıcalıklarına karşı çıkıp, örneğin generallerin ayrıcalıklarına karşı çıkmamak bana uygun değildir. Ayrıcalıklara karşı çıkılacaksa, ülkede ne kadar ayrıcalıklı kesim varsa onların da ayrıcalıklarına karşı çıkmak gerekir. Mesela “Meclis’te milletvekilleri bedava fiyatlara yiyip içiyor” diye eleştiri yaparken, orduevlerinde de subayların bedava fiyatlara yiyip içmelerine itiraz etmek gerekir. Yine mesela “Niye bir teğmen yaşıtı bir doktordan, niye bir general yaşıtı bir profesörden daha fazla maaş alıyor; orduevleri, lojmanlar, kamplar gibi daha fazla sosyal ayrıcalıklara sahip oluyor” diye sorgulamak gerekir. Kısacası, her kesimdeki ayrıcalıklar ele alınıp sorgulanmalıdır. Hiçbir kesim için ayrımcılık yapılmamalıdır. Diyelim ki devletteki lojman saltanatına son verilecek; ayrım gözetmeksizin lojman saltanatına son verilmelidir. Diyelim ki devletteki araba saltanatına son verilecek; ayrım gözetmeksizin araba saltanatına son verilmelidir. Biliyoruz ki devlette gereksiz sayıda makam arabası vardır. Üstelik bu makam arabalarını sadece devlet görevlileri değil, onların eşleri, çocukları gibi tüm sülaleleri de kullanmaktadır. Konuya bu gerçeklerin ışığında bakarsak, milletvekillerine yeni bazı ayrıcalıklar tanıyan teklif sadece milletvekillerine değil, eşleri, çocukları, anaları, babaları gibi sülalelerine de ayrıcalıklar tanımaktadır. Dün Osmanlı’da lale devri, bugün Cumhuriyet’te sülale devri! Ortaya çıkan tablo bu değil mi? Görülüyor ki milletvekillerimiz sadece kendileri için ayrıcalık istemiyor; sülaleleri için de ayrıcalık istiyor. Aile boyu, sülale boyu ayrıcalık isteniyor! Ama artık bu zihniyet son bulmalıdır. Harun gibi gelip Karun gibi gitmek isteyenler milletvekili olmamalıdır! Sadece milletvekillerine değil, onların emeklilerine de, ailelerine de ayrıcalıklar tanıyan teklifte AKP de ısrarcı olmamalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
8 Yorum
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi