LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

ABD’ye selam dur, milliciye darbe vur!

ABD’ye selam dur, milliciye darbe vur!

- Lütfü Bey; yeni ortaya çıkan bir Wikileaks belgesine göre, rahmetli Erbakan’ın ortağı olduğu hükümetin protokolüne, ülkenin kıymetli kaynaklarının millileştirilmesi maddesini koydurtmakta ısrarcı olması üzerine, ABD bizim generallerden Erbakan’ı hükümetten uzaklaştırmalarını istemiş. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Rahmetli Necmettin Erbakan İslamcıydı ve milliciydi. Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez sosyalistti ve milliciydi. Onların ortak yanı millicilikleriydi. Nitekim Chavez Venezuela’da iktidara gelir gelmez, başta petrol olmak üzere ülkesinin  kaynaklarını millileştirmeye girişmişti. Erbakan, Chavez gibi tek başına iktidara gelemedi; ama o da koalisyon ortağı olduğu hükümetin protokolüne, ülkenin kıymetli kaynaklarının millileştirilmesi maddesinin konulmasında ısrar etmişti. Zaten millici oldukları için emperyalist ABD Venezuela’da Chavez’i, Türkiye’de de Erbakan’ı işbaşından uzaklaştırmak istedi. Çünkü millici liderler ülkelerinin kaynaklarını, başta ABD olmak üzere emperyalistlere sömürtmez. Emperyalistler böyle liderleri ülkelerin başında görmek istemez. Onlar ülkelerin başında millici olmayan liderlerin olmasını ister. Emperyalistler sömürecekleri ülkelerin kaynaklarına özelleştirmeler yoluyla sahip olmak için, millileştirmeci değil özelleştirmeci liderler ister. Onun içindir ki Erbakan gibi millici bir lideri, emperyalist ABD’nin işbaşından uzaklaştırmak istemesi normaldir. Ancak Erbakan’ın işbaşından uzaklaştırılmasını, ABD’nin bizim generallerden istemesi üzerinde durmamız gerekir. Eğer söz konusu generallerimiz millici olsalardı, ABD’nin isteğiyle Erbakan’ı işbaşından uzaklaştırmak isterler miydi? Erbakan’ı işbaşından uzaklaştıran ve şimdilerde yargılanan generallerin neresi millici? Örneğin bu generallerden Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir mi millici? Çevik Bir’in ABD severliği tescilli değil mi? Ya da İsrail’de Ağlama Duvarı önünde görüntülenen İlker Başbuğ mu millici? Unutulmasın ki İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı olur olmaz yaptığı ilk konuşmada, “ABD ile Türkiye’nin işbirliğini mükemmel hale getirmek görevimdir” demişti. Bu tür generallerimiz millici olsalar, millici bir başbakanı emperyalist ABD’nin isteğiyle işbaşından, hükümetten uzaklaştırma işine girişirler miydi? ABD’ye selam dur, milliciye darbe vur! Bunların yaptıkları budur.          

ANALAR AĞLAMASIN, SİLAH TÜCCARLARI KAN AĞLASIN!

- CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç, “Seçmenimizin çoğunluğu barış istiyor” diyerek barış sürecini desteklediği için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından istifa ettirilerek cezalandırıldı. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

- Eğer bu duruma bakarak yorum yaparsak, barış isteyen parti yöneticisini cezalandıran Kemal Kılıçdaroğlu demek ki barış istemiyor. Zaten şu anda bazı partiler adeta “barışma savaş” diyor! “Barışma savaş” diyenler devlet ile PKK arasındaki savaşın sürmesini istiyor. Bu isteklerine destek bulmak için de korkuları körüklüyor. Malumunuz Türkiye Cumhuriyeti aynı zamanda bir korku cumhuriyeti haline getirilmiştir. Mesela vakti zamanında “Komünizm geliyor” denilerek millet korkutulmak istenmiştir. Yine vakti zamanında “İrtica geliyor” denilerek korkular körüklenmiştir. Ama o günlerden bugünlere ne komünizm gelmiştir, ne de irtica dedikleri şey gelmiştir. Şimdi de “Ülke bölünüyor” denilerek korkular körüklenmek, barış süreci engellenmek istenmektedir. Oysa bizzat PKK lideri Abdullah Öcalan, “Biz Türkiye’nin bölünmesine karşıyız” diyor. Hatta Abdullah Öcalan, bırakın Türkiye’nin bölünmesini, aksine Kuzey Irak’taki, Kuzey Suriye’deki Kürt bölgesinin de Türkiye’yle birleşmesini ve böylelikle Türkiye’nin büyümesini istediğini söylüyor. Zaten Abdullah Öcalan Türkiye’nin bölünmesini istese, buna ilk önce ben karşı çıkarım. Hadi Abdullah Öcalan’ın ne dediğini bir kenara bırakalım. Yaklaşık dört aydır devam etmekte olan barış sürecine şöyle bir bakalım. Devam etmekte olan bu barış süreci sayesindedir ki, artık insanlarımız ölmüyor. Kan akmıyor, evlere şehit haberleri gelmiyor. Analar, aileler ağlamıyor. Ancak silahlar sustuğu için, silahlar devreden çıkacağı için, uluslararası silah tüccarları kan ağlıyor! Devlet ile PKK arasında süren savaşı körükleyip 400 milyar dolarlık silah satan uluslararası silah tüccarları, bu savaş biterse silah satamayacakları endişesiyle kan ağlıyor! Uluslararası silah tüccarları silahlar devreden çıkmasın, gençlerin canı çıksın istiyor! Uluslararası silah tüccarları, “barışma savaş” diyor! Ve ne yazık ki ülkemizde “barışma savaş” diyen partiler de uluslararası silah tüccarlarıyla aynı dili konuşuyor! Bilinsin ki, “barışma savaş” denirse analar ağlayacak. Ama “savaşma barış” denirse, silah tüccarları üzüntüden kan ağlayacak!    

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi