Mevzuata çeki düzen ve kılık kıyafet
Mevzuata çeki düzen...
Yaz geliyor ve okullarımız tatil moduna girdiler bile. Bir süre sonra milyonlarca öğrenci tatile çıkacak ve bunlardan en azından bir kısmının ailesi açısından sıkıntı başlayacak; yaz aylarını verimli bir şekilde değerlendirilebilme sıkıntısı.
Bu sıkıntı bazılarında tatil yapılıp yapılmayacağı ya da yapılacaksa nerede yapılacağı şeklinde kendini gösterecek.
Ama sıkıntı çekmenin değişik yolları da var.
Yurt sathında çocuklarını Yaz Kur'an Kursları'na göndermek isteyecek ebeveynlerin en azından bazılarının karşısına, 'çocukların ilköğretim 5'i bitirmiş olma mecburiyeti' çıkarılacak.
Anayasa'nın 24. Maddesi'nde 'İlk ve Orta Öğrenimde din kültürü ve ahlak bilgisinin mecburi olduğu ve bunun dışında kalan din eğitiminin, kişilerin kendi isteklerine ve küçüklerle ilgili olarak da, velilerinin taleplerine bağlı olduğu' vurgulanıyor.
Sözkonusu anayasa maddesi, herhangi bir yaş ya da eğitim sınırlaması getirmiş değil. Dolayısıyla Yaz Kur'an Kursları ile ilgili sınırlamanın Anayasa'ya aykırı olduğunu söyleyebiliriz...
Alın size mevzuatla alakalı bir problem...
Sadece bu değil tabii.
Yasaklayan herhangi bir kanun maddesi olmamasına, hatta yüksek öğrenim kuruluşlarında serbest olduğuna dair bir kanun bulunduğu halde, başörtüsü bazı alanlarda neden yasaktır?
Meslek liseleri ve özelde İmam-Hatiplerin üniversiteye girişlerini imkansız hale getiren katsayı düzenlemesinin esbab-ı mucibesi nedir?
Bunlar ve benzerleri, son on yılda toplum olarak özellikle uğraştığımız ve hala üstesinden gelemediğimiz konular.
Üstesinden gelememe sebebimiz, kimine göre mevzuat.
Oysa Türkiye Cumhuriyeti'nin mevcut mevzuatına baktığınız zaman, bu konularla alakalı olarak problem olmadığını hemen görebiliyorsunuz; ama problem var ve anlaşılan, bu durum tamamen uygulama ile alakalı.
Anayasamız ve kanunlarda düzenlendiği şekliyle de, uygulamanın yazılı kurallara bağlı olması gerek.
Oysa öyle değil. Bunun böyle olduğunu da, bilenler biliyor.
Yani niyet edilir ve Anayasa'dan başlayıp kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin yeniden okunarak değerlendirilmesi ile, uygulamada var olan bir dizi çarpıklığın sonunun getirilmesi sağlanabilir...
Sözgelimi; Anayasamız, 'temel hak ve özgürlüklerin, gerekli hallerde -ve o da özüne dokunulmadan- ancak kanunla sınırlandırılabileceğini' amir ise bunun böyle olması gerekir.
O halde insanların temel haklarından olan kılık kıyafet hürriyeti bahane edilerek, yine temel haklardan olan eğitim öğrenim hakkından mahrum edilememesi gerekir. Edilebiliyorlarsa, bir problem var demektir ve bu problemin çözümünün zamana bırakılması ve hiç de gerekli olmadığı halde birtakım mutabakatlar aranıyor olması, hiç anlamlı değil.
Yıllardır konuşulan, tartışılan ve her nedense bir türlü netice alınamayan bir konu bu, biliyoruz. Ama halledilmesi gerekiyorsa halledilmeli ve eğer halledilemiyorsa, neden halledilemediği de bilinmelidir.
Anayasa müsait, kanun müsait ama mevzuatın tali derecelerinden olması gereken bir yönetmelik bahane edilerek, on binlerce gencimizin okuma hakkı ellerinden alınıyor...
2008-2009 Eğitim Öğretim yılının sonlarına doğru gelmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla eğitim-öğretim hususunda bu yıl için yapabilecek pek bir şey olmasa da, önceliği Yaz Kur'an Kursları ile ilgili düzenlemeye vermek suretiyle, mevzuata bir çeki düzen vermeye başlanabilir.
Temel esas, Anayasa'ya aykırı ve üstün kanun; kanuna aykırı ve üstün yönetmelik yapılamayacağı ise, ki öyledir; bu kurslarla alakalı sınırlama mevzuattan kaldırılmalı ve uygulamada gasp edilen haklar, insanlara iade edilmelidir.
Evet evet, mevzuata artık bir çeki düzen vermek gerek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.