“Türkiye Partisi” ve siyasi atmosfer
Abdullatif Şener, nihayet partisinin kuruluşunu ilan etti... Yanlış hatırlamıyorsak, son yerel seçimlere tam 25 parti katılmıştı. Şu anda Parlamentoda grubu bulunan dört tane parti var. DSP’de, 11 milletvekili ile Meclis’te temsil ediliyor. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatı ile, BBP’nin Meclis’te temsilcisi maalesef kalmadı. ÖDP’nin bir milletvekili var. Şener’in kurduğu yeni partiyi, Yozgat Milletvekili M. Yaşar Öztürk temsil edecek... Yani hâlihazırda mevcudiyeti devam eden 26 partiden sadece altı tanesinin TBMM’de temsilcisi bulunuyor.
Son günlerde bazı siyasi partilerde önemli hareketlilikler yaşandı. Önce DP’de, Süleyman Soylu’nun istifası sonucu, yönetim değişti. Hüsamettin Cindoruk genel başkanlığa seçildi. Ardından DSP’de benzer şekilde önemli bir değişim yaşandı. Zeki Sezer’in istifası sonrasında yapılan kongrede Masum Türker partinin başına geldi. Büyük Birlik Partisi de, merhum Yazıcıoğlu’ndan sonra partinin liderliğini üstlenecek ismi belirledi. Partinin eski genel sekreteri ve bir süreden beri fiilen genel başkanlığını yürüten Yalçın Topçu, Yazıcıoğlu’nun halefi oldu... Sadece birkaç ay önce, Saadet Partisinde de Recai Kutan’ın yerine Numan Kurtulmuş’un genel başkanlığa geldiğini hatırlayacak olursak, demek ki, dört partinin bünyesinde önemli değişim ve dönüşümler yaşanıyor. Şayet Cindoruk tarafından ilan edildiği üzere, DP ile ANAP arasında bir birleşme gerçekleşirse, küçük çaplı bir değişim daha yaşanacak demektir. Peki bütün bu hareketlenmeler, Türkiye’nin genel siyasetinde önemli bir değişikliğe yol açabilecek midir?
Sayın Şener’in dünkü açıklamalarına bakıldığında, pek de heyecan uyandıracak yeni bir şey görülmüyor. Bilinen beylik lafların tekrarından öteye bir şey söylemedi. Yani iddialı bir açılım, kitleleri dalgalandıracak bir yeni yaklaşımdan bahsetme durumu yok. Şu halde partiler listesine yeni bir isim eklenmekten öteye değişen bir şey yok. “Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir...” derler. Bundan sonra nasıl bir performans sergileneceği, az çok belli olmuştur. Cindoruk’un DP’sinden de, DSP’den de bugünkü haliyle büyük hamleler beklemek fazla iyimserlik olur.
Genel seçimlere iki yıldan fazla bir zaman var. İktidar partisinin Meclis’te ezici bir çoğunluğu var. Beşte üç çoğunluk esasına göre, Anayasayı değiştirme imkanı da fiilen ve hukuken mevcuttur. Ancak Anayasa değişikliklerinin daha geniş mutabakata dayanması arzu edilen ve olması gereken bir husustur. Bunun gibi ülkenin önemli meseleleri üzerinde, iktidar ve muhalefetin müşterek çalışması ve ortak çözüm bulması beklenir.
Siyasi atmosferde zaman zaman küçük ve büyük dalgalanmaların olması, tabii karşılanmalıdır. Esas olan demokrasinin kurallarının işlemesidir. Partilerden beklenen maharet de, ülke ihtiyaçlarına uygun siyasi programlarıyla halktan temsil yetkisi almalarıdır. Partilerin kurulması kadar yaşatılması da önemlidir.