80 darbesinden sonra tonlarca kitap yakıldı. Polis ve jandarma, baskın yaptıkları yerlerde ele geçirdikleri kitapları, önce terör malzemesi olarak bomba, silah ve mermilerin yanında sergilediler, sonra Seka'ya gönderdiler.

Das Kapital'le beraber Das Dava...

Hitler'in Davam'ı yanında Nazım'ın kitapları...

Türkçülüğün Esasları ile Halkların Kardeşliği...


* * *
Arada yakılan da oldu.

Kimileri kendi elleriyle ateşe verdi 'sakıncalı' kitaplarını.

"Bu kitaplar dergiler çocuğumun başına iş açmasın" endişesiyle, bazı anne babalar ise çocuklarından habersiz, banyo kazanına doldurup su ısıttılar.


* * *
Bir baskın sırasında polis, kitapların isimlerine bakarak, hangi eğilimden olduğuna karar veremediği delikanlıya sormuş.

"Nesin lan sen? Burada hem sağcı kitaplar var, hem solcu kitaplar. Komonist misin nesin?"

"Yok abi ben antikomünistim."

"Hah, tamam işte, kendi ağzınla itiraf ettin. Komonist bu amirim."

"Komünist değilim, antikomünistim."

"Anti manti anlamam ben aslanım! Komonist komonisttir. Alın götürün bunu."


* * *
Hayat sürprizlerle doludur. Ne zaman, nerede, neyle karşılaşacağını bilemez insan. An gelir, anti manti fark etmez.

Kırk senedir demokrat bildiğin adam, bir bakarsın antidemokrat çıkar.

Günlerce ekrandan ekrana dolaşıp "Çocuğumu bulun" diye ağlayan kadın, çocuğun katili çıkar.

Demokratik sol bildiğin kişi, biraz kurcalayınca demokratik sağ çıkar.

Daha neler neler.


* * *
Menderes'in avukatı olarak kırk elli sene caka satan adamın söyledikleri yalan çıkar.

Profesör bilinen birinin, seneler sonra prof olmadığı anlaşılır.

Sosyolog geçinen bir başkası da sonunda sosyal hizmet görevlisi çıktı.

Hay senin sosyolog yanın!

Hay bin kunduz!

Ne olacak şimdi?


* * *
Avukat olmadığı halde cüppe giyip mahkemelere girenler gördük evvelce.

Diş hekimi olmadığı halde, beyaz önlükle otuz sene boyunca diş hekimliği yapan gördük.

Doktor olmadığı halde muayenehane açıp halkı kandıranlar, ilaç yazanlar gördük.

Arşivlerde hepsinin haberleri vardır.

Polis olmadığı halde polis kıyafeti giyenler...

Subay olmadığı halde subay kıyafeti ve kimliğiyle dolaşanlar...


* * *
Bu modeller arasından, yılda bir iki kişi enselenir, yargıya sevk edilir.

Ama sosyolog olmadığı halde sosyolog geçinen ve iki lafın arasında "Tabii ben sosyolog olduğum için..." diye vurgular yapan nereye sevk edilecek?

Hiç... Daha önce 'gazeteci' zannettiklerimiz, 'tüccar' çıktığında herhangi bir yere sevk eden olmuş muydu?

"Hay senin sosyolog" yanın deyip geçeceğiz... Yahut en fazla "Hay Allah!"