Kurtlar Vadisi üzerine bir kaç söz
Çok emin olmadığım hususlarda yazmak istemem. Çünkü sonu mutlaka hayal kırıklığı oluyor. Kurtlar vadisinin hangi motivasyonlarla yapıldığından emin değilim.Bazı çevrelerin yapımcıları Ergenekon’la irtibatlandıran yorumlarını ise abartılı ve acımasız buluyorum.
Filmi önce Taraf gazetesinde Kütahyalı tartışmaya açtı.
Kütahyalı, bazı ETÖ sanıklarının filmin ilk yapımcı ve yönetmeni Osman Sınav’la yaptıkları telefon görüşmeleri ve ilk konsept danışmanı Soner Yalçın’dan hareketle derin bağlantılarından söz etti. Katıldığı bazı TV programlarında filmin karakterleri hakkında yorumlar yaptı. Ömer baba karakteri ile pasif, edilgen bir dindar tipi çizildiğini, filmin senarist ve baş rol oyuncuları Raci-Necati Şaşmaz kardeşlerin babası Abdulkadir Şaşmaz’ın bir dönem MHP milletvekilliği yaptığını yazdı. Bu bilgilerin bazıları yanlıştı. Mesela Abdülkadir Şaşmaz hiçbir zaman milletvekili olmadı, MHP veya başka bir partide siyaset yapmadı. Sadece bir dönem Elazığ’dan bağımsız aday oldu ama seçilemedi.
Aileden biri, Tahir Şaşmaz,(Raci ve Necati Şaşmaz kardeşlerin amcaları)12 Eylülden önce bir dönem MHP milletvekili oldu. Kısa bir süre MHP davasından hapis yattı. 2002 seçimlerinde ise AKP’den aday adaylığı konuşuldu ise de aday yapılmadı.
Maksadım Şaşmaz ailesi hakkında biyografik bilgiler sunmak değil.Ancak ailenin sosyal-kültürel yapısının yapılan işle ilişkisi olduğu bir gerçek. Herkes inancına, kültürüne, yaşantısına uygun işler yapar.Bu herkes için böyledir.
Şaşmaz’ların bir başka özelliği de dedeleri Tayyar Baba’nın Elazığ ve çevresinde sevilen bir kanaat önderi ve Kadiri yolunun önemli halkalarından biri olmasıdır.
Bu bilgiler ışığında Kurtlar vadisinin daha sağlıklı değerlendirileceğini düşünüyorum.
Öncelikle, filmin ETÖ’nün hedeflerine hizmet maksadıyla kurgulandığını, toplumu manipüle etme amacı taşıdığı şeklindeki zorlama yorumlara katılmıyorum. Bilakis filmin TV ekranlarına taşındığı günden bugüne kadarki etkileri incelendiğinde ETÖ’ye hizmet etmekten ziyade ilk defa bu tip yapılanmaları gündeme getiren ve belki de ETÖ’nün toplum için taşıdığı tehlikelere toplumun bu ölçüde ikna olmasına sebep olan bir tesir bıraktığı görülecektir. Daha ortada ETÖ operasyonu yokken, Kurtlar vadisi böyle bir yapılanmanın varlığına dikkat çekmiş,devlet içindeki çekişmeleri ekranlara taşıyarak zihinleri böyle bir operasyona hazır hale getirmiştir. Yani Kurtlar vadisi ETÖ’nün sanat alanındaki uzantısı değil, adeta habercisi, olmuştur. KV olmasa bu ölçülere varan bir ETÖ karşıtlığı da belki olmayacaktı. Onun için filmi, ETÖ’nün bir uzantısı gibi sunan yazı ve yorumların çok isabetli olduğu kanaatinde değilim.
Diğer yandan Ömer baba karakterinin pasif, pısırık, etliye sütlüye karışmayan bir dindar tipi olduğu yorumu da doğru değil. Çünkü,Ömer baba tiplemesi ortalama bir dindar tipini değil, daha ötesini, tasavvuf terbiyesi almış, nefs-i emareden kurtulmuş,ehl-i hal bir gönül adamı tipini anlatıyor. Bu karakterin kaynağının ise Elazığ’da yaşamış tasavvuf ulularından Ömer Baba(Hüdayi) olduğunu sanıyorum. Çünkü Şaşmaz kardeşlerin babası Abdülkadir Şaşmaz aynı zamanda Ömer baba divanını derleyerek Türk edebiyatına kazandıran kişidir. Ömer baba’nın divanı gibi kişiliği de şiirlerinden esinlenerek TV ekranlarına taşınmıştır.
Kurtlar vadisinin elbette eleştirilecek bir çok yönü var. Soner Yalçın’ın ilk dönem konsept danışmanlığını ben de yadırgadım. Ama filmde etkisi çok sınırlı birine bakarak dizi hakkında toptancı yorumlarda bulunmak bana çok sağlıklı bir davranış biçimi gibi gelmiyor. Filmin en çok eleştirilmesi gereken yönü, insan hayatını basitleştirmesi, vurmayı, öldürmeyi olağan hale getirmesidir. Hayatı bu kadar değersizleştirir, öldürmeyi bu kadar sıradanlaştırırsanız, filmin kahramanlarına öykünen gençleri zapt edemezsiniz. Tartışacaksak bunu tartışmalıyız.