Fransa dönüyor
Başkan Obama, eşi ile Paris ziyaretinde, Fransa cumhurbaşkanı Sarkozy’yi açıkça istiskaal etti, bugünkü tabirle; küçük düşürdü, hattâ aşağıladı. Davetlerini reddetti, Paris’i eşi ile gezdi.
Zira ziyaretin başında Obama, Türkiye’nin Batı için vazgeçilmez müttefik olduğunu, Batı sisteminin bir parçasını oluşturduğunu, kesinlikle Avrupa Birliği’ne alınması gerektiğini söyledi. Sarkozy, Türkiye’nin Avrupa devleti sayılmayacağı cevabını verdi. Bu cevap, Birleşik Amerika’nın cihan politikasına temelinden aykırıdır. Üstelik “siz Amerikalılar da Avrupalı değilsiniz, bize karışmayınız” megalomanisini ifade ediyor.
Bu kadar ham bir cevap diplomasi ve kurtuazi’den (nezaketten) olduğu kadar, realpolitik’ten (gerçekçi politikadan) da mahrumdur ve öyle bir devlete verilmiştir ki, ABD olan bu devlet 26 yıl ara ile 2 defa Fransa’yı Alman işgalinden kurtardı (1918, 1944)
Avrupa Parlamentosu’nun 5 yıl için seçilen 736 milletvekilinin daha çok Sağ’a, hatta aşırı Sağ’a kayması da, Avrupa ksenofobi’sini (yabancı düşmanlığı yani Avrupalı olmayanlara husumet) arttırabilecek istidattadır. Üstelik 500 milyon nüfuslu 28 Avrupa ülkesi vatandaşlarının AB ile çok da ilgilenmediklerinin göstergesidir. Zira seçmenlerin yüzde 43’ü oyunu kullanmıştır ki AB seçimlerinde bugüne kadarki en düşük orandır.
2 Bulgaristan, 1 Hollanda, 1 Almanya’dan 4 Türk’ün Avrupa Parlamentosu’na seçildiği bildiriliyor. Sarkozy’nin partisi yüzde 28 ve Merkel’in partisi yüzde 31 aldı. Hıristiyan Demokratlar toplam 267 milletvekili çıkardılar.
AB, Asya kıt’asına dahil Kıbrıs adasını benimsedi. Balkan devletçikleri ile daha genişleyecektir. Asya kıt’asında kalan 3 Kafkas devleti ile bir Romen devleti olan Moldavya’yı, Beyaz Rusya ile kocaman Ukrayna’yı, sıranın Rusya’ya gelmesi ihtimaliyle pas mı geçecektir? Türkiye’nin ise hiçbirisine benzemeyen üstün özellikleri vardır: NATO üyesi olup da AB dışında kalan tek Avrupalı devlettir (Norveç AB üyeliğini istemedi). Üstelik Türkiye, daha 1959’da AB nüvesi kuruluşlarla müzakerelere başlayıp anlı şanlı anlaşmalar imzaladı. Bütün Avrupa kuruluşlarının üyesidir. AB’nin resmen adayıdır. Şimdi Fransa, attığı bütün bu imzalardan dönüyor. Bu karakterde bir devlete Amerika bile güvenmekte zorlanacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.