Bir buçuk trilyon
Son 10 yıl içinde 195 dünya devletinin toplam savunma harcamaları yüzde 45 arttı. 2008 yılı 1 trilyon 464 milyar dolar askerî harcama ile kapandı. Bu meblağın yüzde 41’i Amerika’ya (ABD), yüzde 59’u geri kalan 194 devlete aittir. 2008’de Çin 85 milyar dolarla dünya 2.’liğine yükseldi ama Amerika’nın 607 milyar dolar harcamasının hâlâ 7’de 1’idir (ABD dünya savunma harcama yüzdesi 41 olduğu halde Çin’inki yüzde 6’dır).
Bu 1.5 trilyon doların yarısı İnsan’a harcansa, pek çok beşerî problem ortadan kalkardı. Böyle bir ümit, böyle bir ihtimal var mı?
Ne gezer! Böyle bir ihtimalin, ümidin zerresi yok. Pekiyi bu 1.5 trilyon doların 2’ye katlanması, önümüzdeki dönemde yılda 3 trilyon askerî harcamaya yükselmesi mümkün mü?
Bana göre mümkün. Hattâ kuvvetli ihtimal. Maalesef sayın okuyucularım. Fütürolog bir tarihçi olarak bu tahminimi açıklamam gerekiyor. Nasıl mı?
Zira Kuzey Kore atom bombası patlattı ve İran 2009, en geç 2010 içinde patlatacaktır. Hemen Suudi Arabistan, sonra Türkiye, arkasından Mısır izleyecektir. Daha hangi devletlere sıçrayacağını bilmek, fütürolojinin sınırlarını bile zorlar.
Nükleer ve biyolojik silâhlar, devrimizde insanlığın yüzkarasıdır. Bu iğrenç silâhları karşılıklı ortadan kaldırmak iradesinin oluşamaması, insanlık yüzkarasını ikiye katlıyor. Nükleer ve biyolojik silâhlardan sonra mayın ve kimyasal bombalarla benzerlerini yok edemeden, bugün 7 milyar, yarın kim bilir kaç milyar insanın huzur içinde mutlu yaşaması mümkün değildir. 2010 içinde alabildiğine karamsar tahminler yapılabilir. Kuzey Kore tehdidinde bir Uzak Doğu, İran üstünlüğünde bir Yakın Doğu ve karşıt güçler... Böylesine bir tablonun oluşmasını önleyebilecek akıl seviyesine ulaşılabilir mi, göreceğiz... Kötümser senaryo budur. İyimser senaryo, insan zekâsının açmaza düşünce çıkış yolları bulmaktaki yeteneğine güvenmektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.