Darbeci üreten zemini kurutmak

Darbeci üreten zemini kurutmak

İrtica ile mücadele eylem planına gösterilen tepkileri yeterli bulanlar var. Bu ölçüde yaygın bir tepkinin cunta meraklılarına verilmiş en büyük ceza olduğunu düşünerek bu noktada durulması gerektiğini söyleyenler var.

Bunların hiç birine katılmıyorum.

Ceza dediğimiz müeyyide bir nevi ödetmedir. Şu ana kadar kimseye ödettirilmiş bir fatura yok. Herkes hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Albay Dursun Çiçek hala Genelkurmay karargahındaki görevini sürdürüyor. Ona bu raporu yazdıranların kim olduğunu kimse bilmediği için onların hayatında da değişen bir şey yok. Genelkurmay gösterilen tepkileri tatmin edecek hiçbir teşebbüste bulunmadı.

Yazıldı, çizildi, konuşuldu, tartışıldı ama hiçbir şey değişmedi. Olayın bu noktada kalması en az bu ihanet belgesi kadar vahim bir durumdur. Çünkü bir şey yapmamak, bir şey yapmaya gerek görmemek, o belgeyi ve muhtevasını meşrulaştırmaktır. Evet AKP parçalanmalı, Gülen hareketi milli kimliğimizi tahkim ederek, milli bütünlüğümüze hizmet ettiği için yok edilmelidir. Bunun başka izahı, yoktur. Herkesin ihanet olarak gördüğü bir belgeye karşı hiçbir cezai müeyyide uygulamamak, o belgenin suç olduğunu kabul etmemek demektir.

Hükümet için yapılabilecek hataların en büyüğü meseleyi bu noktada bırakmaktır.

Her on yılda bir tekrarlanan darbelerin, her on saatte bir yenilenen müdahalelerin sebebi budur. Basit tepkilerle yetinerek, suçluları cezalandırmamak. Hareketsiz kalınca askerin merhamete gelip, milli iradeye saygı duyacağını bir daha bu işlere karışmayacağını ummak. Bu boş hayal her seferinde yeni bir darbe veya müdahale olarak geri dönmüştür.

Demokrasi tarihimiz bu tip olaylarla doludur. Failleri cezasız bırakmanın demokrasiye hiçbir katkısının olmadığı, cuntacıları frenlemediği, bilakis teşvik ettiği görülmüştür.

Bu tip olaylar münferit değildir. Çünkü hükümetleri devirmek, toplumsal eğilimleri yok etmek birkaç kişinin yapacağı iş değildir. Bunun için daha komplike, daha şumullü organizasyonlara ihtiyaç vardır.Darbe birkaç subay, birkaç erle değil, ordu’yla yapılır. Bu belgeyi bir darbe planlaması olarak görüyorsak bu konuyla ilgili ilk hükmümüz bu olmalıdır.

Üzerinde düşünülmesi gereken en önemli husus, darbeleri besleyen sosyolojik ve kültürel zemini irdelemektir. Hangi sebepler, bu kadar vatan kurtarıcı kılıklı vatan batırıcıyı ortaya çıkarmaktadır?. Hangi eğitim sistemi, bu hastalıklı eğilimleri beslemekte, kışkırtmaktadır? Ortada kurumsallaşan bir darbe geleneği varken, olanları bir-iki kişinin sapkınlığı olarak izah etmek mümkün değildir.

AKP iktidarının demokrasi sınavı yeni başlıyor.. Siyasetin neşteri –darbeci yetiştiren- zemine mutlaka vurulmalıdır. Harp okullarının eğitim sistemi, müfredatı, iç hizmet kanunu, iki başlı hukuk rejimi gibi konular bu bağlamda ele alınmalı, çağdaş ülkelerdeki uygulamalar örnek alınarak yeniden düzenlenmelidir. Askeri siyaset kurumu karşısında ayrıcalıklı konuma getiren mevzuat hükümleri gözden geçirilmeli, Genelkurmay başkanlarının siyaset kurumunun emrinde olduğu kesin olarak ihsas edilmelidir. Aksi takdirde bu tip ihanet belgelerinin ardı, arkası kesilmeyecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi