Ahmet Varol

Ahmet Varol

Eli kanlı misafir..

Eli kanlı misafir..

İsrail işgal devleti, Gazze’yi sadece her yandan kuşatmaya alıp, orada yaşayan 1.5 milyon insanı tarihte benzeri çok nadir görülebilmiş vahşi bir ablukaya maruz bırakmakla yetinmiyor. Aynı zamanda sürekli karadan ve havadan saldırılar, cinayetler gerçekleştiriyor.
5 Şubat Salı günü ikindi vakti atılan füzelerle Gazze’nin güneyindeki Han Yunus kasabasında, yedisi olay yerinde, biri de kaldırıldığı hastanede olmak üzere sekiz güvenlik görevlisi şehit oldu. Heniyye hükümetinin İçişleri Bakanlığı’nda çalışan bu elemanlar ikindi namazını kıldıkları sırada işgal devletinin attığı füzelere hedef oldular. 7 Şubat Perşembe sabahı gerçekleştirilen hava saldırısında, biri ziraat mühendisi sekiz kişi şehit edildi. Bunların da yedisi saldırı esnasında, biri kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. 9 Şubat Cumartesi gecesi 23 yaşında bir Filistinli, Gazze’nin güneyindeki Rafah semtinde Ebu Bekr Sıddık Camii’nde yatsı namazını kılıp çıktıktan sonra işgal güçlerinin attığı füzeyle şehit edildi. O gece işgal güçlerinin Güney Gazze’ye üç ayrı saldırıları oldu ve bu bir ölüm olayının yanı sıra büyük çapta maddi hasar meydana geldi. 10 Şubat Pazar günü, daha şafak sökmeden, Gazze’nin Zeytun mahallesine düşen füzelerle on kişi yaralandı. Yaralananların tamamına yakını kadınlardan ve çocuklardan oluşuyordu. Böylece Zeytun mahallesi ahalisi işgalci saldırganların attığı füzelerle uyanmış oldu. Bunlar sadece son bir haftanın bilançosu. Gazze için bir hafta değil, her hafta böyle...
Gazzeliler, gecenin herhangi bir vaktinde tepelerine bir füze düşebileceği endişesiyle yataklarına giriyorlar. Bütün bu saldırıları organize eden, yönlendiren ve talimatları veren ise resmî sıfatı “Savunma Bakanı” olan, gerçekte ise bir savaş ve saldırı bakanı sıfatı taşıyan Ehud Barak’tır. Böyle bir adam Türkiye’de “resmî misafir” olarak ağırlanacak. Türkiye’yle yeni askerî anlaşmalara imza atacağı, yüzmilyonlarca dolarlık ittifak anlaşmaları gerçekleştireceği söyleniyor. Kanlı anlaşmalar yani. çünkü bu anlaşmalar işgal devletine güç katacak. Bu anlaşmalar yoluyla verilecek paralar, işgal devletinin elinde füzeye, rokete, silaha, bombaya dönüşecek. Onlar da Han Yunus’ta bir camide namaz kılan Müslümanların, Zeytun mahallesinde sabaha selâmetle çıkma arzusuyla yataklarına yatmış küçük çocukların, yeni ziraat teknisyenleri yetiştirmek için görev yaptığı okula giden ziraat mühendisinin veya başkalarının tepesine düşecek.
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de Mü’minlerin vasıflarını sayarken: “Bir tecavüze uğradıklarında, birlikte karşı koyarlar” (Şura, 42/39) diye buyuruyor. Bunun yolu tecavüz edenle işbirliğini geliştirmek, onun silahlarını ve gücünü artırması için kendisiyle yeni anlaşmalar yapmak mıdır?
Eli kanlı Barak, Filistinlilerden zorla gasp edilen araziler üzerine kurulu Sderot Yahudi yerleşim merkezine, 9 Şubat Cumartesi günü bir inceleme ziyaretinde bulunmuş ve o sırada ilginç açıklamalar yapmıştı. Barak, oradaki açıklamasında Gazze’de gizli elemanları ve hücreleri olduğunu, bu elemanlar vasıtasıyla suikast planları gerçekleştirdiklerini, gizli yerlere bombalar yerleştirdiklerini söyledi.
İşgal devleti hükümeti de son günlerde yaptığı toplantılarında HAMAS siyasi liderlerine suikastlar düzenlenmesi yönünde kararlar aldı. İşgal devleti hükümetinin bu kararları yine siyonist medya tarafından ballandırılarak kamuoyuna yansıtılıyor.
Bütün bu açıklamalar ve söz konusu kararlar siyonist işgal devletinin bir terör devleti olduğunun belgeleri değil midir? Böyle bir devletin terör mekanizmasının başındaki kişi ise Türkiye’de “resmî misafir” olarak ağırlanacak.
İşgal devletinin terör mekanizmasını yönetme görevini üstlenmiş olan Barak, Türkiye’ye ziyaret planının son hazırlıklarını yaparken, bir yandan da emrindeki elemanlarına Gazze’ye geniş çaplı bir operasyon için çalışmaları yoğunlaştırmaları yönünde talimatlar verdi. Gazze’yi yeniden işgal edip, Abbas’ın kadrosuna teslim etmeyi planlıyorlarmış. Dün (12 Şubat Salı) sabah yani söz konusu talimatı vermesinin hemen ardından da, Zeytun mahallesinin doğusuna karadan kapsamlı bir saldırı düzenlendi. Filistinli mücahidlerin kararlı direnişiyle karşılaşan bu saldırı, tahmin ediyoruz planlanan geniş çaplı işgal harekâtının bir provasıydı.
Anlaşıldığı kadarıyla ABD, ermeni katliamı iddialarıyla ilgili tasarıyı geri çekme işini ve PKK’ya karşı destek vaatlerini Türkiye’ye epey pahalıya mâl etmiş. İşin sadece pabucu dama atılmak üzere olan Annapolis Konferansı planını kurtarma operasyonundan ibaret kalmayacağı zaten belliydi.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi