Madımak üzerinden hesaplaşmak
Malum ‘pastane çetesi’ yine amacına ulaştı.
Madımak katliamının yıldönümü üzerinden başlayan tartışma, bir anda bambaşka bir hesaplaşmaya dönüştü.
İddia şu:
Zaman Gazetesi, Sivas’taki katliamla ilgili haberi, sıradan bir olay gibi ifade etmiş.
Kıyamet koptu.
Galiba bir tek ‘Sivas katliamını Fethullahçılar yaptı’ denilmedi.
Onu da ben akıllarına getirmiş olayım!
* * *
Gülen Hareketi’ni ve onun etrafındaki tartışmaları ele alan pekçok yazı yazdım. Tespitlerimi, eleştirilerimi dile getirdim.
Bu hareketin nereden gelip nereye gidebileceği konusunda öngörülerde bulundum.
Ayrıca bu grubun televizyonlarında yayınlanan ‘Tek Türkiye’ adlı dizisiyle ilgili ağır eleştiriler yazdım.
Bugün de aynı düşüncemi koruyorum.
Her sorunu cesaretle tartışma zeminine taşıyan bir grubun bu tür dizilerle ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum.
* * *
Lakin biraz insaf lazım değil mi?
Kimseye haksızlık etmeyeyim diye arşive baktım.
Sivas katliamıyla ilgili onlarca haber, köşe yazısı ve değerlendirme çıkmış grubun yayın organlarında.
Bir tanesinde ‘pastane çetesi’nin imalarını çağrıştıracak tek bir kelimeye rastlamadım.
Olayın perde arkasında ne olduğunu sorgulayan değerlendirmeler daha fazla öne çıkıyor.
Şimdi de Ergenekon bağlantısı üzerinde duruyorlar.
Hepsi bu.
* * *
Birileri istiyor diye her yıl olayları tahrik edici bir üslupla yeniden yazmanın, haberleştirmenin kime ne faydası var, onu da anlamış değilim doğrusu.
Eğer böyle bir üslup, bizi olup biteni doğru anlamaya götürecekse ve bir daha aynı acıyı yaşamamızın önüne set çekecekse, hep birlikte feryat figan yazılar yazalım.
Ama yaraları kaşımak yerine sağduyuyu öne çıkarmak bizi doğruya götürecekse, o zaman biraz sakin olmanın kime ne zararı var.
* * *
Elbette tüm bu olup bitenin perde arkasında birileri vardır.
Elbette provakasyon, kışkırtma ve karanlık odaklar vardır.
Ama bunların varlığı, olup biteni mazur göstermeye ya da hafifletmeye yetmez.
Çünkü Sivas’ta yaşananlar, provokasyon mantığıyla, kışkırtmalarla, dış parmakla, iç mihrakla açıklanamayacak kadar korkunçtur.
Fakat bu kadar gürültü patırtı çıkaranların niyeti, acaba sadece Madımak’tan mı ibarettir?
Sivas olaylarının acısını paylaşmak ve bir daha Madımaklar olmasın diye çırpınmak mıdır?
Umarız öyledir.
Umarız bu tartışma bir başka hesaplaşmanın yansıması değildir.
Ve umarız ki, bu meselede kendisini sorgulayıp rahatlayan ve hafifleyen herkes, aynı duyarlılığı gayrı meşru yapılanmalara, hukuk dışı girişimlere ve başımıza nice Madımak tezgahlamak için iş çevirenlere karşı da gösterir.
* * *
Unutmadan...
Nedense birileri bu konularda karar verici, ahkam kesici bir rol biçmiş kendisine.
Ağzınızı açıp ‘Başbağlar’dan söz etseniz, koro halinde üzerinize geliyorlar.
‘Hiçbir şart gözetmeden, ama filan demeden Madımak’ı kınamak zorundasınız, aksi takdirde insan bile sayılmazsınız!’
Madımak Oteli’nde yaşananlar neresinden bakarsanız bakın yüz karasıdır.
Utançtır, vahşettir.
Başbağlar’da yaşanan da aynı ölçüde vahşettir, cinayettir.
Ne biri diğerini hafifletir, ne de ötekini yok saymayı gerektirir.
Birini sürekli kaşıyıp, ötekini yok saymak mıdır insanlık?