Türkiye için laiklik dersinin tekrarı
O meşhur "Tek yol devrim" sloganı tedavülden kaldırıldıktan bu yana, en popüler slogan, "Türkiye laiktir, laik kalacaktır" olmuştur.
Yazıda böyle kullanıyoruz ama söylerken sondaki tır kısmı düşüyor.
(Böylece halk edebiyatında çoğu şiir ve türkünün niçin onbir heceli olduğu da anlaşılıyor.)
Meydanlarda toplanıp hep bir ağızdan bağırıyoruz:
"Tür ki ye la ik tir la ik ka la cak..."
Sesimiz kısılana kadar bağırmaya devam ediyoruz: Tür ki ye la ik tir...
* * *
Ah keşke! Gerçekten laik olabilseydik, ne güzel bir memleket olurdu burası.
Bağırmak kolay, laikliği layıkıyla yerine oturtmak o kadar kolay değil.
Bir türlü yerine oturmuyor bizim laikliğimiz.
Etrafta hayta gibi dolaşıyor.
Oraya mı otursam, buraya mı otursam diye kararsızlık içinde.
Bu yüzden o sloganın doğru şekli şudur:
"Türkiye laik değil, laik olacak."
* * *
İsteyen, sonuna tır ekleyebilir.
Günün birinde, kelimenin tam anlamıyla laik olmayı samimiyetle dilerim.
Ancak şimdilik, ne yazık ki laikliğimiz kusurlu.
Tıpkı demokrasimiz gibi. Tıpkı hukuk sistemimiz gibi.
* * *
Bağıranların önemli bir kısmı o kusurlu laikliğin de elden gideceğine inanıyor.
Din kurallarına dayalı bir sistem kurulacağını ve zorla baş örttürüleceğini, zorla namaz kıldırılacağını falan sanıyor.
"Yok kardeşim öyle bir şey" açıklamaları da endişeleri yok etmeye yeterli gelmiyorsa, demek ki daha inandırıcı, daha sağlam, daha gerçekçi açıklamalar bekleniyor.
* * *
Laiklik elbette önemli ama tek başına ele alınması da yokluğu ölçüsünde sakıncalı.
Yanında ikiz kardeşten daha yakın olan demokrasi var.
En az onun kadar dikkate alınması gereken hukuk var.
Ve başka unsurlar.
Burada yine Anayasa'ya başvuracağız:
"Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir."
* * *
Bu madde İstiklal Marşı gibi dikkatle okunması, bilinmesi, kavranması ve özümsenmesi gereken bir madde.
Yoksa ne olur?
Fili hortumdan ibaret sanmaktan bile daha komik duruma düşeriz.
Oysa fil hortumdan ibaret değil.
Sütun gibi bacakları var.
Lahana yaprağı gibi kulakları var.
Yeniçeri kılıcı gibi dişleri var.
Pırasa benzeri kuyruğu ve hepsinden önemlisi kocaman gövdesi var gövdesi.
Hayatında hiç fil ile karşılaşmamış bir körden farkımız olsa gerektir.
* * *
Demokrasiden habersiz bir laiklik kimin işine yarar?
Hukuktan uzak bir laiklik düşünülebilir mi?
Ya da insan haklarını hiçe sayan bir laik sistemi kim savunabilir?
Diyeceksiniz ki var öyleleri.
Tabii ki olacak. Fakat tek tük. Azınlık statüsünde. Numune cinsinden.
O da demokrasinin cilvesi işte.
Görevimiz, onlara da doğrusunu öğretmek.
Bu birinci dersti; yeterince anlaşılmadığı tespit edildiğinden, tekrarında fayda görüldü.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.