Ergenekon 2
Ergenekon denen davanın 2. iddianamesinin ilk duruşması dün yapıldı. Bu dava için inşa edilen 700 kişilik dünyanın en geniş mahkeme solanlarından birinde... Ancak soğutma düzeni eksikti, yargıçlar, savcılar, sanıklar ve avukatları, medya mensupları ve dinleyiciler iyice terleyip bunaldılar.
Ergenekon 2’de iki emekli orgeneral yargılanmaya başlandı. Hayat boyu, eski tabirle müebbed hapis istemi ile... Hükûmet, hattâ devlet darbesi ile suçlanıyorlar. Demokrasilerde artık maziye karışmış, bir devlet için yüz kızartıcı bir suç... Yeniçeriliğe dönüş ithamı...
Bu derecede ağır ithamlar taşıyan bir yargı, elbette binbir sorunu bulunan Türkiye’nin tam kalbine düştü. Yıllarca gündemimizi işgal edecek ağırlıktadır.
Üstelik Ergenekon 3 bile hazır. İddianamesi 1454 sayfa... 37’si hapiste tutuklu 54 sanıklı, gene orgeneralli, rektörlü bir metin. Ergenekon 4 de var mı, bilmiyorum.
Türkiye nasıl bu hallere düştü? Devlet yapımızda hangi kusurlar var ki, Hüseyin Avni Paşa tipi komutanlar, Ali Suâvi Efendi tipi gazetecilerin, tarihimizi lekeleyen en muzır eylemlerine benzer suçlarla günümüzde yargılar oluşabiliyor? O kadar silâh ve cephane nasıl, ne maksatla toprağa gömülüyor? Onlarla darbe yapılamaz ki... Ancak kargaşa çıkartılıp vatandaşın huzuru kaçırılabilir.
Atatürk Cumhuriyeti modeli 1960’ta bir defa temelinden bozuldu. Bir daha yeterli şekilde onarılamadı. Önemli sıçramalar yapabilmemize rağmen, çağdaş uygarlık düzeyine geçemedik. Krallarını hapisten kurtarmamızı yakaran, daha dün Bosna soykırımından sorumlu, kolordu göndererek Rus istilâsına karşı savunduğumuz devletler, bütün kurumlarına üye olduğumuz bir kıt’ada Avrupalı olmadığımızı iddia cür’etinde bulunabiliyorlar. Yıllarımızı alabilecek davalara gömülmemiz, problemlerimizi zamanında çözümleyemediğimiz içindir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.