Katsayı adaletsizliği ve YÖK kararının ardından

Katsayı adaletsizliği ve YÖK kararının ardından

Katsayı adaletsizliğinin kaldırılması üzerine din düşmanlığını gaye edinen çevrelerden cılızda olsa bazı tepkiler geldi.

Hukuku esnete, esnete ortada hukuk diye bir şey bırakmayan kesimler YÖK’ün aldığı kararın iptali için Danıştay’ı adres olarak gösterdiler.

Önümüzdeki günlerde CHP paralellindeki örgütlerin düzenlemeyi Danıştay’a götürüp, iptal kakarı çıkarmaya çalışacaklarına şüphe yok.

Bu ülkede her türlü açılım yapılabilir.

Kürt açılımı, alevi açılımı, PKK açılımı, Apo açılımı. Terör açılımı her şey.. Ama dindarlara dönük hiçbir açılım yapılamaz. Bütün açılımlar Anayasa’ya uygun bir tek muhafazakar kitlelerin taleplerine dönük açılımlar Anayasa’ya aykırıdır.

Her şey bir yana, bu kadar eli kolu bağlanan bir hükümetin yine de bu kadar çok iş başarmış olması her türlü takdirin fevkindedir. Yüksek Yargı organları hükümeti başarısız, iktidarsız kılmak için elinden geleni yapıyor. Yasalar Marksist yoruma tabi tutulup milletin önüne konuluyor. Buna rağmen 7 yıl içinde bu hükümetin aldığı mesafe hiç de küçümsenemez.

Katsayı adaletsizliğinin devamından yana olanlar bu güne kadar milletleşme sürecini de akamete uğratan kesimlerdir. Eğer bu çevrelerin baskıları dayatmaları olmasa Türkiye çoktan milletleşme sürecini tamamlamış olur, açılım maçılım işleriyle meşgul olmazdı.Sınıfsız, imtiyazsız bir toplumun önüne, biz asiliz diyen bu gerçek bölücüler geçmiştir.

YÖK’ün aldığı bu karar son derece yerindedir.

Fırsat eşitliği demokrasinin, adaletin en önemli ilkelerinden biridir. İnançlarından, tercihlerinden dolayı insanları bu hayat yarışına geriden başlatmak hiç kimsenin hakkı değildir. Böyle bir düşünce demokrasiyi de, insan haklarını da ret etmek demektir. Kaldı ki eşit şartlarda rekabetin olmadığı bir yerde kalite olmaz, eğitimin düzeyi yükselmez. Son ÖSS'nda binlerce öğrencinin sıfır çekmesi eğitim sistemimizin içinde bulunduğu sefaleti gözler önüne seriyor. Bazıları için kaliteli eğitim demek laik, Kemalist gençler yetiştirmek demek olmuştur. Bilgi toplumu değil, ideoloji toplumu olma hedeflenmiştir. Geldiğimiz nokta ortadadır. Otuz bin öğrencinin ÖSS de sıfır çekmesi.

Bu yarışan İmam hatiplilerin de aynı noktada başlaması kaliteyi yükseltecektir. Yıllardır 28 Şubat ihanetinin yaptığı bir düzenleme ile dışlanan, ötekileştirilen gençleri yeniden bütünlüğümüze kazandıracaktır. Demokrasi içinde hakkını alamayıp başka yollara yeltenme eğiliminde olanları demokrasi içinde hak aramaya yöneltecektir. Bunlar az kazanımlar değil.

Ayrıca demokrasilerde asiller ve asil olmayanlar diye bir ayrım olamaz.

Demokrasi Herkesin eşitlendiği bir düzenin adıdır. Türkiye şimdi böyle bir demokrasiye doğru yol alıyor. Gelen tepkiler demokrasiden, eşitlikten korkanların tepkileridir. Sistemden beslenmeye alışmış zümrelerin hepsi demokrasi sürecinde aynı tepkiyi vermiştir... Ama sonunda kazanan millet olmuştur. Türkiye’de de kazanan millet olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi