Irak Kürdistanı seçimleri
Artık resmî adı Kürdistan Bölgesel Yönetimi olan, geçmişte ise daha çok Kuzey Irak ismiyle anılan, halkının büyük çoğunluğunu Kürtlerin oluşturduğu özerk bölgede 25 Temmuz 2009 Cumartesi günü hem bölge başkanının, hem de 111 sandalyeli parlamentosunun üyelerinin belirlenmesi için seçim yapıldı. 2 milyon 400 bin civarında seçmenin bulunduğu bölgede oy verme oranı yüksek oldu.
Seçimlerin resmî olmayan sonuçları açıklandı. Belki bazı ufak değişiklikler olabilir; ama açıklanan sonuçların kesine çok yakın olduğu, küçük çaplı değişikliklerin parlamento aritmetiğini ve siyasi güç tablosunu değiştirmeyeceği anlaşılıyor.
Bölgenin iki büyük partisi bu seçimlere de ittifak halinde girdi. Bu iki partinin Saddam döneminde uzun süre köklü ihtilaf halinde olduğu, Körfez Savaşı sonrasında ABD baskılarıyla Saddam’ın bölgedeki askeri gücünü çekmesi sonucu oluşan yerel kontrolü aralarında paylaştıkları ve zaman zaman da milis çatışmalarına girdikleri biliniyordu. Sonra bölünmeye son vererek aralarında ittifak sağladılar ve seçimlere de ortak listeyle giriyorlar.
Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokratik Partisi’yle hâlen Irak Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Celal Talabani’nin liderliğindeki Kürdistan Yurtsever Birliği’nin ittifakıyla oluşturulan Kürdistan Listesi oyların % 60’ını aldı. Böylece parlamentoda hükümeti oluşturmak ve ihtiyaç duyacağı yasal düzenlemeleri yapmak için yeterli çoğunluğu elde etti. Fakat sonuçla ilgili bazı önemli noktalara dikkat çekilmesi gerekiyor.
Her şeyden önce ittifakın oy oranında 2005 seçimlerine kıyasla önemli bir düşüş var. 2005’te % 90’a yakın oy almıştı. Dört yıl sonraki seçimlerde oy oranında üçte birlik bir düşme olduğu görülüyor. Bunun en önemli sebebinin KYB’den ayrılan Neçirvan Mustafa’nın Değişim adlı ayrı bir listeyle seçime girmesi ve ittifakın oylarını bölmesi olduğu düşünülüyor. Fakat onun bunu başarabilmesi sadece kendi şahsıyla ve arkasındaki kitlesel destekle mi ilgilidir? Birçok yorumcunun ortak görüşüne ve bölgede yapılan incelemelerden çıkan sonuçlara göre böyle bir oy kayması Neçirvan Mustafa’nın şahsından ziyade, Barzani–Talabani ittifakının yolsuzlukları, bölgeye ayrılan servetin önemli bir kısmını kendi siyasi kadroları, çalışmaları ve çıkar hesapları için tahsis etmeleri hakkındaki söylentiler etkili olmuş. Mustafa da siyasi çalışmalarında ikilinin yolsuzluklarını gündeme getirmiş ve onların ulusal servetten çaldıklarını halka vermeleri gerektiği söylemini öne çıkarmış.
Vurgulanması gereken bir husus da seçimlerin dürüstlüğüyle ilgili şüpheler. Değişim (Goran) Hareketi’nin lideri Mustafa ortaya çıkan sonuçların gerçeği yansıtmadığını ve seçimlerde hile yapıldığını söylüyor. Bunu sadece o değil Türkmen Partileri de dile getiriyor ve Türkmenler arasında normalde Barzani–Talabani ittifakının söze gelir bir desteğinin olmadığının bilinmesine rağmen Türkmen partilerine çıkan oyların sayısının iyice azlığının şüpheleri haklı çıkardığını vurguluyorlar. İslâmcı–solcu ittifakı da bu konuda tereddütlere sahip. Her ne kadar seçimlerin izlenmesi için dışarıdan çok sayıda gözlemci gönderilmiş olsa da mevcut yönetimin ve bölgesel kontrolün KDP–KYB ittifakının elinde olması bunu mümkün kılmaktadır. Mali kaynakların ve bölgeye tahsis edilen servetin kullanımında yolsuzluklar yapan ittifakın bölgede iktidarı ve siyasi hâkimiyeti elinde tutabilmek için seçimlerde de aynı stratejiyi uygulaması mümkündür.
Eğer seçimlerin dürüstlüğü konusundaki şüpheler haklıysa KDP–KYB ittifakının arkasındaki destekte dışa yansıyandan daha fazla bir azalma olmuş demektir. Bu daha fazlasının ne kadar olduğunu ise bilemiyoruz. Her şeye rağmen güçlerinin önemli bir kısmını koruyabilmelerinde ise toplumdaki partici zihniyetin etkili olması, özellikle kemikleşmiş tabanın “bizim partimiz” tutuculuğuyla oy verdiği için siyasi hâkimiyetin sürdürülmesine yetecek desteğin korunmuş olması mümkündür.
Sonuçların ortaya koyduğu bir önemli gerçek de şu ki; bölgede siyasi mekanizmaya yön veren iki parti güçlerini birleştirerek hâkimiyetlerini koruyabilmişlerdir. İki farklı parti olarak seçime girmeleri halinde bunu başaramayacak, kendilerini üç partinin öne çıkacağı zor bir yarışın içinde bulacaklardı.
Başkanlık seçimlerini ise Mesut Barzani büyük bir farkla, % 72 oy oranıyla kazandı. Diğer adayların şanslarının olmadığı önceden yapılan yorumlarda vurgulanıyordu.
Seçimlerin daha ayrıntılı bir değerlendirmesini inşallah yarın akşam Özel FM’de 19.30’da yayınlanacak Dünya Döndükçe programında yapacağız. Programın ses kayıtlarını radyoda yayınlandıktan sonra web sitemizden (www.vahdet.com.tr) çekebilirsiniz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.