MHP'nin esas sorunu
Kürt açılımı gündeme geldiği günden beri bazı çevreler şiddetle MHP yi eleştiriyor. Bahçeli’nin gösterdiği sert tepki aynı şiddette eleştirilere sebep oluyor.
MHP nin kendine ihtiyaç duyulan yerlerde politika üretemediği, sert ve keskin tepkilerle yetindiği herkesin malumu. Ama MHP nin asıl sorunu ahlakidir. MHP uzun zamandan beri insani yönünü kaybetti.
Dün yapılan meclis başkanlığı seçiminden sonra ortaya çıkan tabloyu MHP yönetimi çerçeveletip baş ucuna asmalıdır.
M.Ali Şahin başbakan’ın otuz yıllık arkadaşı. Daha önce Adalet bakanlığı ve devlet bakanlığı gibi önemli görevlerde bulundu. Şimdi ise meclis başkanı.
Bülent Arınç, Başbakanın kadim arkadaşlarından biri. Daha önce Meclis başkanlığı yaptı, şimdi Başbakan yardımcısı ve devlet bakanı.
Abdullah Gül, başbakanın en eski kader arkadaşlarından, Başbakanlık, Dış işleri bakanlığı yaptı. Şimdi Cumhurbaşkanı.
Kemal Unakıtan Başbakan’ın İstanbul belediye başkanlığı döneminden ağabey dediği insanlardan biri. Maliye bakanlığı yaptı, hastalanınca sağlık sorunları nedeniyle görevinden ayrılmak zorunda kaldı.
Böyle bir çok isim saymak mümkün. Başbakan’ın Kanal 7 deki destekçilerinden Zahit Akman RTÜK başkanlığı yaptı. Nazım Erken, Binali yıldırım, Veysel Eroğlu, Ömer Dinçer, Akif gülle, Mehdi Eker, Hayati Yazıcı, ve İdris Naim Şahin gibi daha bir çok isim milletvekilliği, bakanlık, genel başkan yardımcılığı gibi görevlerde bulundular.
Bu isimlerin ortak noktası Tayyip bey’in arkadaşı olmaları.
Başbakan yola beraber çıktığı tüm arkadaşlarını firesiz bir şekilde ya meclise, ya kabineye taşıdı. Bir zaman Milli görüş hareketinde beraber olanlar sonradan AK partide de kader birliğini devam ettirdiler.
Bir de MHP ye bakın.
Ülkücü geçmişten gelip, Bahçeli tarafından ödüllendirilmiş, onunla arkadaş olduğu için bir yerlere getirilmiş kaç isim sayabilirsiniz.
Bir Liderin kader arkadaşları, dava arkadaşları olmaz mı?Üzüldüğünde, yorulduğunda, bunaldığında sığınacağı, düşüncelerini paylaşacağı, beraber gülüp, beraber ağlayacağı dostları olmaz mı?
Ülkücü hareketin feleğin çemberinden geçmiş, çok okuyan, çok araştıran ve çizgisini muhafaza eden, çok zengin bir kadrosu var ama bugün hiç biri MHP'de ve Bahçeli’nin yanında değil. Hadi yanında olmayı da bir tarafa bırakalım. İnsanlar zamanla farklı düşünüp, farklı adreslerde siyaset yapabilir. Ama arkadaşlık baki kalır. İnsan arkadaşlarını muhafaza eder. MHP'de arkadaşlık yok. Beraber çekilen çilelere, dökülen göz yaşlarına saygı yok. Bir zamanlar ayrıldı diye Yazıcıoğlu’na reva görülenleri söylemeye gerek var mı? Yazıcıoğlu’nun ne dini, ne imanı ne ailesi kalmıştı. Üç paralık bir dünya için hayatı kahırlarla, işkencelerle,acılarla geçmiş bir adam yaşadığına pişman edilmişti.Öyleki birkaç defa MHP ye katılmayı deneyen Yazıcıoğlu’na ülkücülere uzaktan bile selam vermemiş bazı MHP yöneticileri önce üye olsun kendisini ispat etsin demekten imtina etmemişler, Aslan’ı kediye ezdirmişlerdi.
Şimdi de MHP de değişen bir şey yok. MHP politikasızlıktan önce, kaybettiği bu insani yönünü sorgulamalıdır. Bahçeli sadece önüne uzatılan mikrofonlara bağırıp, çağırmıyor, aynı hissiz, duygusuz, soğuk, buzdan üslubunu ülkücü hareketin bedel ödemiş önder isimlerine de yapıyor. Kazara belki vefa görürüm diye aday olanlar, sıralamada Ülkücülerle beraber bir damla ter dökmemiş kişilerin arkasına atılarak rencide ediliyor. İnsanın olmadığı yerde dava da yoktur. MHP insanı kaybettiği için davasını da,çizgisini de kaybetti. AK partinin zaferi Erdoğan’ın vefasının, MHP nin içinde bulunduğu durum ise bu duygusuz, hissiz, vefasız, dostsuz, yaransız siyasetinin eseridir.MHP başarılı olmak istiyorsa insana, öncelikle de kendi insanına önem vermeli, kaybettiği,arkadaşlık, ülküdaşlık, dava arkadaşlığı misyonuna geri dönmelidir. Hani ne diyorduk, Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz, çünkü bu yol kutludur gider Tanrı dağına.