Rahim Er

Rahim Er

Kendin yap

Kendin yap

Ankara, silahlanma atağına geçiyormuş. Haberi dolaylı yoldan duyuyoruz. Amerikan savunma bakanlığı Türkiye, Ürdün ve Fas’a silah satacağını açıkladı. Açıklama, hangi ülkeye hangi cins ve ne kadar silah satılacağı ve bu silahları hangi Amerikan şirketinin imal ettiği gibi malumatı ihtiva etmekte...
En büyük satış 12 Milyar dolar tutan patroitler, füze kalkanları vs. ile Türkiye’ye. Şayet bu satış son anda bir mani çıkıp da durmazsa tarihin en büyük silah alışverişini yapmış olacağız. Pentagon, habere bir de şerh düşmüş. Bu şerhte İran Şahap füzelerinin Türkiye’nin orta bölgelerini bile vurabileceği, Türkiye’nin savunmasının Amerika için ehemmiyet arz ettiği dile getirilmekte...
Böylece Bush dönemi soğukluğu, Obama döneminde hayli ısınmış oluyor. Amerika, Türkiye’yi memnun edecek her şeyi söyleyecektir. Devletler arası satışta da müşteri memnuniyeti esastır. Böylesine büyük bir alışveriş Amerikan şirketlerine bayram yaptırır. Muhakkak ki benzer iltifatlar, silahı ne yapacaklarsa Ürdün ve Fas’a da çok görülmemiştir.
Halbuki İran füzeleri bugün ortaya çıkmadı.
Ankara’nın kırk düşünüp bir karar vermesi lazım.
Silahlanmalı mıyız?
Kime karşı silahlanmalıyız?
Niçin silahlanmalıyız?
Nasıl silahlanmalıyız?
Ordunuz bir ihtiyaçsa silahlanmanız da ihtiyaçtır. Silahsız ordu tüketici sınıftır. Silahlanma kimseye karşı değil, caydırıcı unsur olarak yapılmalı. Komşularınızın silahı varsa en azından onunki ayarında sizin de silahınız olacaktır.
Bunlar tamam...
İtiraz yok.
Son soruya gelince... Nasıl silahlanmalıyız? Sorusuna. Bu “nasıl” meselenin püf noktasıdır. Silahı ithal mi etmeli, kendimiz mi imal etmeliyiz? Hiç şüphesiz ki ikincisi. Orduda uzun yıllar II. Dünya Harbinden kalma hibe tanklar, toplar, tüfekler vardı. Bunların üçte ikisi çalışmazdı. 1975’te Sarıkamış’ta topçu yedek subay olarak askerliğimizi yaparken karşılaştığımız acı gerçeği kendimize kabul ettirmekte zorlandık. Tatbikat yapıyorduk. “Füze başlıklı” toplar getirildi. Bir çok şey anlatılıyor. Ama başlıklar yok. Peki dedik bu başlıklar nerede? NATO’da dediler. Sovyetler bize saldıracak, biz başlıkları o zaman alabileceğiz...
Bu alış-verişin karakteristiği savunmamızda parça bağımlılığının devam etmesidir. Satıcı için parçadan kazanç ayrı bir tatlı kâr. Oysa İran füze yapıyorsa Türkiye de yapmalı. Pakistan atom yapıyorsa Türkiye de yapmalı.
Bölgesel güç olduğumuzu ilan edip de bunlardan mahrum kalmak olmaz. Bizim füzemiz, atomumuz ne İsrail’e ne Rusya’ya ne İran’a ve ne diğer komşulara karşı. Bunlar büyük devlet olmanın mecburiyetleri. Sadece ekonomide büyük olmamız yetmez.
Kendi silahımızı kendimiz yapmalıyız.
Orduda profesyonelleşmeyle kazanılacak doğacak kaynak silah üretiminde kullanılabilir.
Uzun yıllar dışa bağımlı olmak kâfi dersi vermiş olmalı.
12 Milyar doları gözden çıkartacak acil bir durum da yok.
Silahını kendin yap.
İran da Pakistan da kendisi yapıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi