Suyun ötesine seyahat..
Suyun ötesine seyahat..
Ağustos ayında Makedonya ve Kosova’ya kısa bir seyahatte bulundum.. Seyahatin amacı, Sultan 1. Murad Etkinlikleriydi.. 0rganizasyonu Bursa Büyükşehir Belediyesi ve 0smangazi Belediyesi birlikte yaptılar.. Devlet Bakanı Faruk Çelik, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve 0smangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın da hazır bulunduğu etkinliklere Bursa Büyükşehir Belediyesi 3 otobüsle katıldı..
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Hüseyin Algül Hocanın yanı sıra pek çok öğretim üyesi, öğretmenler, işadamları, meclis üyeleri, muhtarlar, yerel gazeteciler ve halktan kişiler.. Ayrıca bizim de içinde bulunduğumuz 23 kişilik ayrı bir heyet..
Heyette, Bursa Vali Yardımcısı Selman Yenigün, 0smangazi Kaymakamı 0sman Taştan, AK Parti 0smangazi İlçe Başkanı Tahsin Kara, 0smangazi Belediye Bşk. Yrd. Hasan Hüseyin Erdönmez, MHP Bursa İl Başkanı Arif Demirören, Bursaspor Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yedikardeş, Gürsu, Mustafakemalpaşa, Kestel, Keles, Gemlik, Mudanya, Yenişehir ilçeleri belediye başkanları ve işadamları var..
Ayrıca, bendeniz Sami Özey, Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, İlahiyatçı Abdülhalik Selman Hoca, emekli yönetici Lami Özey ve Esenköy Belediye Başkanı Özer Kaptan, gezinin “İstanbul ayağını” teşkil ettik.. Kafile başkanı ise, Bursa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı evlad-ı fatihan Üsküplü Bayram Vardar’dı..
Bursa grubuyla Atatürk havalimanında buluştuk ve 1 saatlik uçuştan sonra Üsküp Alexander the Great (Büyük İskender) havalimanına indik..
Seyahatimizin ilk durağı Kumanova şehri yakınlarındaki Likova beldesiydi.. Likova Arnavutların yoğun yaşadığı bir yer.. Likovalı yetkililer “Freskia” isimli bahçeli bir restoranda grubumuza bir yemek verdiler.. Her yer Arnavut ve Türk bayraklarıyla donanmış.. Ve her taraf yemyeşil..
Yemekten sonra Likova köylerinden birinde yapılan sünnet cemiyeti unutulacak gibi değildi.. Mısır’da tahsil yapmış olan imam Nasır Hoca kafilemizin katılımcılarından Abdülhalik Selman Hoca’yla tanışınca hocayı ikindi namazı için mihraba davet etti ve Abdülhalik Hoca herkesi duygulandıran bir sünnet duası yaptı..
Ardından ver elini ecdad diyarı Üsküp!..
Ünlü şair Yahya Kemal Beyatlı’nın doğup büyüdüğü nazlı şehir..
Yahya Kemal başlığını “Kaybolan Şehir” diye koyduğu ünlü şiirinde bakın Üsküp’ü nasıl tarif ediyor;
“Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han diyârıdır../ Evlad-ı Fatihân’a onun yâdigârıdır../ Firûze kubbelerle yalnız bizim şehrimizdi o../ Yalnız bizimdi, çehre ve rûhiyla biz’di o..
Üsküp kalesinde muhteşem bir sünnet etkinliği yaşandı.. Al-Hilal cemiyeti ve Çayırlı Belediyesi’nin desteğinde olan etkinliklerde Türk, Arnavut ve Makedon uyruklu 350 Müslüman çocuk, Bursa Osmangazi Belediyesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından sünnet ettirildi.. Ardından da Türkiye’den getirilip sünnet çocuklarına dağıtılan hediyeler.. Ve sünnet düğünlerinin alamet-i farikası olan pilav-ayran ve helva ikramı..
Ertesi sabah hep birlikte Türkçe ismi Kalkandelen olan Tetovo’ya doğru yola çıktık.. Üsküp-Tetovo 1 saatlik mesafede.. Yol güzergahında Müslüman köylerini görüyoruz.. Vodno dağındaki 65 metrelik haça nispet bizimkiler de minare boylarını hayli yüksek tutmuşlar.. Minarelerin nazlı bir biçimde yükselişleri insanın gönlüne ferahlık veriyor.. Tetovo, Şipska dağlarının eteğinde yer alıyor!.. Karlı dağlarından Vardar nehrinin kolları doğmuş.. Tetovo, güller, nergisler ve sümbüller şehri olarak da anılıyor..
Bahçesinde buz gibi sular akan Abdurrahman Paşa Camii.. Diğer bir ismiyle Alaca Camii.. Burada öğle namazını kıldıktan sonra Tetovo’nun bir başka alamet-i farikası olan Harabati Baba Bektaşi Tekkesi’ne uğradık.. Ve oradaki baba erenlerle sohbet ettik..
Ardından Kosova sınırına geçtik ve Prizren’e doğru yola çıktık.. Etraf yemyeşil.. Şar dağları bütün haşmetiyle önümüzde.. Yollarda köy düğünlerine şahit oluyoruz.. Davullu zurnalı.. Trafik aksasa da görüntü güzel.. Ve böylece Prizren’e vasıl oluyoruz..
Prizren.. 200 bin nüfuslu bir şehir.. Arnavutların yanı sıra Türk nüfus da yaşıyor Prizren’de!.. 0rtasından nehir akan ve şehri ikiye bölen meşhur Taş Köprü şehre ayrı bir güzellik veriyor.. Şehri ikiye ayıran suya, Türkçe Temizce ya da Akdere deniyor.. Arnavutça ismi ise Bistrica veya Lumbardh..
Sinan Paşa Camii.. Bayraklı Camii.. Emin Paşa Cami.. Kırık Camii.. Gazi Mehmet Paşa Hamamı, görülmeye değer yerler.. Şadırvan, şehrin merkezî meydanına ve çarşı bölgesine verilen isim.. Şadırvan semtinde Besimi-Beska isimli restoranında yemek yedik.. Sahibi, Besim Shkreli isimli bir Arnavut.. Yöresel lezzetler.. Bir zamanlar Fatih’teki baba evimizde çokça pişirilen “Filiya” adı verilen hamur işiyle yıllar sonra hasret giderdik.. Bu hasrete Evlad-ı Fatihan, Kırçovalı Bursa Vali Yardımcısı Selman Yenigün de şahitlik etti.. Ardından Emin Paşa Camii’nde akşam namazını kıldık.. Namazı kıldırmak yine Abdülhalik Selman Hoca’ya nasip oldu.. İmam Efendi kemal-i edeple hocayı mihraba geçirdi ve Abdülhalik Hoca’da tabiri caizse o yanık sesiyle cemaati sanki Mekke’ye götürüp getirdi..
Sonra?.. 0tobüsümüze bindik ve doğruca Priştina..
Priştina, “kartalların ülkesi” olarak da anılan Kosova’nın başşehri.. Nüfusu 600 bin.. Saat 22.00 sularında Priştina’nın en mutena köşelerinden biri olan “Rings Food” isimli bir dinlenme merkezinde yemek için start aldık.. Ama kim yiyecek?.. Herkes istiap haddini aşmış durumda.. Ancak, Devlet Bakanı Faruk Çelik, Kosova Çevre ve Alan Bakanı Mahir Yağcılar, Kosova Büyükelçimiz Metin Hüsrev Ünler, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ve 0smangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar’ın hatırına oturmak zorunda kaldık.. Yiyen yedi, yemeyen de bizim gibi sohbete devam etti.. Yemek sonrası yapılan duygulu konuşmalardan sonra otelimize vardık..
Sabah erkenden de dedelerimizin mekanı olan Balkan topraklarına gelişimizin esas sebebi olan Sultan Murad etkinliklerine katıldık..
Sultan Murad ve Kosova.. Birbirini tamamlayan ikili..
Arnavut asıllı merhum vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Kosova başlıklı şiirinde ne de güzel ifade etmiş;
“Nerede olsam karşıma çıkıyor bir kanlı ova../ Sen misin yoksa hayalin mi vefasız Kosova../ Hani binlerce mefahirdi senin her adımın../ Hani sinende yarıp geçtiği yol Yıldırım'ın../ Hani asker, hani kalbinde yatan şah-ı şehid../ Söyle meşhed öpeyim secde edip toprağını../ Yok mudur Murad'ın sende iki üç damla kanı?..”
Sultan Murad’ın türbesi Priştina’ya yarım saat mesafesi olan 0biliç beldesinde.. Türbe Türkiye Diyanet Vakfı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları ile yeni restore edilmiş.. Türbenin bakımı, yıllardır Özbek asıllı bir hanım tarafından yapılıyor..
Sultan Murad Hanın türbesine girdiğimizde çok duygulandım... Hayatı, sadece İlay-i Kelimetulah’ı yaymak için at sırtında geçen ve savaştan savaşa koşan bir Allah dostu padişahın manevi huzurunda etkilenmemek mümkün mü?..
Devlet Bakanı Faruk Çelik’i gördüm.. Bir köşeye oturmuş Yasin-i Şerif okuyordu.. Recep Altepe, Mustafa Dündar, Abdülhalik Selman Hoca, Prof. Hüseyin Algül ve diğer davetliler de huşu içerisinde dualarını yapıyorlardı..
Türbenin önü çok kalabalıktı.. Gilan Obiliç, Mamuşa, Üsküp ve Kosova'nın diğer kasabalarından gelen pek çok insan oradaydı.. Etkinliklerin bu yıl 4’üncüsü yapılıyor.. Hepsinde de Başkan Recep Altepe’nin imzası var.. Yapılan konuşmaların sonunda 100’e yakın çocuk sünnet ettirildi. Ayrıca halk oyunları ekiplerinin sunduğu gösteri eşliğinde davetlilere etli pilav ve ayran ikram edildi..
Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ve 0smangazi Belediyesi’ne hizmetlerinden ve ecdadımıza gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür ediyorum..
Evet dostlarım; duygu yüklü bir seyahatin sonunda ait olduğumuz yere, yani “aziz İstanbul’umuza” geri döndük..
Ancak, kalbimizin yarısını o güzel topraklarda bıraktık!..