Yurtta sulh, cihanda patriot!
Türkiye’nin Amerika’dan yaklaşık 12 milyar liralık patriot füzesi alacağı yönündeki haberler heyecana, daha doğrusu tepkilere sebep oldu. Ankara her ne kadar bu haberleri doğrulamıyorsa da, ateş olmayan yerden dumanların yükselmeyeceğinin farkında olmak lâzım.
Silâhlanmaya harcanacak olan paranın çok iyi hesap edilmesi gerektiği ortada. Elbette belli ölçülerde silâha da yatırım yapmak gerekir, ama bunu yaparken Türkiye ve dünya şartlarını iyi tahlil etmek, ihtiyaçları ve öncelikleri iyi hesaplamak gerekir.
Elbette konunun uzmanı değiliz, ama uzmanların açıklamalarını dinleyince, bugünkü şartlarda Türkiye’nin böyle bir harcamaya hiç mi hiç ihtiyacı olmadığı ortaya çıkıyor. Türkiye’nin menfaati, başta komşuları olmak üzere bütün ülkelerle barış içinde yaşamaktan geçiyor. Nitekim son yıllarda atılan adımlarla şimdiye kadar ‘düşman’ bellenen ülkelerle iyi ilişkiler kurmuş durumdayız. Suriye, İran, Irak ve Yunanistan oldum olası ‘düşman ülkeler’ olarak tanıtıldı ve bu bilgiler ders kitaplarına dahi girdi. Alınacağı iddia edilen patriot füzelerinin de İran’a karşı kullanılacağı, daha doğrusu İran’ın muhtemel bir füze saldırısına karşı kendimizi koruyacağımız söyleniyor. Dışişleri Bakanımızın ‘komşularımızla sıfır problem’ için ülke ülke gezdiği bu günlerde, bu haberlerin medyada yer alması tesadüf müdür? Bir yandan sulh için gayret gösterirken, öte yandan milyar dolarlık silah yatırımı neyin nesi olur?
Bugünkü şartlarda bu miktarda bir silâh yatırımını yapmayı düşünen varsa bir an önce bu sevdasından vaz geçmelidir. Türkiye’nin silâhlanmaya harcadığı miktar zaten fazla. Gündeme gelen bu yatırım işin tuzu-biberi olur. Bir yandan ekonomik krizle mücadele ederken, memura ve emekliye ‘bir puan daha az zam’ yapmanın hesabı yapılırken bunca paranın silâhlara karışmasına müsaade edilmemelidir.
Bu demek değildir ki silâha hiç para verilmesin. Elbette belli ölçülerde silâha da yatarım yapılmalıdır. Fakat bunu yaparken kılık kırk yaran bir araştırma ve inceleme yapmak gerekir. Patriot alımıyla ilgili haberleri değerlendiren bir uzman, bu silâhları “pahalı bir oyuncağa’ benzetiyordu. Çünkü yakın dönem için Türkiye’nin komşularından böyle bir ‘füze saldırısı’ gelme ihtimali yok. “Türkiye’ye bu silâhlar lâzım” diyenlerin dayandığı tek ‘bahane’ İran’ın sahip olduğu füzelerin menzillerinin Türkiye’ye kadar ulaştığı yolundaki inançtır. Peki, aynı şeyi İran ya da başka komşu ülkelerimiz düşünmez mi? Onlar bu düşüncelerinde haksız olurken, biz haklı mı oluruz?
Hatayı en başta yapıyoruz: Buna göre İran, Irak ve Suriye gibi ülkeler bizim için ‘tehlikeli.’ Her fırsatta komşularıyla savaşmak için can atan, meselâ Filistinlilere karşı her türlü silâhı kullanan, onlara hayat hakkı tanımayan İsrail ise dost! Bu anlayışla hareket etmek Türkiye’ye pahalıya mal oluyor.
Meselâ, alınması muhtemel patriotları İsrail’e karşı kullanmak mümkün olur mu? Bu ihtimal hiç kimsenin aklına geliyor mu? Buna en başta silâhları satan Amerika müsaade etmez. Irak’ta komşumuz haline gelen Amerika’ya karşı da kullanamayacağımıza göre geriye kim kalıyor? Üstelik Rusya ve Amerika, kendi aralarında görüşmeler yaparak daha az silahlanmanın hesabını yapıyor. Böyle bir atmosferde Türkiye’nin milyar dolarlarını silâha verme lüksü olmamalı.
Resmî makamlarca bugün itibarıyla doğrulanmayan bu silâh satışı gerçekleşirse, Türkiye, bölgesinde ‘en büyük silah alıcı ülke’ konumuna yükselecek. Türkiye’nin menfaati, en büyük silâh alıcı ülke olmakta değil, barış havzası olmaktadır. Türkiye’yi idare edenlerin bu durumun farkında olmasını temenni ederiz.