Sen bir aşksın İstanbul
Seni özledim İstanbul.
Fatih’i özledim.
İstanbul, Fatih’tir, sur içidir. Tarih oradadır, âlim oradadır, evliya oradadır. Fatih’i özledim. Sağ yanımda Fatih Sultan Mehemmed Han kim Sultan Murad Han oğludur. Bir yanımda Yavuz Sultan Selim Han kim Sultan Bayezıd Han oğludur. Yüreğimin yarısı Hırka-yı Şeriftedir. Ol Hırkayı Şerif kim Fahri Kâinat Efendimizin -es’salatü ve’s selam- emaneti mukadesesi ve dahi Veysel Karani yadigârıdır. Yarısı Mehmed Emîn Tokadî Hazretleri türbesindedir. Ol dahi tarikat-ı nakşibendiyyenin solmaz nakışlarındandır.
Seni özledim İstanbul.
Eyüp Sultan’ı özledim.
Ol Eyyub Sultan, Hazreti Halid bin Zeyd’dir. Allah Resulünü altı ay öz hanesinde konuk etme şerefi, güneşten bir tac olarak ebediyen anın nurlu başındadır. Kaşgârî Dergâhını özledim. Oradaki mânevî sultanları, himmetleri hazır, tasarrufları daim olsun. Önden giden ahbabı özledim. Eyyub Sultan ol nev’ beldedir kim hem devlet ricali andadır hem gönül erbabı. Tek başına bir İstanbul’dur.
İstanbul seni özledim.
Ruhum, sanki Boğaziçi’nde süzülen bir martıya eşlik etmekte. Bir yanımda Hazreti Hüdayi, bir yanımda Yahya Efendi. Ol üstadlar kim zerre hizmeti dahi derhatır iderler. Şol veçhile ümmitleniriz, eşiklerine baş koymuş olmaklığımızla şu gurbette, şu kazada bu fakiri ve dahi anın evlad-u ıyalini bîkes komayalar.
Seni özledim İstanbul.
Yakut renkli Topkapı Sarayını özledim, saraylar sarayını. Sultanahmed’i özledim. Süleymaniye’yi, Merkez Efendiyi. Üniversitenin kapısı açık ama tuğrası kapalı kapısını.
Anamın, yengemin, biraderimin sahabi ağuşuna tevdi ettiğimiz Eğrikapu’sunu özledim..
Emirgân laleleri bu yıl bensiz öksüz kaldı.
Ben onları özledim.
Onlar da beni özlemiş olmalı.
Felemenk lalesi de lale mi?
Taklit aslı tutar mı?
Seni özledim İstanbul. Her surunu, her minareni, her kubbeni, her çınarını, her türbeni, her sultanını, her sebilini, her sarayını, denizini güneşini, sergilerini, müzelerini, seni özledim İstanbul. Ben sende yaşar iken seni özlerdim, hasretin hücrelerimde tutuşurdu. Sende sana hasrettim. İmdi aylar var ki sen bir yanda, ben bir yanda. Arada zalim deniz, zalim mesafeler. Ey emsalsiz şehir, ey cömert kent. Ey Peygamberler Peygamberinin muştusuna mazhar olmuş üstün güzellik. Bir kaza sebebiyle kader bizi bir taklit şehre sevk etti.. Bir taklit şehirde bir hastane odasındayız. DC bir özenti şehir. Azıcık Roma, biraz Yunan, bir miktar Konstantinopol. Nerede senin ihtişamın, nerede DC. Sözde bir de cihan devleti merkezi. Oysa bir mahrumiyet beldesi. Bu şehrin şifa aradığımız hastanesinin penceresinden sana bakıyorum. Uzaklardasın. Görünmüyorsun. Ekrandaki resimlerinle avunuyorum. Seni hekimlere terapistlere anlatıyorum, bir sevgili anlatır gibi. Görmeden seni anlamak kimin haddine.
Seni özledim.
Yağmurlarını, yazını, kışını.
Bakır çalığı yapraklarla donanmış sonbaharını.
Bayramını özledim İstanbul.
Bayram sende yaşamaktır evvela.
Bayramlardaysa bayram bayram içre olmaktır.
İstanbul dürri yektadır.
Payitaht-ı Cihan’dır.
Ol şah şehir bu lisandan anlar. Köpük köpük kubbeleri gibi gümbür gümbür Türkçe’si vardır. Kâh boyun urdurur, kâh divit koşturur. Bazen Bakî’dir, ummadığın zeman IV. Murad.
Îyd’ın saîd olsun İstanbul.
Ve dahi sizin de ahbab-u yârân.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.