LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Genelkurmay Başkanı Başbuğ değil Boşbuğ!

Genelkurmay Başkanı Başbuğ değil Boşbuğ!

- Lütfü Bey; Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, birkaç gün önce yaptığı konuşmada “Ordumuz milletin ordusudur, milli ordudur” dedi. Üstadım, nasıl değerlendiriyorsunuz İlker Başbuğ’un bu sözlerini?
- Ordumuzun milletin ordusu olması hepimizin özlemi. Ancak ordumuzun milletin ordusu olabilmesi için, ordumuzu yöneten Genelkurmay’ın, komutanların milletin değerlerine değer vermesi gerekli. Milli iradeye, yani milletin iradesine saygı göstermesi gerekli. Peki Genelkurmay, komutanlar milletin değerlerine değer vermekte mi? Genelkurmay, komutanlar milli iradeye saygı göstermekte mi? Genelkurmay, komutanlar milli iradeye saygı gösterse, 27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 12 Mart’tan 12 Eylül’e, 12 Eylül’den 28 Şubat’a kadar birçok kez milli iradeye öldürücü darbeler indirirler miydi? Milletin iradesini tanklarla çiğnerler miydi? Ülkemizin emperyalistler karşısında milli duruş sergilemesini, bağımsız olmasını isteyen milletin evlatlarını işkence tezgahlarında, darağaçlarında yok ederler miydi? Bunu da ABD gibi emperyalistler istediği için yerine getirirler miydi? Nitekim ülkemizin emperyalizme karşı milli duruş sergilemesini, bağımsız olmasını isteyen milletin evlatlarını yok eden darbeci komutanlara ABD “Bizim oğlanlar” demedi mi? Yine bu darbeci komutanlar, milli çıkarlarımıza ihanet demek olan Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönmesine onay vermedi mi? Başta da dediğim gibi ordumuzun milletin ordusu olması, milli ordu olması hepimizin özlemi. Ordumuzun emperyalistlere karşı İslamcı İran Ordusu, sosyalist Küba, Venezüella, Kuzey Kore Ordusu gibi milli bir duruş sergilemesi hepimizin özlemi. Ancak daha Genelkurmay Başkanlığı koltuğuna oturur oturmaz yaptığı ilk konuşmada İlker Başbuğ, “ABD ile olan mükemmel askeri işbirliğimizi koruyup kollamak görevimdir” türünde laflar ederse, onun yönettiği ordu ABD emperyalistlerine karşı milli bir duruş sergileyebilir mi? Mesela ABD Türk subaylarının başına çuval geçirdiğinde Genelkurmay, komutanlar ABD’ye karşı en ufak bir tepki verip milli bir duruş sergileyebildiler mi? İşte bu gerçeklerin ışığında Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un sorunuzda dile getirdiğiniz konuşmasını içi boş bir konuşma olarak değerlendiriyorum. İlker Başbuğ çok konuşuyor, ama boş konuşuyor. İlker Başbuğ böylesine boş boş konuşmaya devam edecek olursa, kendisine İlker Boşbuğ diye hitap edeceğimi de bu arada belirtmek istiyorum!
TÜRKİYE ABD’Yİ KURTARIYOR!
- Malumunuz geçtiğimiz 30 Ağustos’ta Genelkurmay, “Güçlü ordu güçlü Türkiye” diye bir propagandaya girişmişti. Ortalıkta dolaşan haberlere göre, ordunun güçlendirilmesi için 2010 yılında muazzam bir silah alımına girişilecekmiş. Bu konudaki düşünceniz nedir?
- Ordunun güçlendirilmesi için 2010 yılında muazzam bir silah alımına girişileceği şeklindeki haberler doğru. Buna göre dışarıdan alınacak silahların dökümü şu: 8 milyar dolarlık füze sistemine ilaveten 11 milyar dolarlık 100 adet F-35 uçağı satın alınacak. Buna ilaveten 4,5 milyar dolarlık 100 adet taarruz helikopteri, 4 milyar dolarlık 30 adet F-16 Blok 52 uçağı ve yine 4 milyar dolarlık 6 denizaltı satın alınacak. Yeni alınan 2 Awacs uçağı için ödenen 2,5 milyar doları da buna ilave ederseniz 34 milyar dolarlık silah alınıyor demektir. Peki bu silahların parasını kim verecektir? Elbette bu silahların parası milletten daha çok vergi keserek, işçinin, memurun, emeklinin maaşından keserek, yatırım gibi, sağlık gibi, eğitim gibi harcamalardan keserek, milletin boğazından, ilacından keserek temin edilecektir. Oysa milletin çoğunluğu zaten vergilerden, işsizlikten, çaresizlikten bunalmış durumda. Milletin hayati ihtiyaçlarından elektriğe henüz yeni zam yapılmış, doğalgaza zam ise kapıda. Bu arada milletin hastaneye, sağlık ocağına gittiğinde kendisinden alınacak katkı payı iki katına çıkarılmakta. İşçinin, memurun, emeklinin maaşı ise yerinde saymakta. Hele emeklilerin maaşı sefilleri oynamakta. Esnafın çoğunluğu dükkanını siftahsız açıp kapamakta. İşsizlik rekor üstüne rekor kırmakta. Milletin bir bölümü yoksulluk, bir bölümü de açlık sınırında yaşamakta. Bir kısım millet karnını çöplüklerden doyurmakta. Peki milletin bu durumda olduğu bir ülkenin 34 milyar dolarlık yeni silahlar alması doğru mu? Ve de bu silah alımlarının milletin denetimine tabi olmadan, hatta milletin haberi bile olmadan kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla alınması doğru mu? Üstelik kullanma şifreleri yabancıların elinde olan silahları satın alarak güçlü ordu olunur mu? Elbette güçlü ordu olunmaz; ama yatırıma harcanması gereken bunca para silah alımlarına harcanırsa güçsüz ülke olunur! Özellikle de bu silahlar ABD’den alındığına göre, bu bizim paramızla zor durumdaki ABD ekonomisini kurtarmak demek olur!
HALKI ALDATAN KARISINI DA ALDATIR!
- Medya dünyasının ünlülerinden Ali Kırca’nın karısını aldattığını belgeleyen seks kasetinden sonra Can Dündar’ın da karısını aldattığını belgeleyen görüntüler ortaya çıktı. Oysa bunlar eşlerine olan aşklarını, sadakatlerini sık sık söyleyip yazarlardı. Nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?
- Halkı aldatan karısını haydi haydi aldatır! Aslında bunlar karılarını aldatmadan önce halkı aldatmışlardır! Nitekim bunlar halkçı olmadıkları halde “halkçıyız” deyip, solcu olmadıkları halde “solcuyuz” deyip halkı aldattı. Bu kapitalist zulüm ve sömürü düzeninin kaymağını yedikleri halde, sanki sosyalist bir düzenden yanaymışlar gibi görünüp halkı aldattı. Bunların halkla bir ilgisi var mı? Bunlar sırça köşklerde, yalılarda, villalarda, konaklarda otururlar. Halkı sömüren en büyük patronlarla oturup kalkarlar. Amerikalı zenginler gibi yaşarlar. Ondan sonra da halkçı, solcu, sosyalist geçinirler. Daha doğrusu, halkçılıktan, solculuktan, sosyalistlikten geçinirler! Bu kapitalist zulüm ve sömürü düzeninin kaymağını yedikleri halde, sanki bu düzene muhalifmiş gibi görünürler. Patronlarının kucağından kalkmadıkları halde, sanki emekçiden, işçiden, yoksul kesimlerden yanaymış gibi görünürler. Bunlar emekçilere, yoksullara, sosyalizme aşıkmış gibi görünüp, kapitalistlerle sevişirler! Bunlar halkla evliymiş gibi görünüp, patronlarla sevişirler! Onun içindir ki bunların eşlerine aşıkmış gibi, sadıkmış gibi görünüp, eşlerini başkalarıyla aldatmaları hiç şaşırtmıyor beni. Yıllardan beri halkı aldatanların karılarını aldatmaları niçin şaşırtıcı olsun ki? Aldatmak bunların en iyi yaptığı iş değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi