Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Kahire’den Mektup Var

Kahire’den Mektup Var

Hidayetime vesile olan Şehid Ebu Huzeyfe’nin memleketinde bu mektubu yazmamı kolaylaştıran ve gördüklerimi ve hissettiklerimi sizlerle paylaştıran Allah’a hamdolsun…
İlimlerinden faydalandığım alimlerin okudukları okula – El-Ezher üniversitesi- kayıt yapmanın heyecanını yaşıyorum... Kayıt esnasında Somali'lisinden tutun da tayland'lısına, Uygur'lusundan tutun da, Bosna'lısına kadar tüm gençler ilim okumaya gelmişler... Dinimi seveyim, nasılda çıkartmış beldelerinden...



Ezhere gelenlerin tamamı ilim alıp ülkelerinde davet yapmak için gelmemişler tabiiki... Binlerce ezher mezunu var ülkemizde... Kaç tane davetçi davetin yükünü sırtlıyor ki!... Bazı öğrencilerle özel konuştuğumda;



’Ülkemde dinimi öğrenmek çok zor.Buradan aldığım ilmi onlara öğreteceğim ve beldeme islamı götürme şerefine nail olacağım insaallah. ’dedi... Ya rabbi sen bu bilinci bana ve kardeşlerime de nasip et diye dua ettim...



Ezhere gelen öğrenciler ilmi sadece okuldan almıyorlar. Bir çok camide hadis, tefsir ve fıkıh dersleri olur.Bu dersleri takip eden öğrenciler iyi bir ilimle evlerinin yolunu tutarlar.

,,,



Bulunduğum yer her 3–4 dakikada bir dünyanın değişik beldelerinden gelen uçakların indiği havaalanına çok yakın…
Bu mektubumda 800 km. Uzaklıktan insanları eze eze getirttiği taşlarla egosunu tatmin eden Firavun’dan bahsetmeyi düşünmüyorum…
Mısırlılara hayat veren Nil ırmağının şehre kazandırdığı muhteşem manzarasından da bahsetmeyi düşünmüyorum…
20 milyonu bulan bir nüfusa sahip olduğunu ve İstanbul’u aratmayan yoğun trafiğinden de bahsetmeyi düşünmüyorum… Okuduğunuz zaman imanınızı artıracak, Salih amellerinize yeni bir amel katacak, işlediğiniz bir günaha son noktayı koymanıza yardımcı olacak bilgiler vermeyi arzu ediyorum… Zaten belgesellerde az çok izlemişsinizdir… Maalesef belgeseller asıl görülmesi gereken fotoğrafları çekmezler…
Oysaki gözden kaçan o kadar çok resim kareleri var ki… İki eli cebinde kaldırımda yürüyen bir gencin iki metrelik bir manyetik alana yaptığı kur’an ziyafetine rastlamak mümkün burada… Bindiğiniz herhangi bir dolmuş ya da taksinin % 80 ‘inde kasetten kur’an dinlersiniz… İneceğiniz yere kadar kalbiniz ve gözünüz şeytanı rahatsız eder… Her an uyarı ile karşı karşıyasınız… Girdiğiniz hemen hemen her mağazada kur’an çalar… İçinizden; ‘neden benim memleketim böyle değil ?’der hayıflanırsınız…
Mescid ve camilerin çok olduğu Kahire’de işitilen ezanla birlikte her yaştan insanın o noktaya hareketlendiğine sahit olursunuz. Bir bakarsın 70lik bir dede tutmuş torununun elinden camiye geliyor. Bir başkası ama bir kardeşin camiye gelmesine yardım ediyor… Cemaatle namaz kılmaya çok önem verilir burada…
Hele de cehri-sesli- okunan bir namaza Allahu ekber demişseniz namazınız bitene kadar kalbiniz yumuşamış- işlediğiniz günahlar bir film şeridi gibi gözlerinizin önüne gelmiştir. Hemen yanınızdaki bir mısırlının gözyaşlarını salıvermesine şahit olmanız sizi birazcık daha utandırır… O an göz yaşlarınız gözünüzün tozunu alır…
Camiler çok amaçlı kullanılır burada... Kimi çekilir bir köşeye kuran okur-kimi ezber yapar-kimi ezberini kontrol ettirir. Kimi de 4-9 yaş arası çocuklara kuran öğretir-ezber yaptırır… Haftanın belirli günlerinde el-ezher üniversitesi hocalarından biri gelir ve cemaati iman ve ahlakı konularda daha da bilinçlenmelerini sağlar…
Genelde sahabe , İslam büyüklerinin adı ve İslami terimler konulur camilerin adlarına… Mesela : Mescid-i Abdullah ibn. Revaha
Mescid-i Hüseyin (r.a)
Mescidi Bilal
Mescidi Rıdvan
Mescid-i İmam Şafii
Mescid-i Tevhid
Mescid-i Selam
Selam-nur-fetih mescidi gibi…
Yaşayan ve ölen herhangi bir mısırlının adlarının camilere konmaması riya virüsünün henüz buraya bulaşmadığını gösteriyor_Ya rabbi sen memleketimizde bu alışkanlığın sağlanmasını kolaylaştır diye dua ediyoruz_

Kaldığım eve yakın olan Mescid-i Selam’ın mezarlığa yakın olması sebebiyle hemen hemen iki günde bir cenaze namazı kılınır. Bazı günler 2-3 kişinin cenazesi olur… Burada genelde camiinin içine alınır cenaze ve öyle kılınır. Cenazeyi birinci derecede ölü yakını kıldırır… Mikrofonu eline alıncaya kadar tanıyamazsınız… Taaki tabut onlarca kalabalığın elleri üzerinde harekete geçinceye kadar… Biz sadece içinde ölü bulunan tahtadan yapılmış ürkütücü bir binek görürüz… Ama o, yakınını görür.. İlk kez eller üzerine alınmıştır… İsterki melekler de elleri üzerinde rabbine götürsün… Cami çıkışına gelinmiştir artık…İşte o zaman anlar ki ayrılık vakti gelmiş… Ve kendini gizleyen gözyaşı , sünnete uygun bir şekilde yuvasını terk ediyor…
Babasının cenazesini kıldıran bir Mısırlının Camii çıkışına kadarki izlenimimi aktardım size…
Buradaki Müslümanların birçoğunun alınları secdeden nasırlaşmış durumda… Elinizi alnınıza koyuyorsunuz hiçbir girinti yok… Secdeler kısa olunca alın pürüzsüz oluyor…
Mısıra gelmişken buranın önde gelen âlimleriyle tanışmamak olmazdı… El-Ezher mezunu arkadaşımla birlikte önce dr.Seyyid Hüseyin el Affani ile tanıştık… 50 yaşlarında en az 30 cilt kitap telif etmiş ve mütevazı giyinimli ve yüzünde tebessümü eksik olmayan bir ilim adamı, seyyid Hüseyin el Affani…
Kendisine polen yayınlarından çıkan gece yolcuları isimli kitabını uzatıyoruz… Bir davetçiyi en mutlu eden bir sahne… Vallahi kucağınıza konan bebekten daha heyecan verir… sonra bizlere nasihat etmesini rica ettik ve özellikle gece namazı konusuna yoğunlaştı… Hayatının en değerli dakikalarını mısır zindanlarında geçirdiğini ve en yakın arkadaşının gece namazı olduğunu ve alınan bu enerjinin hayata yansıdığını anlattı…
Birkaç sorumuza cevap aldıktan sonra ikram ettiği balık ziyafetine teşekkürlerimizi sunduk ve tekrar görüşme dileğiyle vedalaştık…
Bu kez Mısır rejiminin oldukça rahatsız olduğu bir ismi ziyaret için Kahire’ye 190 km. uzaklıktaki Akdeniz’e bakan İskenderiye iline gidip, Dr. İsmail Mukaddem isimli ilim adamının kapısını çalıyoruz… Randevusuz gitmenin normal sonucuna katlanıyoruz ve gelmişken dünyaca meşhur İskenderiye kütüphanesine doğru yol alıyoruz… Dış görünüşü muhteşem olan bir yapıtın giriş kısmındayız… Ziyarete gündüz 15.00 da açılacak olması ve o saate de en az 4 saatin olması başka zamana bırakmamıza vesile oldu ve oradan da şimdilik eli boş dönmüş olduk…
Türk okuyucusunun tanımadığı ama Arap dünyasında şöhret bulmuş ilim adamlarından birkaç ismi sizinle paylaşmak isterim.
Hadiste- Ebu İshak el huveyni- Mustafa el- Adevi
Fıkıhta – Muhammed abdul maksud
Davet te- İsmail Mukkadem- Ahmet Ferit- Ahmet hassan
Tarihte - Seyyid Huseyin el Affani-
Tefsirde- Abdul Hamid Hindavi
Mısır’ın alimleri ile ülkemizdeki ilim adamlarının kıyasını yaptığımızda arada uçurumun olduğunu görürüz… Buranın alimleri halk ile iç içe… Her birinin mescidlerde programlı halka açık dersleri olur… İstediğin alime mescidlerde rastlayabilirsin… Buranın alimleri ilme ve alimlere saygılıdır. Yazmış oldukları kitapları basıma vermeden önce ehil olan alimlere birer nüsha ulaştırırlar ve kitapları hakkında olası bir hatanın oluşmamasını sağlamış olurlar… Kitabı eline alan bir okuyucu en az iki üç alimin kitap hakkındaki kanaatini okumuş olur…

,,,

20-1-2009 tarihinde uluslar arası kitap fuarı için Kahire’deydim… Bu,4.Fuar ziyaretimdi… Kahire’nin göbeğinde çok geniş bir alana kurulmuş olan bu fuar onbeş gün boyunca çevre ülkelerden de gelen ziyaretçilerini ağırlıyor… Binlerce çeşit kitaplar sergileniyor… Türkiye’deki kitap fuarlarıyla kıyas dahi yapılamayacak bir şekilde katılıma şahit olursunuz… Kitap okurlarının koli koli kitap almalarını hayranlıkla izlersiniz…

Güneş, ressamları kıskandıracak güzellikteki kızıllarını son kez izletip sahneden çekilirken fuar çıkışında yoğun hareketlenmeler olur…

Yabancılar için açılan dil kursları yoğun talep görüyor… Asya’dan Avrupa’dan Amerika’dan ve bir çok uzak doğudan arapça öğrenmek için gelenleri görünce neden ülkem müslümanları arapça öğrenmek istemez diye hayıflanıyorum…

Kahire’de Cuma…

Hafta içi namazlar gibi kalabalık olur Cuma namazları…Sesi güzel olan imamların arkasında kılınan namazlar huşunuza huşu katar burada…

Hutbelerde Türkiye’nin gazze için tepkileri örnek gösteriliyor hutbelerde… Aynı hareketliliği mısırda göremedik. Çünkü her Cuma öncesi polis otoları sokak başlarında olası bir gösterişe meydan vermemek için bekliyorlar… Mısır zindanlarını bilen halk dualarla yetinmek zorunda kalıyor…

,,,

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi