Sahih Hadislerin Uzaktan Selam Verdiği Ülke…
Sahih hadislerin tamamı ülkemiz insanlarının dini ihtiyaçlarını karşılamak ve yarın Allah’ın huzurunda ‘bundan habersizdik!’ dememeleri için yola koyulurlar… Ülke sınırına kadar sağ salim gelen sahih hadisleri ülkenin giriş kapısında ‘atalar dini’ karşılar…
Atalar dini, ziyaretçilerinden oldukça rahatsız olur… Kendisinin ezeli bir düşmanı olduğunu anlaması zor olmaz… Fakat ülkeye girişine engel olamayacağını da çok iyi bilir… İşi zora sokmak için;
‘Sahih olabilirsiniz… Ama sizden önce uyduruk hadisler uğradı ülkemize… Topraklarımızda sizlere pek değer vermezler… Sizler insan nefsini zorluyorsunuz… İnsanların gelenek ve göreneklerine uymuyorsunuz… Bu yüzden sizleri anlamak istemezler ülkem insanları… Bence hiç kendinizi yormayın.
Sahih hadisler; nefes alan her insana uğramak için yola çıktık. Cennete ulaşım haritası bizim elimizde… Bizimle iyi geçinenlere Allah cennet vaad ediyor… Ülken insanlarının ahrette sıkıntı yaşamalarını istemeyiz…
Atalar dini tam cevap verecekken İran’dan gelen Şia akidesi evraklarını uzatarak ‘ Ehlisünnetten geliyoruz’ der bıyık altından gülerek…
‘Takiyyeni yesinler’ diyen atalar dini geçiş izni verirken sahih hadisler Allah’ın yardımıyla engellere takılmadan ülkemize girerler… Cadde sokak dolaşan sahih hadisler insanların şirk ve bid’at içinde yüzdüklerine şahit olur…
İnsanların kendilerine olan ilgisizliği ziyadesiyle üzer kendilerini… Önce şehrin büyük bir camisine girerler… Caminin hemen girişinde bid’atla karşılaşır… Uzun yıllar ülkemize demir atan bid’at, sahih hadislerle konuşmaya başlar;
İnsanlar beni çok sevdiler… Tam onların istediği gibiyim… Bir hamur gibiyim onların yanında… İstedikleri gibi şekil veriyorlar… İnsanlarla aram gayet iyi… Sizin okuyucularınız beni kovmaktan aciz düşüyorlar… Bazen gelip namazlarını kılıp arkalarına bile bakmadan çıkıyorlar… Kara lekemize bulaşmıyorlar. Bu konuda okuyucularınıza güvenebilirsiniz…
Sahih hadisler cami içindeki kitaplığa gidip diyanetin çıkardığı ‘Buhari’yi’ görürler… Kâğıdı sararmış, tozlanmış ve yıllarca yerinden kıpırdamamış olduğuna şahit olurlar… Sahih-i Buhari başlar dert yanmaya;
Buradaki varlığımız hiçbir şey ifade etmiyor… İnsanlar gözlerimin içine bakıp bid’atın sözlerine kulak veriyorlar… Buraya geldiğimiz günden buyana sayfamızı insanlara açamadık… Ne imam efendi cemaate teşvik ediyor ne de kendileri okuyor… Hemen yanımdaki kur’anın bile mealini ve tefsirini okumuyorlar…
Cemaatten birinin ‘uydum önümdeki hazır olan imama…’ sesini işiten sahih hadisler bir anlık gözlerini bid’ata çevirirler… Durumdan mutlu olan bid’atın ‘önce gelseydiniz!’ der gibi kendilerine baktığını görürler…
Bid’ata dönüp; okuyucularımız tarafından ‘belinin kırılması yakındır!’ der ve camiden çıkarlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.