TRT altın çağını yaşıyor
1991 senesi olmalı. TGRT’yi kurma faaliyetlerindeyiz. Henüz hiçbir özel TV yayında değil. Bir taraftan da müstakbel radyomuz için ses kasetleri yapıyoruz. Müthiş bir koşturma içinde hazırladığımız kasetlerin nesiller üzerinde hangi silinmez etkileri yapacağını o günden tahmin etmek tahayyül ötesiydi. Halbuki bugün Rifat Hisarcıklıoğlu bile her karşılaşmamızda o kasetlerin yetişmesindeki tesirini tekrarlıyor. Sonuncuyu Washington DC’de TOBB’un Türk lobisi kurma çalışmasının akşamındaki iftarda söyledi.
Bu ses kasetlerini bir taraftan da ayda bir Türkiye gazetesinin yanında hediye olarak veriyorduk. O kasetlerden biri de Malazgirt...
Devrin TRT’si tek tabanca. Reklam verme prosedürü şöyle işliyor. Önce senaryo TRT reklam dairesi başkanlığına fakslanıyor, oradan olur geliyor, diğer işlemler buna göre devam ediyor. Malazgirt kasetinin reklam film senaryosunu bizzat kaleme aldım. Bir yerde Sultan Alp Aslan, “Allah!” diyerek aslanlar gibi kükrüyordu.
Bütün bu hikâyeyi işte bu kelime için anlattık.
Reklam dairesi, gönderdiğimiz metinde Allah kelimesinin üstünü çarpı ile çizmişti. Yanında da TRT yayın ilkelerine aykırı, yayınlanamaz açıklaması vardı. Müslüman bir ülkede, o ülke halkının vergileriyle yaşayan bir kurumda Allah demek mümkün değildi. Can sıkıntısıyla kâğıdı paramparça ettim. Yayın ilkesi falan palavra. Oraya çöreklenmiş mezhepçi, sol artığı dinozorların canı öyle istiyordu. Telefonu açtım. Ve söylenmesi gereken söylendi. Tabii ki metin aynen geçti, film de aynen gösterildi...
Başka bir şey yazmaya gerek var mı? O zamanlar TRT bir felaketti. Çok nadirattan milletin gönül dokusuna hitap ederdi. Halka tepeden bakan tek parti diktatoryasının zihniyet takipçisiydi. Şaban Karataş’a kadar yerli düşünce sahiplerinin TRT’nin kapısından girmeleri muhaldi. Bir iktidar değişikliğinde Jülide Gülizar’la Erol Evgin’in TRT’nin önünde Şaban kümese... diye halay teptiklerini bugün gibi hatırlıyoruz. Her gelen hükümet buraya adam yerleştirdi. Geçen zaman içinde TRT çok kanallı, binlerce insan çalıştıran dev bir çiftlik haline gelmişti.
Sanki ıslahı mümkün değildi. Hepimiz, bu işe aklı eren herkes, 3-4 kanalın elde tutularak diğer kanalların elemanlarıyla birlikte satılmasını yazıp-söylüyorduk. Şimdiki TRT yönetimi bırakın kanal satmayı, yeni kanallar açtı ve açıyor. TRT artık sol artığı fikirlerin, dinozorların Ergenekoncuların, tek parti diktacılarının değil milletin televizyonu. Özel TV’leri yayın seviyesiyle denetleyecek kaliteye doğru gidiyor. Cesur adımlar atıldı. Kürtçe kanal açıldı. Çocuk kanalı açıldı. Şimdi Arapça kanal açılacak. TRT İnt, TRT Türk oldu. Dünya televizyonlarıyla ortaklıklara gidiliyor.
TRT dünya kamuoyu oluşturma yolunda, dünya ligine talip. Osmanlı milletler Topluluğundaki bütün milletlerin diliyle yayın yapmalıdır. Türkçe’nin lehçelerini düşünmelidir. Çocuk kanalı başta olmak üzere bütün yayınlarda yerlilik yüzdesi üçte ikiden az olmamalıdır. TRT bugün THY, Kızılay, TİKA, TOBB ve benzerleriyle birlikte bayrak taşıyıcımız. Hatalarını söyledik, söyleyeceğiz. Başarılarını dile getirmek de kalem borcu. Tebrikler Ayrılık dizisini yayınlayan TRT.
Tebrikler TRT’ye altın çağını yaşatan İbrahim Şahin.
Yazıklar olsun Ayrılık dizisine reyting süfliliğiyle bakanlara, kara vicdanlı TRT özleyenlere.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.