Kağıt parçasını hazırlayan darbeci parçası çıktı!
- Lütfü Bey; Genelkurmay Karargahı'nda hazırlanan Albay Dursun Çiçek imzalı darbe planını içeren belgenin fotokopisi ortaya çıktığında Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, bu fotokopi için “kağıt parçası" demişti. Bu belgenin fotokopisinden sonra şimdi aslı da ortaya çıktı. Üstadım, bu gelişmeler hakkındaki değerlendirmelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
- Genelkurmay Başkanı'nın "kağıt parçası" dediği bu belgeyi hazırlayan darbeci parçası çıktı! Başka bir ifadeyle, hazırlanan darbenin parçası çıktı. Bu darbe belgesinin aslının ortaya çıkması ve uzmanlarca doğruluğunun test edilip onaylanması ile birlikte artık bu konuda pek şüphe kalmadı. Bu durumda Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ya istifa etmeli, etmiyorsa da görevden alınmalı. Bu darbe belgesinin hazırlanışından habersiz olsa bile yine de Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ya istifa etmeli, etmiyorsa da görevden alınmalı. Çünkü bir kurumda olup bitenlerden o kurumun başındaki kişinin sorumlu olduğu unutulmamalı. Genelkurmay’ın başındaki kişi de İlker Başbuğ olduğuna göre, bu konudaki sorumluluğun ona ait olduğu unutulmamalı. Kaldı ki bu belgenin aslını savcılığa gönderen Genelkurmay içindeki bir subay, yazdığı ihbar mektubunda, bu darbe belgesinden Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un haberinin olduğunu belirtiyor. Ayrıca bu belgenin fotokopisinin ortaya çıktığı günlerde Albay Dursun Çiçek'in Genelkurmay Karargahı'ndaki odasındaki bütün belgelerin imha edildiğini, kendisinin sadece bu belgeyi kurtarabildiğini söylüyor. Genelkurmay Karargahı'nda bu konudaki belgeleri yok edebilmek için yoğun bir çaba içine girilmiş demek ki. Ve demek ki Genelkurmay Karargahı'nda darbe karşıtı böyle bir subay olmasa, bu darbe belgesinin aslı yok edilip, bu olayın üstü örtülecekti. Bu olup bitenlerden asıl sorumlu tutulması gerekenler de, başta İlker Başbuğ olmak üzere Genelkurmay’ın başındakiler değil mi? Ancak bu olup bitenlerin baş sorumluları değil, son sorumluları savcılığa çağrılıp ifadeleri alınıyor. Oysa son sorumluların değil, baş sorumluların savcılığa çağrılıp ifadelerinin alınması gerekiyor.
KAFANDAKİ ÇUVALI ÇIKARTMAYA KAFA YOR!
- MHP sözcüleri Genelkurmay Karargahı’nda hazırlanan darbe belgesinin aslının ortaya çıkması üzerine bunu hazırlayanlara, "Ordunun işi darbe yapmak değil, ordu asıl işini yapsın" diyerek tepki gösterdiler. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
- MHP'nin milletin iradesine sahip çıkması, milletin getirdiği iktidarı ancak milletin götüreceğini savunması güzel gelişmelerdir. Eskiden MHP'ye "faşist parti" denirdi; ancak şimdilerde bu tanımlamayı asıl CHP gibi darbecilere toz kondurmayan partiler hak etmektedir. Belli ki MHP ülkedeki ve dünyadaki gelişmelerin farkındadır; ama CHP hâlâ bunun farkında değildir. Ülkenin ve dünyanın geldiği bu noktada askeri darbe yapmak, yapılsa bile bunu ayakta tutmak artık kolay değildir. Seçilmiş yönetimlere karşı orduyu yöneten generallerin verdikleri muhtıralar, darbe girişimleri hep ters tepmektedir. İşte 27 Nisan 2007’de AKP Hükümeti'ne o zamanın Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt muhtıra vermiş, ancak millet de buna tepki olarak AKP'ye hak ettiğinden fazla oy vermiştir. Ama anlaşılan CHP gibi Genelkurmay Karargahı'ndakiler de hâlâ bunun bilincinde değildir. Hâlâ Genelkurmay Karargahı'nda darbe planı yapılabilmektedir. Ve bu planı hazırlatanlar arasında o dönemde Genelkurmay İkinci Başkanı olan, şimdinin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız'ın adı geçmektedir. Hani ailesini askeri helikopterle pikniğe götürdüğü haberiyle gündeme gelen Orgeneral Hasan Iğsız'ın adı geçmektedir. Yahu bu Genelkurmay Karargahı'ndakiler, milletin tepesine helikopterle, paraşütle kendilerini indirecek darbe planlarına kafa yormak yerine, mesela ABD askerlerinin Türk subaylarının başına geçirdiği çuvalı nasıl çıkartacaklarına kafa yorsalar ya! Ne yaparız da başta ABD olmak üzere emperyalistlere kafa tutan İran Ordusu, Kuzey Kore Ordusu gibi bir ordu oluruz diye kafa yorsalar ya.
ULUSALCI DEĞİL PARASALCI!
- Kendilerine "ulusalcı" diyenler gerçekten ulusalcı mı? Bunlar için en önemli husus gerçekten ulusun, ülkenin çıkarları mı? Malumunuz 12 Eylül darbesini yapan generaller de kendileri için en önemli şeyin ulusun, ülkenin çıkarlarını korumak olduğunu söylemişti. Aynı şeyi kendilerine “ulusalcı" diyen Ergenekoncular da söylüyor. Bu konudaki düşünceniz nedir?
- 12 Eylül darbesini gerçekleştiren generallerin yaptıkları en önemli icraatlardan biri nedir? Sivil iktidarların “Ulusa, vatana ihanet olur" düşüncesiyle yapmadığı Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına dönmesinin yolunu açmak değil midir? Bilindiği gibi 12 Eylül darbesi öncesinde, Türkiye onay vermediği için, Yunanistan NATO'nun askeri kanadına alınamıyordu. Türkiye'deki sivil iktidarlar, "ulusa, vatana ihanet olur; bu Türkiye'nin çıkarlarına değil Yunanistan'ın çıkarlarına hizmet etmek olur" düşüncesiyle Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına dönmesine onay vermiyordu. Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına dönmesini çok isteyen ABD, bu konuda Türkiye'deki sivil iktidarlara baskı yapıyor, ama bu baskı sonuçsuz kalıyordu. Derken sivil iktidarı deviren 12 Eylül darbesi oldu. Ve 12 Eylül darbesini gerçekleştiren generallerin yaptıkları ilk işlerden biri de Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına dönmesine onay vermek oldu. Peki nasıl ulusalcılık bu? Peki ulusun, ülkenin çıkarlarını nasıl her şeyin üstünde tutmak bu? O zamanlar "düşman" sayılan Yunanistan'ın çıkarlarına hizmet etmek hiç ulusalcılık olur mu? Aslında bu, ulusal çıkarlarımızı "düşman" sayılan ülkeye satmak demek olmuyor mu? Ne gariptir ki ulusal çıkarlarımızı "düşmana" satan 12 Eylülcüler gibi, mesela ulusalcılığı kimselere bırakmayan Ergenekoncu Tuncay Özkan da kendi televizyon kanalını "düşmanım" dediği Fethullah Gülen cemaatine sattı. Vatanını, kanalını "düşmanım" dediklerine satıyorsun, ondan sonra da ulusalcı geçiniyorsun. Daha doğrusu, ulusalcılıktan geçiniyorsun! Ulusalcılığın ticaretini yapıp, dünya çapında paraya kavuşuyorsun. Nitekim 12 Eylül darbesini yapan generallerden mesela Tahsin Şahinkaya dünyanın en zengin generali olmadı mı? Bu general gibiler, bu Tuncay Özkan gibiler ulusalcı değil, parasalcı!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.