Bünyamin Gezer’i gökyüzünde yakaladık..
Trabzon’dan İstanbul’a dönüyorum.. Uçaktayım ve yaklaşık 10 bin metre yüksekte uçuyorum.. Yanımda son haftalarda isminden en fazla bahsedilen kişi!..
Hakem Bünyamin Gezer..
Esas mesleği polis memuru.. Şu anda da Kahramanmaraş’da görev yapıyor..
Ve o da Giresun’dan dönüyor..
Giresunspor-Altay maçını yönetmiş.. Müsabakayı, Altay deplasmanda 4-3 kazanmış.. Maç olaylı sayılabilecek şekilde geçmiş.. Bünyamin Gezer, Giresunspor’dan bir futbolcuyu attığı gibi son dakikalarda Altay lehine bir de penaltıya hükmetmiş!.. Ve bir ara 3-1 galip duruma gelen evsahibi Giresunspor, üst üste yediği gollerle sahasındaki maçı 4-3 kaybetmiş..
Selam kelâm faslından sonra, sordum Bünyamin Gezer’e..
“Önceki hafta olaylı ve bol kartlı Fenerbahçe-Galatasaray maçı.. Ardından da Giresun’daki müsabaka.. Verdiğin kararlarda vicdanen rahat mısın?..”
“Son derece rahatım” dedi!.. Sonra da ekledi; “Giresunspor-Altay maçında futbolcular önce maçın psikolojik atmosferiyle karışık itiraz ettiler ama daha sonra en çok itiraz edenler geldiler ve haklısın hocam, özür dileriz dediler!..”
Derken, F.Bahçe-G.Saray maçına getirdik muhabbeti.. Bazı gamlı baykuşların ifade ettikleri gibi, yan hakemin kafasına gelen cisim neticesinde müsabakayı iptal ettirmeli miydi acaba Bünyamin kardeşimiz?..
Ve o anı yeniden sorguladık.. Aldığımız cevap şöyle oldu;
“Hayır kararımız doğruydu.. Arkadaşlarımızla istişare ettik ve müsabakanın oynanması kararını verdik.. Bak Sami abi, eğer o maçı iptal etmiş olsaydık, olacakları sana anlatayım; 50 bin kişi o stada gelmiş.. Maçı tatil etsem, binlerce insan protesto yürüyüşü yapacak.. Zaten ülkede genel anlamda durumlar gergin.. Bir sürü de provokatör işin içine girecek.. Belki camlar çerçeveler inecek.. Allah korusun, yine belki de bir taraf karşı tarafa saldıracak.. Ya bir de cana birşeyler olsa, bunun hesabını kim verecek?..”
Burada hemen ben giriyorum muhabbete ve “Herhalde rahat koltuklarında oturup sağa sola sataşan agresif suratlı kişiler vermeyecek” dedim!.. Öyle ya!.. Adamın eskiden yönettiği maçlardaki hatalarını yazsam Boğaz Köprüsü’nün uzunluğunu geçer, ama gelin görün ki oturduğu yerden esip gürlüyor!.. Palavrayı sıkıyor!..”
Biz sözü kesiyoruz Bünyamin Gezer’i konuşturuyoruz; “Vicdanım çok rahat Sami abi.. Hatta öyle rahat ki, o gece çok büyük olayları önlediğim kanaatindeyim”..
Polislikle hakemlik nasıl gidiyor Bünyamin kardeş, dediğimizde de, “Abi, ben sahada polisliği düşünmem.. Çünkü saha içinde hakemim!.. Ama emniyeti temsil ediyorum.. Bana laf gelsin, emniyet teşkilatına laf gelmesin!.. En çok üzerinde durduğum konu budur” diyor...
10 bin metre yükseklikte Bünyamin Gezer’le sohbetimizin sonuna geliyoruz.. Zira uçak İstanbul’a alçalmaya başlıyor.. Son olarak şunları söylüyorum; “Maşallah diyelim, işi iyi götürüyorsun.. Şu an zirvede gidiyorsun.. Konuşulanlara fazla kafanı takma.. Meyveli ağaç taşlanır..”
Ardından da ekliyoruz; “Eskiden yüzün az gülüyordu ancak son zamanlarda o durumu da hallettin.. Bayağı güleç oldun.. Bünyamin kardeşim seni adaletli görüyorum!.. Yanlış karar elbette olacak.. Yeter ki, peşin hüküm, ard niyet olmasın.. Hakem de insandır.. Bazen pozisyonları göremeyebilir.. Hatta bir takımın taraftarı da olabilir.. Fakat her şey sahaya çıkana kadardır..”
Netice-i kelâm;
Şevkatli ve merhametli ol.. Unutma, hakemlik aynı zamanda da futbolcuyu pskolojik anlamda terapiye alma işidir.. Futbolcuları sahadan atmak için değil, sahada tutmak için mücadele et.. Allah yardımcın olsun” diyoruz ve bir de bakıyoruz ki uçağımız Yeşilköy Havalimanı’na gayet yumuşak bir iniş yapmış bile..
Bünyamin Gezer’in son sözleri; “Sami abi çok teşekkür ederim.. Bu geceki güzel sözlerin karşısında inan ki çok rahatladım” oluyor..
Biz de “tekrar görüşelim” dileklerimizle Gezer kardeşimize veda ediyoruz..